Advance перевод на английский
5,141 параллельный перевод
Haftalık 150 peşin.
150 a week, in advance.
Babasının kredi kartından nakit avans çekmek.
Getting a cash advance off his dad's credit card.
devlerden kaçınırken hedefe doğru ilerleyebilir.
the entire formation can advance while avoiding Titans.
Ve... bu arada, ben sadece bu geceyi benim gecem... yaptığın için teşekkür etmek istiyorum.
And, uh, by the way, I-I just want to thank you in advance for making my night tonight.
Bu arada maaşımdan bir miktar avans almam mümkün mü?
Hey, I was wondering if it was possible to get an advance on my salary.
- Avans'tan kastını açıkla.
Define "advance".
Senden avans istemiştim.
I asked you for an advance?
-... istediğin avansı vermeye karar verdim.
I've decided to advance you the money that you requested. Oh.
- Avansımı verecek misin vermeyecek misin?
Are you gonna advance me the money or not?
Kusura bakma.
I apologize in advance.
Bu bir avans.
It's an advance.
Son iki öncüyü de atlatmak üzereyim.
About to drop the last two advance scouts.
Folsom anlaşmasını peşin istedi.
He wanted an advance on the Folsom settlement.
Sana biraz avans vereyim.
Well, let me make you an advance payment.
Hayır. Glover bir yıllık kirayı peşin vermiş, nakit olarak.
Glover paid a full year in advance with cash.
Bir yıllık depo parasını peşin ödeyip neden içine bir şey koymazsın ki?
Why pay for a storage unit a year in advance and put nothing in it?
Ama komutan niçin çok emin... Eren sonra düşmanın geleceğinden şayet o duvarları bırakırsa? Öyle düşünüyorum çünkü, bazı sebeplerden dolayı son saldırı ortasında onların ilerleyişi aniden durdu.
But why was the Commander so sure that the enemy would come after Eren if he left the walls? they suddenly stopped their advance in the midst of the last assault. they didn't even try for the inner gate.
Geçen kitaptan aldığım paranın iki katını alacağım bu sefer.
I'm going to get double the advance I got for the last book.
"Kariyerimi ilerletmek için biriyle sevişmeye razı olduğumu fark ettiğimde korktum."
"When I realized I was willing" to have sex with a stranger to advance my career, it scared me.
İyi ki bu kadar fazlasını detaylıca planlamışım.
Uh, good thing I planned it so far in advance.
- Doğru. - Tuhaf bir şey.
FAR IN ADVANCE OF US IS DOING LIKEWISE.
Sizi yeniden görmek güzeldi ve ketumluğunuz için teşekkür ederim.
Lovely as it was to see you again, I will thank you in advance for your discretion.
- Önceden.
- In advance. - The phone call.
Peter da uğrayıp seni tebrik etmek istiyor,... biz bir nevi öncü takım gibi davrandık.
Um, Peter would like to come by and congratulate you, and we were acting as a sort of advance team.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Doğu Kıyısındaki bilim adamları,... bu evrimsel gelişimin kanıtlarını fosillerde değil, yaşayan canlılarda görüyorlar.
Scientists on the east coast of the United States are seeing evidence of this evolutionary advance, not in fossils but in living creatures.
Ve bu da önemli şeye bağlıydı.
And they too depended on a crucial advance.
Ama yürümenin bu yeni şekli, çok daha köklü bir evrimsel ilerlemenin ilk adımı oldu.
But this new way of walking was also the first step on the road to an even more radical evolutionary advance.
- Öncü ekip, 36 saattir etrafta.
Advance team's been on the ground for 36 hours.
Toplamak kişisel etkileri konuyu peşin, ve sonra onlara hediye psisik revelations.
You gather personal effects on your subject in advance, and then you present them as psychic revelations.
Onları önceden gizlice izlemiş olabilir.
He'd have to have stalked them well in advance.
- Keşke önceden söylemiş olsaydın.
If I was going to find out anyway, it would have been better if you had told me in advance.
Seni aramam gerekebilir diye numaranı almak istedim.
I got the feeling that I might need to contact you, so I wanted to know ( your number ) in advance.
Yanlış anlamış olabilirsin diye söylüyorum.
I'm telling you this in advance, because I'm worried that you might misunderstand.
- Bana bunu önceden söylemen gerekirdi.
- You're supposed to tell me in advance.
Sana bırakıyorum.
Thanks in advance.
Sana gelişmeleri anlatmak çok riskliydi.
It was too much of a risk to tell you in advance.
Ve Garnet, Eğer şu noktaya gidip tam şu noktaya vurursan... sonra ben şuradan ilerleyerek....
and, Garnet, if you move to the ceiling and strike this exact spot... - then I can advance with my... - Bagel sandwich!
Şimdiden özür diliyorum sadece.
I'm apologizing in advance.
Şimdiden mi?
In advance?
- Merhaba Vinny. Konser öncesinde Rupert'la sodalı şarap ve yanında biraz peynir yiyoruz.
Rupert and I are just having a spritzer and some cheese in advance of the performance.
Sigorta anlaşması, ölümcül hasta birinin tüm yaşam sigortasını aylık belli bir nakit karşılığı değiştirmesine dayalı iğrenç bir anlaşmadır.
A viatical settlement is a repugnant, predatory arrangement whereby a terminally ill patient signs away their future life insurance payment in exchange for a monthly cash advance.
Evliliğimizi öne almak istiyorum.
I want to advance our wedding.
Önceden haberim olurdu ayrıca konuşmalar son derece gizli olarak yapıldı.
I would know in advance, and the communications have taken place in the utmost secrecy.
Danışmanınız.
Your advance man.
Hayır, bunu bir ay öncesinden planlamıştı.
No, it was planned a month in advance.
Abisinin eski bir gangster olan iyi eğitimli birinin kariyeri pek parlak olmaz.
If his brother's an ex-con, he'll never advance very far in life.
Benden iş istemeye geldiğinde ise 5 bin dolar avans istemişti sırf oğlunun okul masraflarını ödeyebilmek için.
And when se came to me and ask me for a job, she asked for 5000 dollar advance just.. Just so she could pay her son's tuition.
Süvariler, ilerleyin.
Troopers, advance!
Böylesine büyük işler önceden programlanıp Cherevin'in sisteminde depolanması gerekiyor.
A massive series of transactions like that have to be programmed in advance and stored in Cherevin's system.
İlerleyin!
Advance!
Bayan Weston.
You are in advance of the schedule.