Afrika перевод на английский
7,662 параллельный перевод
Afrika denizin tam karşısında.
Africa is right across the sea.
Demek istediğim Afrika konusunda?
I mean, in relation to Africa?
Afrika köşesinde bile değil.
Africa's not around the corner either.
Afrika!
Africa!
Hydra grupları Doğu Afrika karargâhımızın ve Ağaç Ev'in kontrolünü ele geçirdi.
Hydra factions have taken control of our East African headquarters and the Treehouse.
Anti-İngilizlerden Nijerya'ya, anti-Fransızlardan Kuzey Afrika'ya.
Anti-British to the Niger, anti-French to North Africa.
Bu Afrika'daki fakir bir aileye keçi almak kadar salakça.
That's as stupid as buying a goat for a poor family in Africa.
Roger, bildiğin gibi ben de her sene Afrika'daki fakir bir aileye keçi alıyorum.
Roger, you know every year I buy a goat for a poor family in Africa.
Bu Afrika'daki aileye gönderdiğin keçi.
It's the goat you bought for that family in Africa.
Veya 12 yaşındaki çocukların ellerinde palalarla gezdiği Afrika katliamlarında öldürdükleri insan sayısı matematiğimizi aşar.
Or one of those African massacres with 12-year-olds with machetes, and they kill... You can't even... You can't even count that high.
Afrika'da safari turlarına katıldım.
Oh, I used to give safari tours in Africa.
Orta Doğu ve Afrika'daki kazıları o finanse etti.
He financed digs in the Middle East and Africa.
İki beyaz bir Afrika kökenli.
Two Caucasian and one of African descent.
İngiliz askerlerine göre Sinn Fein, Afrika Ulusal Konseyi ve Amerika'nın kurucuları da terörist.
So is Sinn Fein, the ANC and the founding fathers of the United States to the Redcoats.
Orak hücre anemisi orada başladı. Afrika'da.
That's how sickle cell got started.
- Geleneksel Afrika giysisi.
It's traditional African garb.
- Afrika giysisi. Sen nasıl söylüyorsun?
"Daishiki." How do you say it?
Dünya Bankası'nda career fikriyle o sık sık gelişim projeleri çalışmak için Afrika'ya seyahet etti.
With the idea of a career in the World Bank, often he traveled to Africa to study development projects.
Afrika'daki Sahel'de olacak olan sonraki projesi için,
For his next project, which would lead to Sahel in Africa,
Bu burda Avrupa'da, Afrika, Latin Amerika'da değil.
It is here in Europe, whether in Africa, Latin America, wherever.
Ekvator Kundusu adında küçük bir Afrika ülkesi var.
There's a small African country called the Republic of Equatorial Kundu.
Onun mirası sisli klor gazı... Avrupa, Afrika ve Asya'nın üzerinde süzüldü.
But his legacy is a fog of chlorine gas that crept over Europe and Africa and Asia.
Peki, uymazsam beni nereye sürersiniz? Doğu Afrika'ya mı?
And if I don't comply, I wind up stationed in, what, East Africa?
Bu Afrika Papağının tüyü.
That's an African-parrot feather.
- Afrika mı?
- Africa?
Bundan önce, Batı Afrika'da iki yıl boyunca, sınır tanımayan doktorlar ile çalışmış.
Before that, he spent two years with doctors without borders in west Africa.
Afrika ve Hindistan en çok insan bulundurma hakkına sahip?
Africa or India in charge when they have the most people?
Orta Afrika aka pigmeler Kadınlar birincil avcılar.
The aka pygmies of central Africa, the women are the primary hunters.
Annem Güney Afrika'ya turneye gittiği zaman yaşanan bir günlük bir ilişkinin son dakika olan kazasıyım.
When my mother was on tour in South Africa, I was a last-minute accident of a 24-hour affair.
Afrika'dan döndükten sonra mı verdi sana Anthony'yi?
- So, when you came back from Africa, that's when... she gave you Anthony?
Afrika düzlükleri üzerinde yağmurlar yağmakta,
Rains, on the African savannah.
Erkek'Afrika Boğa Kurbağası', tüm kurbağaların en büyüğü : )
The African male bullfrog, one of the biggest of all frogs.
'Afrika Boğa Kurbağası'tam manasıyla eksantrik bir karakterdir.
The African bullfrog is quite a character.
Afrika'nın en büyük kurbağasıdır ve çok da agresiftir.
It's the biggest frog in Africa and it's very aggressive.
Bilim adamları, chytrid mantarının 1940'larda muhtemelen mantar taşıyan'Afrika Pençeli Kurbağaları'nın gebelik testi dahil olmak üzere tıbbi araştırma için tüm dünyada sevk edildiği zaman, yayılmaya başladığını düşünüyorlar.
Scientists think that chytrid fungus started to spread back in the 1940s, when African clawed frogs, which were probably carrying the fungus, were shipped all over the world for medical research, including pregnancy testing.
Uçakları orayla Güney Afrika arasında yönlendiriyor.
Okay, so what did he do? He monitored planes to and from south america.
Evet, ama Afrika sanati olay yeri resimlerinde yer almiyor.
Yes, but the African art doesn't have any analog in the crime scene photos.
Ama Afrika sanati yoktu.
But there was no African art.
Belki de bir sevgili vardi Afrika sanatina o ilgi duymus olabilir.
So... maybe he had a girlfriend, and maybe she had an interest in African art.
Afrika'da çekilmis bir sürü fotografi var.
She's got lots of photos of her in Africa.
En çok Afrika'da bulunuyor.
Resides primarily in Africa.
Bir masa dolu Afrika gözlemcisi kahvaltı burritolarını yiyip konuşuyorlar.
A whole table of Africa watchers having a very animated conversation over their breakfast burritos.
Tamam, Maureen. Afrika bölümünden Hines'ı bul.
Okay, Maureen, get to hines in the Africa sector.
- Afrika'da çirkin bir olay yaşanmış.
We got something kind of ugly in Africa.
Beraber çalıştığımızda Afrika'da varlıkların olduğunu söylemiştin.
When we worked together, you said you had assets in Africa. Is that still the case?
Çin'in Afrika'daki petrol çıkarları hakkında her şeyi bilmek istiyorum.
I need to know everything you know about China's oil interests in Africa.
Afrika dünya rezervinin % 10'una sahip.
Africa has about 10 % of the world's supply.
Lucas Çin'in Afrika'daki çıkarlarını araştırdığı an olayın sonunu biliyordum.
I knew the endgame the minute you had Lucas research China's interests in Africa.
Afrika pantalonu.
It's dashiki pants.
Áfrika... 1994'de Rwandan başkanı öldürüldüğünde
A África. I was doing my project on population movements in 1994, when the Rwandan president's plane
LEHONNIER KAMPI - CİBUTİ, AFRİKA
Jack?