Afghan перевод на английский
503 параллельный перевод
Şu biti öldüren de Afgan.
And that one killing the little flitbat is an afghan.
Her yerde Afgan nöbetçiler ve İngiliz askerleri vardı.
There were Afghan guards and British soldiers everywhere.
Uyuşturucu çekip bir Afganlı ile flört edebilir ve o gruptan biri olursun.
You can smoke dope and end up going steady with your Afghan and you're one of the gang.
Sürgün Afgan prensi.
Exiled Afghan prince.
Bazen onunla eski seferler, İsyan, Afgan Savaşı, başbakan gibi konular üzerinde tartışırken, sanki görünmez bir el tarafından yüzündeki gülümseme birdenbire siliniyordu.
Sometimes when we were discussing old campaigns, the premier, the Mutiny, Afghan War, the smile would often be struck from his mouth as if by some invisible hand.
Bir gün bir Afgan kabilesi beni hapis tutan asileri öldürdü.
One day some Afghan tribesmen murdered the rebels that held me prisoner.
Geçen hafta, bir adamı yaktı.
Last week, a guy burned his Afghan.
Pakistan hava sahasına yeni girdim. Ve şimdiden Afgan sınırına yaklaştım bile.
I had just entered Pakistani airspace, and already, the Afghan border was coming up fast.
Afgan milisler Amerikalı'nın iki kere yaralandığını bildirdiler.
LIEUTENANT : The Afghan militiamen report the American was wounded twice.
Cevap ver, kadın.
AFGHAN : Answer me, woman.
burada bahsedilmiş
Afghan Campaign, Sherpur, Cabul mention to dispatches.
Ve iplik de telin benzersiz bir biçimi. Kendisine özgü sertliğiyle kolayca ayırt ediliyor sadece Afgan illerinde bulunuyor.
And the thread is a unique form of catgut easily distinguished by its peculiar pungency, found only in the Afghan provinces.
- Yeni bir gün, yeni bir şal.
- Another day, another afghan.
- Dizlerini örten bir şal.
- An afghan around her legs.
Arkadaşım, bu Afgan parası.
This is Afghan money, my friend.
Bakalım. Bu adam gerçekten Afgan bisiklet şampiyonu mu?
Let's see. ls this man really a champion Afghan cyclist?
Bu Afgan mucizeler yaratıyor.
This Afghan does wonders.
Afgan kahramanı sabahtan beri gözleri bağlı bisiklet sürüyor.
The Afghan hero has been on this bicycle blindfolded since this morning.
Bu Afgan iki gündür... Bu Afgan iki gündür sürüyor.
It's the second day that this Afghan... lt's the second day that this Afghan is riding.
Bu Afgan Hindistan'da, bakışlarının sertliğiyle bir treni durdurdu.
This Afghan stopped a train in India with the fierceness of his gaze.
Şimdi de bu Afgan'ın bisiklet sürüşünün üçüncü günü.
And now it's the third day this Afghan man is riding.
Zengin insanlar bu Afgan'ı görmeye geldi.
Rich people have come to see him, to see this Afghan.
Bu Afgan, bu biçimsiz bisikletle dünyayı dolaştı.
This Afghan has gone around the world on this very clumsy bicycle.
Afgan işçiler, günlüğü 200'e.
Afghan workmen, 200 a day.
Al şunu, Afgan bölgesinde dolaştır da müşteriler etkilensin.
Take this and circulate it in the Afghan quarter to attract customers.
Afgan sirki!
Afghan circus!
Afgan işçiler, günlüğü 300'e.
Afghan workmen, 300 a day.
Bu gece, bu Afgan'ın muazzam başarısının altıncı gecesi.
It's the sixth night that this Afghan is doing this amazing feat.
Afgan işçiler, günlüğü 400'e.
Afghan workmen, 400 a day.
Afgan direnişi.
The Afghan Resistance.
Afgan dilinde güzel demek.
It means beautiful in Afghan.
Her Afgan için on Rus köpeği ölecek!
Ten Russian dogs will die for every Afghan!
Afgan'ı neden koruyorsun?
Why do you stick up for the Afghan?
Bazen Afgan nişancıları tank şoförlerini vururlar.
Sometimes Afghan snipers pick off tank drivers.
Kadınlar, acınızı taşlarla çıkarın!
Afghan women, turn your grief to stone!
Afganca biliyor musun?
You speak Afghan?
Ruslar ve tanklar doğruca yanımdan geçip gittiler... ve Afgan asiler beni dışladılar.
The Russians and tanks went right by me... and the Afghan rebels ignored me.
Ama Afgan halkı asla yenilmez.
But the Afghan people can't be conquered.
"Tanrı bizi kobranın zehrinden kaplanın dişlerinden ve Afganların intikamından korusun."
"May God deliver us from the cobra's venom, from the tiger's teeth, and the Afghan's vengeance."
Afgan Kralı'nın, 500 kişiyi savaşa göndermesi gerekiyordu.
The Afghan king was supposed to send 500 warriors into battle.
Sandalyede bir şal vardı.
There's an afghan on the chair.
Eğer yetki bende olsaydı onu Afgan Özgürlük savaşçılarına verirdim.
I'd give it all to the Afghan freedom fighters.
Afgan battaniyem gelecek yıla kadar sende kalsın.
Well, why don't you keep my afghan till next year?
- Afgan çocuk nerede? - Gitti.
- Where is that Afghan kid?
Afgan otu, en iyisidir.
Afghan's the best.
Bilsem de, Afganlılarla 3 saat boyunca konuşmam!
Even if I did, I would not talk to their Afghan ass for 3 hours!
Onları birbirine bağlarken, aynı zamanda gizlemek için bir de battaniye örüyordum.
- As I knitted them together I also knitted an afghan to conceal them. And finally, I finished.
Ona battaniye ördüm.
I knitted him an Afghan.
Onu, şalına sardık. Sonra ben babam öylece otururken ateşi körükledim.
We wrapped her in her afghan and then I I got the fire going while Papa just sat.
Afgan takımı giymiş olan.
The one wearing an Afghan outfit.
Afgan kadınları tek başlarına evden bile çıkamaz.
Afghan women can't even leave their homes on their own.