Actress перевод на английский
3,797 параллельный перевод
Yeniden doğduğumda bir porno oyuncusu olmak istiyorum!
I want to be reborn as a porn actress
Evet, ayrıca annemin bildiğim bir oyuncuyu beni oynaması için tuttuğunu.
Yeah, and my mom hired an actress I know to play me.
Tanıştığımızda berbat bir oyuncuydun, hâlâ da öylesin.
You were a terrible actress when we first met, and you still are.
İyi bir oyuncusun ama gülümsemen pek gerçekçi değil.
You're a good actress, but that smile doesn't look real.
Özenti oyuncu Lola Rhodes baştan aşağıya kibirliydi.
Wannabe actress Lola Rhodes was overhead bragging,
Lola bak, biliyorum sen bir oyuncusun ve ortada belli bir miktarda etkileyici bulmam gereken gariplik var ama bu çok fazla.
Lola, look, I know you're an actress, and there's a certain amount of quirkiness that I'm supposed to find charming, but this is too much.
Ve nihayet, Angel Tomlin... Ciddi bir aktris. 30 yaşını doldurmadan önce, Oscar'ı kazanabilmek için sessiz ve yalnız ilerleyen bir artist.
- And finally, Angel Tomlin, the serious actress... the artist... with the single-minded goal to win an Oscar before she turns 30.
Bunu yapmak, muhteşem şekilde geri alabilmek bir aktristin birinci önceliğidir.
- And to do that, an actress'first priority must be getting back into tip-top shape.
Ben bir aktristim.
- I am an actress.
Shaheen Khan ile tanış, geleceğin aktrisi.
Meet Shaheen Khan, she's an upcoming actress.
Rohan'ın eşi de bir aktris.
Well, Rohan's wife was also an actress.
Ünlü aktris Mahi Arora karakolda görüntülendi.
Well known actress Mahi Arora was seen at the local police station.
Alex, Hollywood veya Bollywood farketmez her başarılı aktris o üç özelliğe sahiptir.
Alex, whether its Hollywood or Bollywood... every legendary actress has these three qualities.
Şu aktris, Rhea Mehra.
There's this actress, Rhea Mehra.
Havaalanı yetkilileri aktris Rhea Mehra'yı pasaportunda yaşını değiştirmekten ötürü alıkoydular.
Airport immigration authorities have detained actress Rhea Mehra... for forging her age in her passport.
Yani bir aktrise ihtiyacımız var.
I mean, we need an actress.
Oh hadi ama! Bize aktris lazım.
We need an actress.
Pallavi. Ben iyi bir aktris miyim?
Pallavi... am I a good actress?
Biliyorsun. Sen iyi bir aktrissin, Mahi.
You know... you are a good actress, Mahi.
Bu tecrübe seni daha iyi bir aktris yapacak.
This experience will... make you a better actress.
Film sektöründe tüm saygılar yükselen yıldızlara gösteriliyor. Shagufta Rizvi'nin son yolculuğunda hiçbir oyuncu bulunmadı.
In this film industry that venerates the rising star... no actor has come to attend the final journey of beloved actress Shagufta Rizvi.
- Sayın Yargıç- - Torunum geçen hafta artist olmak için hukuk okumayı bıraktı.
My granddaughter left law school last week to become an actress.
Oyuncu Sharon Tate'in de içinde olduğu 5 kişi ölü bulundu. Görüntü yönetmeni Roman Polanski'nin eşi Bayan Tate kendi evinde bulundu.
( reporter ) Five persons, including actress Sharon Tate, were found dead at the home of Miss Tate and her husband, screen director Roman Polanski.
Örnek vermek gerekirse, bu evin sahibi Xenia...
Xenia, the actress who owns this house, for example...
Oyuncu filan mısın?
You an actress?
Oyuncu filan mısınız?
Are you an actress?
Papaz, aktriste "Onu öyle taşıyacaksan, başka birine itiraf etmen gerekecek" demiş.
So the priest says to the actress, "you carry on like that, you're gonna have to confess to somebody else."
Bu durum seni rahatsız etse bile rahatsız olduğunu Sandra'ya hissettirmezsen iyi olur.
I just--I need you to be a good actress for her, uh, you know, if you could pretend like it doesn't bother you, okay?
- Sizce aktris olmak için gereken şeyler var mı bende?
Do you think I have what it takes to be an actress? Yes.
Stu'nun, aktris olmak için gereken şeylerin bende olduğunu söylemesi dışında.
Besides, Stu said he thinks I might have what it takes to be an actress.
Bir aktrissin, Juillard'da ikinci sınıftasın.
You're an actress in your second year at Juilliard.
Benim aktris olmamı hiç istemedi ve New York'un ruhumu yok edeceğini söyledi.
She never wanted me to be an actress and said that New York would destroy my soul.
Annemin istediği son şey, bırak New York'ta yaşamamı, aktris olmamdı. Ben de ondan habersiz Julliard'a başvurdum.
The last thing my mother ever wanted was for me to be an actress, let alone live in New York City, so I applied to Julliard behind her back.
Bu da ne demek oluyor? Sen bir aktrissin.
It means you're an actress.
Aktrisi tam anlamıyla ifade etmene gerek yok.
You don't have to reference the specific actress.
Bir saat içinde bir aktrisle görüşmem var.
I GOT A MEETING WITH AN ACTRESS IN ONE HOUR.
Ama burada değilsin, onun yerine bir aktrisle görüşüyorsun.
BUT YOU'RE NOT HERE, INSTEAD YOU'RE SEEING AN ACTRESS.
Lisedeki oyunculuk deneyimlerimden yardım almak zorunda kaldım.
I had to channel actress of my time theater school.
İyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorsun.
Oh, you think you're a good actress.
Bodrumda yetiştirdiğin kız iyi bir oyuncuymuş.
Wow. For a girl raised in a basement, you're a hell of an actress.
O kadar da iyi rol yapamıyorsun.
You're not that good of an actress.
- Evet, çok iyi bir aktristtir.
Yeah, she's a very good actress.
Beni bu işe aldıranın göğüslerim olduğunu biliyorum ama aslında ben bir aktristim.
Look, I know my boobs got me this job, but I'm actually a serious actress.
Hollywood'a gelip senaristi mahveden Polonyalı aktristi duydun mu?
Hey, did you hear the one about the polish actress that came to Hollywood and blew the writer?
Kadın meşru bir aktrist.
That woman is a legitimate actress.
- Garson değil o, aktrist.
- She's an actress, not a waitress.
O akriste yaltaklanmaları yok mu, eşcinsel erkeklere uyuz oluyorum.
All that fawning over the actress, gay men piss me off.
Blaine'in ağabeyi bile gitmen gereken yerin Hollywood olduğunu söyledi. - Hayır, ben... - Eğer ünlü bir artist olmak istiyorsan- -
Look, even Blaine's brother said you know, Hollywood is where you want to go No, I'm not... if you want to be famous I'm not... as an actress. a Hollywood actress, okay?
İyi bir aktris miyim?
Am I a good actress?
Bir aktris olmaya ihtiyacın yok.
You don't need to be an actress.
Kötü oyuncuyum öyle mi?
Bad actress, huh?