Adrenaline перевод на английский
1,366 параллельный перевод
Adrenalin bağımlısıyım.
I'm a fucking adrenaline junkie.
Şimdi adrenalini düzeltmek için ne yapıyorsun?
What are you gonna do now that you can't get your adrenaline fix?
Adrenalinden.
It's adrenaline, you know?
Aynı adrenalin hücumunu bulmamız lazım.
Get the same adrenaline rush.
Adrenalin.
Adrenaline. One ml. Adrenaline.
O boku gördünmü?
That's adrenaline?
- Adrenalin iğnesini hazırlayın.
- Prepare me some adrenaline,
Yüksek adrenalin de öfkeye neden olur.
Increased adrenaline causes rage.
- Evet, gönüllü oldular. Adrenalin tipler gibi.
They're like adrenaline types, like, they like it extreme.
Onlar adrenalin tipler değil.
Ernie and Arian aren't adrenaline types.
Eğer şu anda damarlarımda dolaşan adrenalini azaltabilirsem neler olduğunu anlayabileceğim
WELL, IF I CAN JUST GET THE ADRENALINE THAT'S STILL COURSING THROUGH MY VEINS TO SLOW DOWN, I MIGHT FIGURE IT OUT.
Bu sayılar her şey demek olabilir. Adrenalin aşısı yüzünden damarsal hasar, kafatasının iç kısmında şişme...
It could be any number of things - vascular damage from the adrenaline shot, intracranial swelling.
Bana bir adrenalin aşısı daha vur, yeter.
Just give me another shot of adrenaline.
Bana bir adrenalin aşısı yapabilir misin?
Can you give me a shot of adrenaline?
Başka bir adrenalin, kan basıncınızı damar ile ilgili hasarın oluşacağını bildiğimiz noktandan bile daha üst seviyelere yükseltecektir.
Another dose of adrenaline will rise your blood pressure levels even higher, to the point where we know there'll be vascular damage.
Çoklu bıçak darbeleri, kristal metamfetaminle kafayı bulan katil profiline uyuyor.
Multiple stabs are congruent with killers jacked on crystal meth or just plain adrenaline.
Çarpıcı sahneler, adrenalin pompalayan müzikler olmayacak. Mantığını anlamanızı sağlayacak bir anlatım da olmayacak.
It's not going to be smash cuts, no adrenaline-pumping soundtrack, no logical narrative to help you make sense of it.
Adrenalin pompalıyordum.
Nope. You know, with The adrenaline pumping and
Adrenalin doluyum.
Running on adrenaline.
İçim hoplamıyor ama adrenalin ve baş dönmesi olmadan da yaşayabilirim.
There's no roller coaster. But I think I can do without the adrenaline and nausea.
Herkes anlık bir adrenalin patlaması olduğunu söyledi.
E-everybody said it was a fluke adrenaline thing.
Adrenalin çok güçlü bir ilaçtır.
Adrenaline's a pretty powerful drug.
Erkekler adrenalin düşkünü oluyor.
Guy ´ s addicted to adrenaline.
Fakat onu en son gördüğümde, kendisi adrenalin bağımlısı bir insandı.
But I saw him for what he truly was an adrenaline junkie.
Adrenalin damarlarımda dolanırken ve gururum söz konusuyken, bu sefer...
With my adrenaline flowing and my pride in the line, I knew this time...
Eger Mike tutun bakin. O süper oldugunu.
Mike is now adrenaline.
Adrenalin, ölü bir kalbi bile çalıştırabilir, derler.
They say adrenaline can kick-start a dead heart.
Evet, bana adrenalin enjekte etti.
Yeah. he pumped me with adrenaline.
Benim için köpek işi, gerilim ve adrenalin aksi taktirde yoğurt aleminde tutunmak zor olur.
Basically for me, dog work is a thrill, adrenaline rush if you will, that's otherwise hard for me to replicate in the world of yoghurt.
Evet. Adrenalin patlamasi yasadim.
I had an adrenaline rush.
Adrenalinle başları dönecek.
They'll be giddy on adrenaline.
Adrenalini bloke etmekle performans arttırımı arasında uzun bir mesafe var.
Blocking that adrenaline goes a long way towards enhancing performance.
Yükselen adrenalin hiçbir sey bana dokunamaz gibi hissettirdi.
I had this adrenaline rush, like nothing could touch me.
ilk baslarda sadece heyecan ve adrenalindi.
Initially, it was just excitement and adrenaline.
Biraz adrenaline ihtiyacın olacak, a laryngoscope, ventilatory support.
You're going to need adrenaline, a laryngoscope, ventilatory support.
Belki de adrenalinle, beyin-omurilik sıvısı ile besleniyordur.
Perhaps it feeds on adrenaline, cranial fluid.
Ayrıca, hayatımda biraz adrenalin patlamasına korku hissetmeye ihtiyacım var.
Besides, I need the adrenaline rush. A little sense of danger in my life.
Her gün kötü adamları kovalayıp hayatımı ve uzuvlarımı riske atmak için yaratılmamışım.
I'm not cut out for this adrenaline pumping risk-life-and-limb daily existence.
Adrenalinden geliyorlar.
They're produced from adrenaline.
Ve adrenalin bileşenini eklediğimde,
And with the added component of adrenaline,
Şef, o adrenalin maymunları daha buraya gelmeden olay şimdiden üç halkalı sirke döndü.
Chief, this thing's already turning into a three ring circus... without bringing those adrenaline monkeys down here.
Adrenalin seviyen artıyor, kalbin çarpıyor sanki önemli bir dava varmış gibi, ama burası sıradan bir olay yeri.
Your adrenaline is rushing, your heart is pumping, just like you got a big case and this is hack crime scene.
Trmavatik olaylar adrenalinle hafızaya işlenir.
Traumatic events are searedNinto the memory by adrenaline.
Adrenalin fırlar, kalp hızla çarpar, nabız artar...
The adrenaline surges, theNhet pounds, the pulse races.
Kötü beslenmişsin, adrenalinle ayakta duruyorsun.
You're malnourished, running on adrenaline.
Aslında saçmaladım çünkü panik atak damarların kalbe adrenalin pompalamasıyla başlar.
Actually, I'm talking shit, cos it turns out a panic attack's just a fuckload of adrenaline mainlining into your heart.
- Günaydın Emily. -... vazgeçmek ister.
Emily, good morning. - The adrenaline rush of the ER?
Bu olay stres hormonumuzu, tetikleyerek başlar, adrenalin.
It starts by triggering your stress hormone, adrenaline.
Sanatla terapi odasına adrenalin deşarjı için mi geldin?
You crash art therapy classes just for the adrenaline rush?
- Unutma hapı mı?
No, see her dosage level matched a case study being done using the drug to block the effect of adrenaline on the areas of the brain that are involved in memory formation.
Adrenalin mi?
Adrenaline?