Agent перевод на английский
35,289 параллельный перевод
Ajan, zafer ve yenilgi genellikle ufak detaylarla belirlenir.
Agent, victory and defeat are often determined by the smallest detail.
Ajan Kallus?
Ah. Agent Kallus?
Öyle düşünüyorum Ajan Kallus.
Indeed I do, Agent Kallus.
Sanırım bunun için Ajan Kallus'a teşekkür edebiliriz.
I guess we can thank Agent Kallus.
Ajan Kallus, raporunuzu okudum.
Agent Kallus, I read your report.
Buna katılıyor musunuz Ajan Kallus?
Wouldn't you agree, Agent Kallus?
Affedersiniz ajan Mulder.
Sorry, Agent Mulder.
Strucker'ın Hydra'yı yönetmek için geri gelmesi lazım, değil mi?
HYDRA AGENT 1 : Strucker has to come back to run Hydra, right?
Bize liderlik etme yetkisi sadece Baron Strucker'da.
HYDRA AGENT 2 : And only Baron Strucker has the authority to lead us.
- Bu Simon mı?
- HYDRA AGENT :
Efendim, sadece tek bir hava aracı.
HYDRA AGENT : Sir, it's just a single aircraft.
Ajan Christopher'a Rittenhouse hakkında bildiklerimizi anlatmalıyız.
We should tell Agent Christopher what we know about Rittenhouse.
Ajan Christopher bize anahtarın ne işe yaradığını bulmamızı söylemişti.
Agent Christopher said that we... we need to figure out what the key is for.
Ajan Christopher, Garcia Flynn ve Anthony Bruhl'dan elde ettiği delilleri inceliyor, ve sanırım araştırmasını yeni bir yöne çeviriyor, Rittenhouse'a doğru.
Agent Christopher's been analyzing the evidence she's collected from Garcia Flynn and Anthony Bruhl, and I think it's refocusing her investigation toward Rittenhouse.
Ajan Christopher'a yapılan bu fiziksel tehditlerden bıktım artık.
Rufus, and now Agent Christopher.
Kıdemli bir İçişleri Bakanlığı ajanının öldürülmesinin farkına varılmayacağını mı düşünüyorsun?
You don't think anyone will notice the killing of a senior Homeland Security field agent?
Ajan Christopher istisna olmayacak.
Agent Christopher won't be the exception.
- Ajan Christopher, ben...
- Agent Christopher, I ca...
Aslı emlakçının elinde. Yarın eşyalarımı getirecekler.
The real estate agent has the original and my stuff will be here tomorrow.
Ben emlak içindeyim.
I'm a real estate agent.
Ajan Whitlock.
Agent Whitlock.
Seni oturmaktan mutluluk duyarım Meslektaşlarımdan biri ile birlikte, Ajan Reese.
But I'd be happy to sit you down with one of my colleagues, Agent Reese.
Agent Whitlock sayesinde, Şu anda yapılacak çok az şey var Birinci sorun hakkında.
Thanks to Agent Whitlock, there's currently very little to be done about problem one.
Ajan Whitlock için çalışmaya başladın mı?
Start working for Agent Whitlock?
Bu bir istihbarat mudur Ajan Whitlock'a vereceksin
Is that the kind of intelligence you would give to Agent Whitlock?
Onu işe alan ajana konuşmaya çalıştı,
He tried talking about it to the agent who recruited him,
Evet, o bir FBI ajanı.
Yeah, he's an FBI agent.
FBI ajan Calvin Whitlock.
Agent Calvin Whitlock of the FBI.
Orada bir FBI ajanı var. Kitaplardan CI'leri kullandığını öğrenmek istemeyen, Ve sessiz kalması için öldürmeye razıdır.
There's an FBI agent out there who doesn't want it getting out that he uses CIs off the books, and he's willing to kill to keep it quiet.
Ajan Whitlock, Shinwell'den bahsetmeliyiz.
Agent Whitlock, we need to talk about Shinwell.
Ben iyi bir temsilciyim.
I'm a good agent.
Ajan Whitlock?
Agent Whitlock?
FBI ajanı Whitlock daha fazla ölü olamazdı.
Agent Whitlock of the FBI couldn't be more dead.
Ona söylenen bir FBI ajanı tarafından O kayıtlı bir muhbirti, olmadığı zamanlarda. Parmak izlerini silah bıraktı.
He allowed himself to be duped by an FBI agent who told him he was a registered informant, when he wasn't.
DEA'nın net çalışıyor. Ajan Ritter'i göndermeliyiz.
We should send Agent Ritter something very nice in return.
Ben Özel Ajan Sam Linsky. İstatistiksel Anormallikler Depertmanı'ndan geliyorum.
Special Agent Sam Linsky, Department of Statistical Anomalies.
Gizli ajan gibiydin. Değil mi, Joon Jae?
What--You were just like a secret agent!
O kadın sigorta dolandırıcısıydı.
That woman was an insurance agent,
- NIS ajanı mısınız yoksa?
Are you an agent at the National Intelligence Service?
Evli yahut NIS ajanı olmadığınız sürece sorun yok.
If you're not married or an NIS agent, that's good enough for me.
Lütfen kapı görevlisine başvurunuz.
Please see a gate agent...
Ajan Gibbons ile çalıştı.
The agent worked with Gibbons.
Ve biliyorsun, ben saha ajanı değilim.
And just so you know, I'm not a field agent.
Canlı bir terörist ölü bir ajandan daha iyi.
Better a live agent than a dead terrorist.
- Evet.
This? - Agent : Yep.
Dürüst olmak gerekirse,
Agent Cacioppi :
Kar parlıyor 11 Aralık 2008 sabahı ne oldu?
♪ Snow is glistening ♪ Agent : What happened on the morning of December 11th, 2008?
Telefonda kimler varmış?
Agent : Who was on the phone?
Bernie Madoff sana ne dedi?
Agent : What did Bernie Madoff say to you?
Ajan Ritter.
Agent Ritter. Your boss, Ken.
Ve Ethan'ın kendisi uzatarak devam ediyor.
Agent Ritter just sent this over.