African перевод на английский
3,086 параллельный перевод
Nasıl gidiyor Afrika canisi?
How you doing, my African head thumper?
Güney Afrika'lı.
South African.
Buradalar, çünkü Simon Kasabası Güney Afrika donanmasının ana limanıdır.
Well, they're here because Simon's Town is the main port of the South African Navy.
Bu Afrikalı kabile ile'09 yaşam geri kalanı olduğu.
Spent the rest of'09 living with this African tribe.
Pan-Afrikan Konseyi tebliğileri, Anna.
The communiques on the Pan-African Council, Anna.
BM silah denetçilerinin ülkeye girişleri Wadiyalı lider Amiral General Aladin tarafından bir kez daha reddedildiğinden dünya toplumu ile sahtekâr Kuzey Afrika ülkesi Wadiya arasındaki restleşmenin bugün şiddetlenmesiyle gerilim artıyor.
Tensions are rising as the stand-off between the world community and the rogue North African nation of Wadiya intensified today as U.N. Weapons inspectors were once again refused access to the country by Wadiyan leader, Admiral General Aladeen.
Evet, Afrikalı bir kabile liderinden esinlenmiş.
Yes, it was modeled after a certain African tribal leader.
O bir Afro-Amerikalı.
He's an African-American.
Orta Afrika Cumhuriyeti'nde kuraklık var, değil mi?
There's a drought in the Central African Republic, right?
Afrikalısın, ama değilsin
You're African, except you're not
Eski okul RB'in, 70'lerin ortasından dehşet şeylerin, oldukça karanlık caz'ın, dünya müziğin, bazı Batı-Amerikan davulun, Fransız porno soundtrackların var.
You got old school RB, mid -'70s funk shit, pretty obscure jazz, world music, some West African drumming, soundtracks to the French pornos.
Bence Afrika'dan, Hindistan'dan gelenler daha büyük oluyor.
I think it's African, Indian ones are bigger.
Dur tahmin edeyim, senin Afrikalı-Amerikan dostların var?
Let me guess- - you got some African-American buddies?
Vali Bu ülke yeni bir seçimden çıktı İlk Afrikan amerikalı başkanını seçti tarihte bu yok
Governor... this country has just elected the first African-American president in the history of its existence.
Ben Afrikalı amerikalıyım, şerefsiz.
I'm African-American, motherfucker!
Moguy'un dediğine göre, gördüğün zencilerin hiçbirini beğenmemişsin öyle mi?
Moguy tells me you looked over my African flesh, and you was none too impressed, huh?
Bu Afrikalının kafatasında, itaatlikten sorumlu olan alan... dünyadaki her insan ve insan altı hayvandan daha büyüktür.
In the skull of the African here... the area associated with submissiveness is larger than any human or any other sup human species on planet earth.
Afrika Dışişleri Bakanı Jan Erik Ramfors'a göre güçler dengesi bozulmaktadır.
This implies a changing power shift, according to the African Foreign Ministry expert, Jan Erik Ramfors.
Şimdide Mokele Mbembe'deki Afrika mistik canavarıyla tanışın
Now, meet Mokele Mbembe, the African mythical monster.
Aralık 1938 de Güney Afrikalı balıkçı Henry Gooznan, 65 milyon yıl önce soyutükenmiş Coelacanth balığını gördüğünü söyledi.
On December 23, 1938, a South African fisherman, Henry Gooznan, saw a Coelacanth, believed extinct for 65 million years.
Bu Afrika Loch Ness canavarı.
It is the African monster of Loch Ness.
Aletin değerini, sadece Afrika filleri ve Sibirya geyikleri için özel olarak sakladığımız değer olan maksimuma getirelim.
Well then, let's try turning it up to the maximum level, reserved only for the likes of the African bush elephant and the Siberian moose. Shall we?
Siyah, beyaz, Arap.
Black, white, North African.
Hamamda geçirdikleri zamanı düşününce sizin mahalledeki Arap kızları komple ağda yapıyordur, değil mi?
All the time they spend in hamams... Shaving is allowed, right? Young African women...
Bu kadar yıldan sonra bana hâlâ muson sezonu geçiren Afrikalı bir fahişeden daha ıslak geliyorsun.
And, after all these years, you still get me wetter than a west African slut during monsoon season.
Afrikalı Amerikalılar zina yapmak gibi kötü bir üne sahiptir.
African-Americans are notorious adulterers.
