Чужом перевод на турецкий
180 параллельный перевод
Сейчас она возвращается из путешествия со своим супругом, за которого вышла замуж на чужом, гостеприимном континенте.
Şimdi yabancı ve misafirperver bir kıtada evlendiği eşiyle dönüyor.
Вы знали, как я волновалась... В чужом доме, одна... Как важно мне было понять, что меня приняли, и вы помогли мне почувствовать, что здесь меня ждут тепло, счастье, и радость.
Yeni bir evde bir yabancı olarak ne kadar gergin olduğumu ve kabul edildiğimi hissetmemin ne kadar önemli olduğunu bilerek buradaki ilk anlarımı böylesine sıcak, mutlu ve hoş yapmanız çok nazik ve düşünceliydi.
Показания говорят о чужом присутствии, очень похожем на то, что было обнаружено на планете, однако без указания местоположения.
Gezegen yüzeyindeki uzaylı varlığına benzer bir varlık söz konusu. - Tam yeri saptanamıyor.
копаясь в чужом грязном белье. ты все еще сажаешь китайцев за решетку что они плюют на белье в прачечной?
Evet, olur olmaz kişilerin kirli çamaşırlarını ortaya çıkararak. Söyle bakalım hala Çinlileri çamaşırları tükürerek temizledikleri için kodese tıkıyor musun?
Я просто изнываю в чужом теле.
Kalbim kırıldı diye işler bu hale geldi.
Но Хёглунд делает деньги на чужом несчастье. Для этого он меня и нанял.
Ama beni burada çalıştırarak, Höglund her ay... insanlardan para alıyor.
Мы думаем, что на этот раз вы сами осознали что вы господа в чужом доме.
Başkasının ülkesinde efendilik ettiğinizi anlamanızın vakti.
Хочешь играть в ковбоев, делай это в чужом округе.
Kovboy polislik yapacaksan başkasının bölgesinde yap.
- На чужом кадиллаке
- Şu büyük Cadillac'ın içinde.
Вы находитесь в чужом доме.
Sen bir kadınsın. Yabancı bir evdesin.
Я не могу оставить Оскара в чужом месте. С чужим человеком.
Oscar'ı yabancı bir yerde... yabancı biriyle bırakamam.
Тяжело уснуть в чужом доме.
İnsan genellikle başkasının evinde rahat edemez. Bir bilge ise her yeri evi bilir.
Она представила себя в абсолютно чужом образе.
Kendini tamamen yanlış tanıttı.
На чужом поле все зову ее по имени.
# O yabancı toprakta hala adını anıyorum
Ну, Нарисуйте меня серым и назовите страшным волком, если это не две заблудшие овечки, в чужом лесу, и ночью.
Pekala, eğer, iki küçük kayıp kuzumuz, karanlıkta tek başlarına değillerse, beni griye boyayıp, bana'hain kurt'diyebilirsiniz.
Деммас скрывается на каком-то чужом корабле, а ты здесь... со мной.
Demmas, yabancı bir gemide saklanıyor ve sen şu anda... benimle birliktesin.
Стали ошиваться вокруг, убивать людей, хозяйничать в чужом доме и делать дурацкие мини-пиццы.
Etrafta dolanıp, milleti öldürmeye evine yerleşip minik salak pizzalar yapmaya başladılar.
Он явно в чужом костюме.
Başka birisinin elbisesini giyen birisine benziyor.
И проснулась в чужом лифчике.
Uyandığımda başka birinin sutyenini giyiyordum.
Я пошёл в армию не для того, чтобы копаться в чужом заду.
İnsanların kıçından kağıt çıkarmak için orduya katılmadım.
Возможно, хочется немного побыть кем-то другим. Побыть в чужом теле. Думать иначе.
Aslında kısa bir süre için başka biri olma fikri, başka bir tenle heyecanlanmak, farklı düşünmek ve farklı hareket etmek, değişik hissetmek.
У каждого есть внутри маленький Яго, который говорит нам, что наши мужья или наши девушки нас не любят. Мы не можем увидеть, что происходит в чужом сердце.
