Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Admire

Admire перевод на английский

3,510 параллельный перевод
Seni takdir ediyorum çünkü yerde yatmayı tercih edebilecekken kendini yerden kaldırdın.
I admire you because you picked yourself up when you could have just laid on the floor.
Hayır, seni her zaman olduğun kişi olduğun için takdir ediyorum.
No, I admire you for the person that you've always been.
Charlie'den asla vazgeçmiyorsun bunu çok takdir ediyorum.
You've never given up on Charlie. I admire that.
Haddim değil sadece sohbet olsun ama saygı duyup imrendiğimiz Patron Joe içinde bulunduğumuz şartları dikkate almayacak.
Now, not my place, only conversation, but Joe The Boss, that we respect and admire, he's not gonna care about these circumstances of ours.
- Dakikliğinize hayran kaldım.
I admire punctuality.
Detaylara olan dikkatinize hayran kaldım doktor.
I admire your attention to detail, Doctor.
Elaine, bu hükümette hayran olduğum insanlar bir elimin parmaklarını geçmez.
Elaine, I can count on my left hand how many people I admire in government.
Sadece hukuki yeteneklerini takdir ediyorum ve ve romantik mavi gözlerini mi?
I-I happen to admire his legal skills, and... His dreamy blue eyes?
Kabul etmem gerek.
You had to admire it.
- Görev anlayışına hayranım.
I admire your sense of duty.
Ona gerçekten saygı duyuyorsun.
You really admire him.
Cesaretinize hayran kaldım.
I admire your spirit.
İşine olan bağlılığına hayranım ama kafayı mı yedin sen be?
I admire your dedication but are you friggin'nuts?
Güvenine hayran kaldım.
You know, I do admire your confidence.
Size söylemeliyim, Mr. Brown, biz işinizi gerçekten takdir ediyoruz.
I got to tell you, Mr. Brown, we really admire your work.
Fakat hakkında ne düşünülürse düşünülsün başardıklarını takdir etmeli.
But no matter your opinion, you have to admire what she has accomplished.
Sizi eleştiren benim gibi insanlar bile azminize hayranlık duyuyor.
Even people like me who have criticized you really do... admire your resolve.
Ve dolayısıyla, yaptıklarınıza ne kadar hayran olsam da Jeanne Weaver'a katılmaktan ve acaba asıl misyonumuzu mu kaybettik diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
And so, as much as I admire what you've done, I can't help but to agree with Jeanne Weaver and wonder if somehow our real mission has been lost.
Bu yüzden sana hayranlıkla bakıyorum.
So I admire you.
İmanına hayran kaldım.
I admire your faith.
Sadece seni sevmiyorum, sana hayranım da ve umarım bir gün- -
I not only love you, but admire you, - and someday I hope to...
Seni gerçekten önemsiyorum.
Respect you, and admire you, and... Truly care about you.
Bence onu takdir etmelisin.
I'd think you'd admire him.
Takdire şayansın.
I admire your work.
Kızım doğduktan sonraki ilk gece yatağımda yattım... ve bana verdiği yüzüğü çekip ışığının hayranlığında... bana ve kızıma yazdığı mektupları okudum.
I lay in my bed the first night... after she was born... and twisted the ring he had given me... put on the light to admire it... read the letter he had written to his daughter and me.
Bunu takdir ediyorum.
I admire that.
Ajan Hotchner'in söylediği gibi, sizin onlara hayran olmanızı istiyorlar.
As Agent Hotchner told you, they want you to admire them.
Duygusallığını takdir mi edeyim hor mu göreyim karar veremedim.
♪ ♪ Can't decide if I admire your sentimentality or despise it.
Kendi mahalleline yardım etme arzunu takdir ediyorum.
Well, I admire your desire to give back.
Seni gerçekten takdir ediyorum Charm.
You know, I really admire you, Charm.
Senin takdir ettiğim bir özelliğin Korra.
See that's what I admire about you Korra.
Bilirsiniz... "Yaptığın şeyi takdir ediyorum ama buna müsaade edemem." dedi.
He said, "I admire what you have done, but I don't condone it."
Ona hayran oldum.
I admire her.
Senin ruhuna hayranım, Kennedy.
I admire your spirit, Kennedy.
Howard Hughes'un hangi yönüne hayranım söyleyeyim.
I tell you what I admire about howard hughes.
Beni böyle ayakta tutabilmene saygı duydum.
I admire how you're standing up to me.
Örnek aldığınız biri,
Someone you admire,
Bana örnek aldığım biri gibi giyinmemi söyledin.Ben de senin gibi giyindim Debbie Weaver.
You told me to dress as someone I admire, so I dressed as you, Debbie Weaver.
Daha iyi bir hayata sahip olması için yapacağın fedakarlıkları takdir de ediyorum.
And even though I admire your willingness to sacrifice so that he has a better chance at life than you had,
- Bu yaptığına hayran kaldım.
You know, I really admire what you did. Oh.
Eğer bunu göremiyorsan, bu tamamıyla benim suçum. İş etiğine, temizlik özenine gerçekten hayranlık duyuyorum.
And if you don't see that, then that's a failing on my part because I really admire your work ethic, your commitment to hygiene.
Buna hayranım.
I admire that.
Seni takdir ediyorum.
I admire you.
Yürekliliğine hayran kaldım Olivia ama on yıl böyle bir yükü taşımak için çok uzun bir süre.
I admire your courage, Olivia, but... Ten years is a long time to carry that kind of burden.
"ruhunu ve azmini gerçekten takdir ediyorum ve ne olursa olsun, her zaman yanındayım"
"I really admire your spirit and tenacity. And whatever happens, I'm here for you."
Çok uğraşıyorsunuz, sizin için uygun olmayan bir şeyleri yapmak için ortaya efor koyuyorsunuz.
You're really working at it, and I really admire that effort to do something that is not, maybe, the most natural to you.
Ama saygı duyduğum ve takdir ettiğim biri beni buraya iş için yolladı, yani yapıyorum.
But someone that I admire and respect very much sent me here to do a job, so I'm doing it.
Kendisine hayransin degil mi, Matthew?
I mean, you admire him, don't you, Matthew?
Eğer kumral olmasaydın seni takdir edebilirdim.
I'd admire you if you weren't brunette.
Hatta ben sadakatine hayranım.
The fact is, I... I admire your loyalty.
Biliyorsun
You know how much I admire Kevin Corcoran,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]