Yoksa Travis'i, bu Afrika kırbacıyla kırbaçlamayı mı tercih edersin?
Or strike Travis three times with this african whipping staff, a sjambok?
İspanyollarda gitar, İtalyanlarda mandolin Yahudilerde keman ve Afrikalılarda bançonun atası olan banjar varmış.
The Spaniard had a guitar, the Italian a mandolin, the Jew a violin and the African a banjar, from which the banjo is descended.
Afrika madenciliğinde söz sahibi.
He's a big deal in African mining.
O'Sullivan elmas zengini Afrika uluslarına karşı onlarca yıl çalışmış...
O'Sullivan waged a decades-long campaign against diamond-rich African nations...
Sanayi ve doğal kaynak araştırması adı altında, O'Sullivan elmas zengini Afrika uluslarına karşı onlarca yıl çalıştı ve arkasında kan izi bırakarak kendine hatrı sayılır bir server yarattı.
Under the guise of industry and natural resources exploration, O'Sullivan waged a decades-long campaign against diamond-rich African nations, amassing a fortune for himself, while leaving behind a trail of blood.
Bu yapmacık Afrika esintilerine bir son verin artık.
Jesus. Enough with the fake African spice rack crap.
Hayvanlar alacağım, belki Afrika turnaları.
I'll get animals, maybe African cranes.
Bayan Swinton, ClearBec Güney Afrika hükümetine su sistemlerini özelleştirmeleri için ne kadar ödüyor?
Miss Swinton, how much is ClearBec paying to the South African government to privatize their water system?
ClearBec masum olsa da Güney Afrikalı ortaklarımızın orada olanları öğrenmesine izin veremeyiz...
Even though ClearBec is innocent, we can't let our South African partners find out what really happened down there, all right?
Güney Afrika anlaşması Aguila'nın yaptığını haklı çıkarır mı?
You think the South African deal justifies what Aguila did?
Galiba Güney Afrika anlaşmanız tehlikede.
I understand your South African deal's in jeopardy.
Güney Afrikalı arkadaşların için 2 milyar dolar hazır...
You have the $ 2 billion dollars for your South African friends.
Genellikle kraliyet ailelerinin Afrika safarileri için üretilmiş.
Made mostly for royalty for their African safaris.
Asya Afrika kökenli Amerikalı.
Asian, African, American.
Bu geleneksel Afrika kur yapma tekniği.
It's a traditional African courtship offering.
Ki ben çok severim çünkü ortada bir süreklilik olduğunu gösteren Sivil Savaş'tan sonra yapılan ilk kalkınma planıyla bağlantı kuruyor. Güney'de özgürlüklerini, hür iradelerini kazanmak için sürekli bir mücadele halinde olan şeyle bağlantılı.
Which I really like because it ties it to the first reconstruction after the Civil War... to show that there is a continuum... there is a constant struggle on the part of African-Americans in the South... to claim their freedom, their liberty.
Anladım.. afrikalı çocukların sana ihtiyacı var
I totally get it. The African children need you. - Good luck.
Güney Afrikalı plak şirketlerinin Rodriguez'i araştırmaması biraz garip gelebilir,... ancak geri dönüp baktığınızda,... ırkçılığın tam ortasındaydık, ırkçılığın doruğundaydık.
It may seem strange that South African record companies didn't do more to try and track down Rodriguez, but, actually, if you look back at the time we were in the middle of apartheid, the height of apartheid.
Güney Afrikalı müzisyenler denizaşırı ülkelerde konser veremiyordu.
South African musicians were not allowed to play overseas.
1996'da, South African Plak Şirketi,... Rodriguez'in ikinci albümü Coming From Reality'i,... ilk kez CD olarak Güney Afrika'da çıkardı.
In 1996, the South African record label released Rodriguez's second album, Coming From Reality, on CD for the first time in South Africa.
Rodriguez'in Güney Afrika'lı bir erkek torunu var, Güney Afrikalı bir torun.
So Rodriguez has a South African grandson, a South African grandchild.
Ayrıca kendime yeni bir Afrikalı isim buldum.
I am. And I've taken on a new African name.
Afrikalı köklerime karşı yeni keşfettiğim saygıyla geri döndüm.
And I've returned with a newfound respect for my African roots.
Dostum, o çok değerli Afrikalı-Amerikanları,
Buddy, you can throw yourself under a bus to save one of these fine African-Americans,
- O Afrikalı Amerikalı da değil.
This is not African-American. I was thinking the same thing.