Оплошность перевод на турецкий
160 параллельный перевод
По-моему, я где-то допустила оплошность, хотя я всегда старалась быть хорошей женой и матерью.
Sanırım bir yerlerde yanlış yaptım. Oysa ki her zaman iyi bir eş ve anne olmak için çabalıyordum.
Мистер Болдуин, простите за эту оплошность.
Bu hata için çok özür dilerim. Büyük bir zevk.
Малейшая оплошность могла меня убить.
Bayağı bir yol almıştım. Ufacık bir hata, herşeyi mahvedebilirdi.
Надеюсь, вы не намекаете, что это наша оплошность?
Umarım bölümümü işi boşlamakla suçlamıyorsunuzdur.
- Извините, это наша оплошность. - Я надеюсь, сэр.
Özür dilerim, bizim hatamız.
Согласись, что в любом соревновании такая оплошность-смертельно опасна, а уж в нашем поединке - поистине катастрофична, ибо ставки в этой игре-высоки, о чём ты, уже, несомненно, успел догадаться.
Herhangi bir maçtaki hatanı umursamayabilirsin. Ancak burada ölümüne oynadığımızdan zaafının sonuçları çok korkunç olabilir. Ki hiç şüphesiz senin gibi biri bu sanıya kapılmayacaktır.
Когда тебя на кого-то рвёт это социальная оплошность которую нельзя исправить.
Birinin üzerine kustuğunuzda, geri dönüşü olmayan bir sosyal gaf yapmış olursunuz.
Если бы ты только признал свою оплошность...
Biliyor musun, Frank bunun talihsiz bir durum olduğunu kabul etmiş olsaydın...
Не глупите. Малейшая оплошность - и будут вам... последствия.
Aptalca bir şey yaparsan, bu olay bir anda büyüyebilir.
- Какая оплошность!
Öyle olsaydı kendi gelirdi.
Затем оплошность.
Büyük suç.
- Оплошность?
Büyük suç?
- Оплошность!
Büyük suç.
Моя оплошность, породила обиду а обида привела к драке.
Hata yaparak, saldırganlığa yol açtım saldırgan davranışlar sonucunda da olay çıktı.
Малейшая оплошность и взрыва не избежать.
En ufak bir sarsıntı onu ateşleyebilir.
Одну бросающуюся в глаза оплошность.
Belirgin şekilde gözden kaçan bir şey...
Моя оплошность.
Benim hatamdı.
Возможно, это была оплошность с вашей стороны.
Belki de, gözden kaçırmışsındır.
Оплошность ввиду незнания, а? !
Bilmiyor diye bir masum hata, ha?
Вы считаете, что я могу допустить такую оплошность и подвергнуть опасности жизнь дочери?
Böyle bir şeyi unutacağımı ve kendi öz kızımı, tehlikeye atacağımı mı düşünüyorsunuz?
О. Оплошность с моей стороны.
Gözümden kaçmış.
Это была оплошность.
Kazara oldu.
Моя оплошность.
Benim hatam, sanırım.
Я был в полиции, извинялся за оплошность, которая не оплошность.
Karakola gittim. Bir hata yüzünden af dilenmek hata değildi.
В принципе это была ошибка... это была оплошность строителей бассейна... если хочешь кого-нибудь винить.
Besbelli, bir kazaydı. Havuz üreticilerinin teknik bir hatası. Ve eğer birini suçlamak istiyorsan...
При составлении программок была допущена оплошность
Programlarda bir şey gözden kaçmış.
Малейшая оплошность и будет как в Крымскую войну.
En küçük bir hatada kendimizi Kırım Savaşı gibi bir belanın içinde buluruz.
Может, простите мне эту оплошность?
Affedemez misiniz? Fark etmedim.
Доктор Чейз, ваша оплошность привела к смерти пациентки.
Dr. Chase,... yaptığınız hata, bir hastanın ölümüne neden oldu.
- Да, я знаю, моя оплошность
- Çok ihmalkarım biliyorum.
Да. Моя оплошность.
Evet, orada dikkatsiz davranmışım.
- Что? Я допустила оплошность.
Ben bir düşüncesizlik ettim.
О, моя оплошность.
Benim hatam.
Я просматривал бумаги, и понял что совершил оплошность.
Kağıt işleriyle uğraşırken biraz ihmalkar davranmış olabilirim.
Еще одна оплошность и она уволена.
Bir saldırı daha olursa, kendini dışarıda bulur.
Эта последняя оплошность будет дорого стоить.
Bu son dikkatsizliğin tam bir yumruk gibi.
И на тех карточных шоу, фаны дают мне знать, если я допустил какую-то оплошность.
Ve fanatiklerim o günleri geride bıraktığımı bilmemi sağlıyorlar.
Надо полагать, это оплошность внутридворцового ведомства.
İç İşleri Ofisinde gözden kaçmıştır.
Нужно исправить оплошность.
- Bunu yola koymak istiyorum.
Мы собирались встретиться и вместе позавтракать. Моя оплошность, мы зависали с J.D. и Рауди, когда решили поприкалываться, как всегда.
Kusura bakma, J.D. ve Rowdie'yle takılıyordum, eskiden yaptığımız bir numarayı yapalım dedik.
Oх, моя оплошность!
Kusura bakma!
Габриелле не следовало допускать подобную оплошность. И вот - девчонка нашла её.
Gabrielle kızın onu bulmasına izin vermemeliydi.
Я допустил оплошность.
Benim hatam.
Помня оплошность с горящим парнем, сейчас мы тут же начали действовать.
O barış rallisindeki yanan adam hariç. Kocaayağı hayata döndürmek için uğraştık.
Это большая оплошность с вашей стороны.
Bu senin hatan olur.
- Я допустил оплошность. - В смысле, ее за что, Бонд?
- Yanlış yönlendirme.
К сожалению, вирус "Голубая тень", в его естественной форме, процветает только в воде но я исправил оплошность природы.
Ne yazık ki... Mavi Gölge Virüsü, doğası gereği sadece suda gelişiyor. Taa ki ben onun bu zayıflığını giderene kadar.
Я совершил оплошность. Простите меня.
Ama onun ölümünden hemen sonra onları giyebileceğini... hiç düşünmemiştim.
Сделаешь оплошность - и никто не заметит.
Kimse hatalarını görmez.
Любая оплошность для нас смерть.
Tek bir hatayı bile kaldıramayız.
- Вы правда считаете, что эта оплошность не имеет..
Evet, ne var biliyor musun? Ben - - Ben -