Президент перевод на турецкий
8,849 параллельный перевод
Президент еще не одобрил этот план.
Başkan henüz planı onaylamadı.
Президент AВ клуба.
Jeanne Galleta.
Мистер президент Мистер президент!
- Sayın başkan! - Sayın başkan!
Мистер президент!
- Sayın başkan!
Если президент Пэнг использует власть над вакциной в Азии, он заставит нас выбирать себе союзника.
Başkan Peng böyle bir çatışmada bizi taraf olmaya zorlamak için Asya'da tedavi üzerindeki kontrolünü kullanıyor mu acaba?
Мистер президент
Sayın başkan!
Президент немного схитрил во вчерашнем выступлении.
Başkan basın toplantısında kaçamak cevaplar verdi.
Мистер президент, трансляция на местном канале
Sayın başkan. Yerel frekans üzerinden bir yayın yapıyorlar.
Конор Граф, 34 года, президент Incentric Biosystems.
Connor Grag, 34 yaşında. Incentric Biosystems C.E.O.'su.
- Конечно, сеньор Президент.
- Pek tabii, efendim.
Сеньор президент, на связи Фернандо Дуке.
Sayın Başkanım, Bay Fernando Duque telefonda.
Президент Пенг копил лекарство, прятал в Китае что позволило вирусу мутировать и прокатиться по Японии и остальной Азии
Başkan Peng tedaviyi topladı ve Çinliler için sakladı. Şimdi de virüsün mutasyon geçirmesine ve Japonya ile birlikte tüm Asya'yı kasıp kavurmasına izin veriyor.
Идем. Президент Пенг ждет
Gel hadi, başkan Peng seni bekliyor.
Президент Пенг говорит, что рад встречи с тобой и приветствует тебя в Новом Китае.
Başkan Peng seninle tanışmanın büyük bir onur olduğunu söylüyor ve Yeni Çin'e hoş geldiniz diyor.
Но мне кажется, мистер президент, что этого мало.
Ancak sayın başkan, acaba yeterli değil mi diye düşünüyorum.
Я военный, мистер Президент.
Ben bir askerim sayın başkan.
При всем уважении, мистер президент Я не думаю, что вы стараетесь.
Kusura bakmayın sayın başkan ama bence elinizden geleni yapmıyorsunuz.
Не хотите распространять вакцину - мой президент отправит для этого нас.
Tedaviyi siz yaymazsanız, başkanımız bizzat bizim yayacağımızı bilmenizi istedi.
Президент МИченер надеется что мы будем сотрудничать.
Başkan Michener bu mücadelede bize yardımcı olacağınızı umuyordu.
Президент нарушил радиомолчание
- Başkan telsiz susmasını kaldırdı.
ДАНБАР ВЫБЫВАЕТ После ее ухода президент Андервуд остается предполагаемым кандидатом.
Dunbar'ın adaylıktan çekilmesi Başkan Underwood'u muhtemel aday konumuna getirdi.
Президент считает, что ОИХ - серьезная угроза.
Başkan İHÖ'nün ciddi bir tehdit olduğunu düşünüyor.
Генерал, президент принял решение.
General, Başkan kararını verdi.
Следующий президент Соединенный Штатов, любовь моей жизни, лучший отец, которого можно представить, мой муж, Уилл Конуэй.
Amerika Birleşik Devletleri'nin ilerideki Başkanı, hayatımın aşkı ve bir annenin ümit edebileceği en iyi baba olan kocam Will Conway.
- О ком вы думаете, г-н президент?
Aklınızda kim var Başkanım?
Да. Именно в этом президент Андервуд больше всего подводит нас.
Evet, tam da bu hususta Başkan Underwood bizi çok büyük fiyaskoya uğrattı.
Не мы, не президент.
Ne bize, ne başkana. Sana...
Вы знаете, почему я звоню, г-н президент.
Sizi neden aradığımı biliyorsunuz Sayın Başkan.
Президент не предлагал эту реформу, пока был организатором партии.
Başkan, parti denetçisiyken tek bir silah reformu sunmadı.
- Г-н президент.
- Sayın Başkan.
"Мы просим вас увидеть полную картину, г-н президент".
"Burada olayın bütününe bakmanızı istiyoruz, Sayın Başkan."
Президент должен знать своих избирателей.
Bir başkan seçmenlerini tanımalı.
- Г-н президент?
- Sayın Başkan'ım.
Г-н избранный президент, это избранный губернатор Конуэй.
Sayın Başkan'ım, Seçilmiş vali Conway.
Мистер Президент.
Sayın Başkan. Sağlık ve İnsan Hizmetleri sizi kordonun içinde herşeyin iyi olduğuna inandırmak istiyorlar. Leo :
Губернатор и президент оказывают полную поддержку.
Vali ve Başkan tam desteklerini veriyorlar.
Помните, когда Вы были ребенком, и думали, что взрослые все знают, и Президент был самым умным человеком на планете?
Hatırlıyor musun çocukken, yetişkinlerin her şeyi bildiğini, ve başkanın da dünyadaki en akıllı adam olduğunu sanırdın?
Я, например, рад, что президент извинился.
Ben, en başta Başkan özür dilediği için memnun olduğumu söylemeliyim.
Думаю, из нее бы получился отличный вице-президент.
Bence kendisinden mükemmel bir başkan yardımcısı olur.
Надеюсь, что Сенат возьмет с них пример и президент подпишет этот закон.
Senato'nun da yakın zamanda onları takip edeceğini umuyorum böylelikle Başkan da bunu kanuna çevirebilir.
Президент не стесняется своей пересадки.
- Başkan organ naklini saklamıyor.
Президент сегодня утром устроил брифинг... ПРЕЗИДЕНТ ВСТРЕТИЛСЯ С СЕМЬЕЙ ДОНОРА... в "Truxton Marquis" с Карен Уильямс, матерью Дэниэла Уильямса, донора, у которого была взята печень.
Başkan bu sabah kendisine karaciğerini veren donör Daniel Williams'ın annesi Karen Williams ile birlikte Truxton Marquis'de basın karşısına çıktı.
Президент воспользовался этим грустным событием, чтобы выразить свою благодарность тем, кто дарит свою жизнь ради здоровья и благополучия других, с помощью донорства органов или своей работы.
Başkan bu acı buluşmada organ bağışı veya diğer çalışmalarla başkalarının iyiliği ve sağlığı için kendi hayatlarını paylaşan kişilere olan minnettarlığını ifade etti.
Президент сейчас будет на связи.
Başkan birazdan telefonda olacak.
Президент одобрил ваше избрание на место вашей матери во время обращения к нации.
Başkan ulusa seslenişte annenizden boşalan koltuk için sizin adaylığınızı desteklemişti.
Вице-президент?
Başkan yardımcısı olarak mı?
Нужно действовать, г-н президент, и немедленно.
Bir şeyler yapmalıyız, Sayın Başkan. Ve bunu şimdi yapmalıyız.
Мистер президент!
- Bu konuda elimizden geleni yapıyoruz.
- Сеньор президент... сеньор Президент, Эскобар несомненно попробует восстановить своё положение в городе.
Sayın Başkanım, apaçık ortada ki, Escobar şehirde yeniden kuruluma gidecek.
Это президент Джефри Миченер
Ben Başkan Jeffrey Michener.
КОНУЭЙ ПРЕЗИДЕНТ 2016 Конэуй!
Conway!