Плакала перевод на турецкий
979 параллельный перевод
♪ Однажды я долго плакала ♪ ♪ и решила переехать ♪
Bir gün çok ağladım ve taşınmaya karar verdim.
Таким образом молодежь смеялась и плакала, и жила беспечно, в то время как по миру происходили события, которые в дальнейшем повлияли на каждого живущего человека. ВОЙНА
Dünya'nın üzeri, gittikçe yayılan bir bulut ile kaplanıp... yaşayan her insan, bundan bir ölçüde etkilenmeye başlayıncaya kadar gençlik, gülüp ağlayarak gelişmeleri umursamadan yaşadı.
Нужно срочно что-то предпринять! Плакала наша экономика!
Savaş demek vergilerin artması demek!
Ты раньше не плакала.
Daha önce hiç ağlamadın.
Моя мать даже плакала во время просмотра
Annem o haberi gördüğünde ağlamaya başlamıştı.
Она даже плакала!
Ağladı!
А потом, несколькими днями позже, когда фотографию привезли, мама плакала.
Fotoğraflar eve geldikten birkaç gün sonra annem çok ağladı.
О, Рик, я думаю, она плакала.
- Sanırım ağlamıştır.
- Плакала?
- Öyle mi?
Она плакала и тогда, когда арендаторы испугались.
Bizden önce evde oturanlar korkup kaçarken de ağlıyor muymuş?
Это докозательство тому, что его оберегают духи, потому, что я плакала за ним.
Ruhların onu koruduğunun bir kanıtı bu. Çünkü onun için ağladım.
- Может голодная, плакала.
Büyük olasılıkla çok açtır ve ağlamaktan gözleri şişmiştir.
Однажды я так плакала по мужчине, что мои глаза чуть не смыло с лица.
Bilmek isteyebilirsiniz belki, bir keresinde bir adam için ağlamıştım ağlamaktan gözlerim şişene kadar.
Если б он умер, ты бы об нём плакала ;
Babam ölseydi, ağlardın onun için.
а если бы ты не плакала, это было бы добрым знаком, что у меня скоро будет новый папенька.
Ağlamıyorsan, o zaman da yakında yeni bir babam olacak demektir.
Она плакала.
Çok kötü ağlamaya başladı.
Мы встретили её на выходе, она плакала.
Onunla çıkarken karşılaştık, gözleri dolu doluydu.
В 20 ярдах была женщина. Я слышал как она плакала.
Hemen 20 metre kadar ötede bir kadının ağladığını duydum.
За кустарником, я увидел связанного мужчину, женщина плакала и Таджомару.
Bir çalılığın ardından sıkıca bağlanmış bir adam ağlayan bir kadın ve Tajomaru'yu gördüm.
И я плакала.
Gözyaşları beni etkiledi.
Села на диван и долго плакала.
Kanepeye oturup bir güzel ağladım.
Когда я уходил, Я видел, как она плакала.
Ayrılırken ağladığını gördüm.
Она все время плакала из-за твоих измен.
Senin sadakatsizliğin yüzünden hep ağladı.
Она плакала и я плакал... и я подумал, что сейчас в любую минуту мы будем в шаге от луны.
O ağlıyordu, ben de ağlıyordum... Kendimizi tam ayda bulmaya ramak kaldığını sanıyordum.
- Она провожала меня на вокзал и всё время плакала.
- Peki ya annen? - Peşiden gelmeye çalıştı.
Только один раз, однажды я плакала.
Ama bir kez ağlamıştım.
Я всегда плакала над судьбой Хиросимы.
Ben hep ağlamışımdır Hiroşima'nın alınyazısını düşündükçe.
Она плакала от счастья.
Öyle mutlu oldu ki ağladı.
Я никогда так не плакала.
Daha önce asla sızlanmazdım.
И я плакала во сне.
Ağlıyordum.
Когда я проснулась, то оказалось, что я плакала по-настоящему.
Sonra uyandım. Gerçekten ağlıyordum.
Ты плакала из-за меня?
Seni ağlattım mı?
Мама, моя бедная мама всё время плакала.
Annem oradaydı. Zavallı bir biçimde ağlıyordu.
Ты уже столько плакала, когда он умер.
Bak ölmemiş işte.
А платить-то кто будет? Плакала моя выручка!
Hem sen de parasını ödemeden gitmezdin.
Если он поймает тебя за подслушиванием, плакала твоя задница.
Telefonlarını dinlediğini çakarsa, koşturur kıçını, bloğun etrafında!
Когда эта женщина плакала передо мной, ты знаешь, кто был убийцей?
Kadın gözlerimin önünde ağlarken katil kim dedi biliyor musun?
И я тоже плакала.
Ve ben de ağladım.
Ты плакала? Мужайся.
Ağlamayı bırak.
- Она плакала, Джим?
Ağladı mı, Jim?
- Что? Она плакала? Ее слезы падали на вас?
Gözyaşları sana hiç değdi mi?
Она плакала раньше до того, как приехал ты.
Sen gelmeden önce çok ağlardı.
Она плакала, когда не могла встречаться со мной.
Beni göremediği zaman ağlardı.
Потому что она плакала, когда мы встречались.
Çünkü beni görünce de ağlardı.
- Если б он умер, ты бы плакала.
- Ölseydi onun için ağlardın.
"И мама тоже обрадовалась, потому что когда пришло письмо, она целый день плакала, а раньше она говорила, что ты летчик-испытатель"
Annem de çok sevindi... Mektubunu okuyunca bütün gün ağladı. Bize test uçuşları yapan bir pilot olduğunu söylerdi.
Я думала о тебе днями и ночами и плакала.
Gece gündüz seni düşünüp ağladım.
Например, когда плакала.
Tıpkı ağladığım zamanki gibi.
Я рассказала ей свои сны и потом я плакала.
Sonra ona rüyamı anlattım ve ağladım.
Ты плакала?
Ağladın mı?
Она так плакала на моих похоронах.
- Gereken özeni gösteririz.