Acid перевод на английский
3,250 параллельный перевод
Ellerinizin nitrik asite karşı göstermiş olduğu reaksiyondan bahsediyorum.
Talking about the reaction on your hands to nitric acid.
Nitro asidin ne olduğunu bilmi...
I don't know what... nitro acid is.
Nitrik asit kullanmayı nasıl öğrendiniz Bayan Ramsey?
How did you know to use nitric acid, Mrs. Ramsey?
Asit yağmuru.
Acid rain.
"... kalitesiz şaraba, ota veya aside kafayı takmışlar.
" stunned on rotgut wine or grass or acid.
Folik asit denen bir şey yemek isteyebilirsin,
You might want to eat something called folic acid,
Tuz ruhu nerede?
Where's the acid?
- Guitar Face... acid metal karışımı.
- Guitar Face... acid metal.
- Kemikler asite maruz kalmış.
It means the bones were exposed to acid.
- Bu süreçte asit kullanılıyor mu?
And they use acid in the process?
- Boya yapmadan önce, posta kutularını... - asite batırıyorlar.
They clean the mailboxes in an acid bath before the paint goes on.
- Örnek alıp labaratuvara göndereceğim... - kemiklerdeki hasarla eşleşiyor mu diye baksınlar.
I'll take samples and have them sent back to the lab to see if the acid matches the damage to the bones.
Cesedi... - rahatlıkla asite atabilirdin.
You could have easily disposed of the body in the acid bath.
- Sebebi var, kendi asit banyosu bile var!
He's got motive, he's got his own personal acid bath!
- Hidroklorik asiti kemikler üzerinde test ettim... - yoğunluk tamamen farklı.
I just finished testing hydrochloric acid on some bone, all different concentrations.
- Hapishanede başka bir asit daha olmalı.
There's another kind of acid in that prison.
- Hidroklorik asit değilmiş, Booth.
It wasn't hydrochloric acid, Booth.
- İçerde başka bir asit var.
There's some other acid in there.
- Hapishanede başka asit kaynağı bulmam gerek.
I need to find out if there's another source of acid in the prison.
- Postakutusu atölyesinde sadece hidroklorik asit var.
Well, there's only hydrochloric acid in the Mailbox Works.
- Hidroklorik asite batırıldıktan sonra, kemikleri... - çok kırılganlaşmış olmalı.
His bones would be super brittle after being immersed in hydrochloric acid.
- Evet, ama hidrolklorik asit değilmiş.
Yeah, except it wasn't hydrochloric acid.
- Sirkeyi buharlaştırarak... - asetik asite çevirebilirsin.
You can take vinegar and evaporate it down to acetic acid.
- Aslında oyuğu ben bulmuştum... - ama bu asetik asit olayı da çok iyi.
Actually, I found the pitting, but this acetic acid thing is awesome, too.
- Jackson Lazebnik'i asitle çözmüş... - ve kemikleri deliğe girene... - kadar onları ezmiş.
Jackson dissolved Lazebnik in the acid and then stomped on his bones until they could be flushed down the drain.
Çünkü çılgın herif yatmadan önce iki LSD hapı atar öyle yatardı.
Because he used to drop two tabs of acid before he'd even got out of friggin'bed in t'morning.
Biraz hap aldım ve daha da kötüye gitti.
I dropped some acid and it got bad.
Dışarıda golf oynayan dev bir tavşan var ve kimse altına sıçmadı.
You've taken acid, there's a giant white rabbit wi'a golf club, no-one's shat'emselves.
Asit seven bitkiler için o gübreden almayı unutma.
Thanks, honey. Now make sure that that fertilizer you get is for acid-loving plants.
Eter sülfat'ın kinin diglikolik asidi. Önemli birşey değil.
Etherial sulphate of quinine diglycolic acid it's not important.
Sabundaki en önemli madde yağ asidi tuzudur.
The most important thing about soap is salt of fatty acid.
Kiminle çalıştığını öğrendiğimde, onu asit havuzu içinde boğacağım.
Once I know who he's working with, I intend to drown him in a pool of his own acid.
Asit dolu bir varile sokmuşlardı adamı.
He was in a barrel of acid.
Malthus insanları parçalara bölmez, asite batırır.
Malthus doesn't cut people to pieces, he puts them in acid.
O adamların bazılarıyla takılmaktansa akü asidi içerim daha iyi.
Rather do shots of battery acid than spend a night with some of those guys.
Gövdeden bulduğumuz çöp torbası kalıntısı melanin ve yüksek miktarda glutamik asit içeriyor.
Residue from the trash bag we found on the torso contained melanin and high levels of glutamic acid.
Kıvırcık değildin, kafandan başparmağına kadar saçın vardı!
Jesus, Rory, you're not taking acid, are you? No, I'm not.
Cesedini, asit dolu küvette mi eriteceksin?
Dissolve his body in a bathtub full of acid?
Sinirsel asit reflüm var.
I have acid reflux from nerves.
Evet. Tabii belirli enzimler varsa üzerinde. Ya da deride laktik asit bulunuyorsa.
Uh, yeah, provided there are certain active enzymes or lactic acid still on the tissue, sure.
Mide asidi saati mahvedecek.
His stomach acid is gonna ruin it!
Şimdiye kadar bulduklarım, dimetil benzen amonyum klorür, sodyum nitrat ve laktik asit. Ama bunlar cesetten önce çöplüğe gelmiş de olabilirler.
Well, so far I found dimethyl benzyl, ammonium chloride, sodium nitrite, and lactic acid, but those could've been present in the dump before the body arrived.
Hem sodyum silikat, hem de etil gilkol içeren çok yanıcı bir madde. ... geriye etil glikol kalmış.
This is an extremely flammable poison that contains both sodium silicate and glycolic acid, which is basically degraded ethylene glycol.
Yüzüne asit atıp onu kör etmiş.
He threw acid in her face... blinded her.
Çok asitlidir ya da başka bir şey.
Too much acid or something.
Bu asit yapmış biri için hiç problem değil.
Well, that's not a problem for someone who's done acid.
Sodyum bikarbonat, sitrik asit, Everlace enzim ve potasyum monopersülfatı ayırabildim.
Uh, I was able to isolate sodium bicarbonate, citric acid, everlace enzyme and potassium monopersulfate.
İsimlerimizi değiştirir parmak izlerimizi asitle yakar yüz nakli yaparız.
Move to a new city. Change our names, burn our fingertips off with acid, swap faces.
Bu nitrik asittir, safrol değil.
That's nitric acid, not safrole.
- Hidroklorik asit.
Hydrochloric acid.
Diyoksi ribonükleik asidi değiştirince kromozamal enzimlerin esnekliğini artırmış olmalıyım.
By altering the deoxyribonucleic acid, I've increased the chromosomic enzymes'flexibility.