Hepimizin içindeki lago'lar kocalarımızın, kız arkadaşlarımızın bizi aslında sevmediğini, birinin kalbinde gerçekte kimin olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğimizi söylemiyor mu?
Словно в том, чужом мне городе все знали, что я убил человека.
Birini öldürdüğümü, şehirdeki herkes biliyormuş gibi geliyor.
Я шел по странной улице, и казалось, что я в чужом городе. Будто бы в Японии, в Токио.
Garip bir sokakta yürüyordum... ve içimde Tokyo gibi yabancı bir şehirde yürüdüğümü hissettim.
Особенно в чужом городе.
Özellikle şehir dışından gelenlerle.
Я Фиона, в чужом теле.
- Benim, bu vücuttayım.
И даже когда обручальные кольца безвестно канут в чужом десерте кто-то где-то пытается что-то тебе втолковать.
Ve yüzük, yanlış meyveli pastaya giriyorsa birileri, bir şeyler söylemeye çalışıyor demektir.
Я в чужом прикиде, потому что собираюсь сбежать.
Kılık değiştirdim çünkü kaçmak istiyorum.
Я.. Я должен гнездиться на чужом насесте.
Başkasının tüneğinde bir yuva sadece.
стати, что ты делаешь в чужом саду?
Söyle, bahçemde başka birisi ne arıyor?
Он слишком заботится о чужом мнении.
Herkesin ne düşündüğünü çok önemsiyor.
- Ладно. Я не могу. Это как рыться в чужом шкафу.
Birinin çekmecelerini karıştırmak gibi.
Ты ошибаешься, Тилк, я не на чужом корабле.
Yanılıyorsun Teal'c, düşman gemisinde değilim.
Это старинная городская игра, а Клэй Дэвис... этот ворюга родился с рукой в чужом кармане.
Bu, bu şehirde eski bir oyundur, peki, Clay Davis? O hırsız herif eli birinin cebinde doğmuş.
Что я говорил тебе насчет игры на чужом поле?
Onlara onlar gibi oyunlar oyna?
То есть как это, ты не думаешь? На чужом несчастье счастья не построишь.
Evli bir adamın karısına bunu yapmak istemiyorum.
Я не могу жить в чужом доме или каком-то мотеле и я не собираюсь обратно на диван Элис.
Bir yabancının misafir evinde ya da otelde yaşayamam ve Alice'in kanepesine de dönmeyeceğim
И они чувствуют себя так, как будто они заперты в чужом теле.
Kendilerini başka birisinin vücudunda hapsolmuş hissederler.
Ты смог бы его узнать в чужом теле?
Başka bir vücutta da tanıyabilir miydin onu?
Вы думаете, что на чужом дворе деревья повыше?
Yani, nedir bu? Bir çeşit çimenin, çitin diğer yakasındakinden daha yeşil olması mı?
Я в чужом городе.
Yabancı bir kentteyim.
"Вдали, за сотни миль, в краю чужом, Где прах бесценный в прахе том". Да, да.
"Bu yabancı toprakların altında, bizim topraklarımız var aslında."
В чудесной сцене последней части саги о Чужом,
Sadece çizilmiş çizgiler bunların ev olduğunu,... sokak olduğunu simgelemektedir..
Один, в чужом городе.
Yabancı bir şehirde tek başına.
Роюсь в чужом багаже.
İnsanların çantalarını karıştırıyorum.
Так странно представлять себе свою кровь в чужом теле.
Kanımı başkasının vücudunda düşünmek çok tuhaf.
Везде свой нос суют, копаются в чужом мусоре.
Herkesin çöplüğünde gözleri vardır. Bırak şimdi bunları.
Я бродил один в большом чужом городе.
Büyük bir yabancı şehirde tek başıma dolaşıyordum.
"Это я. Просто я в чужом теле".
Ben yanlış adamın vücudunda tıkılı kaldım.
В чужом монастыре, лучше... не убивать монахов.
Roma'dayken diğer Romalıları öldürmeyi bırakmak.
Но мне не стоит копаться в чужом белье.
Ama onun bu kirli çamaşırlarını etrafa çok yaymamalıyım.