Alamadım перевод на английский
3,630 параллельный перевод
Kim enfeksiyon kaptı bilmiyorum izolasyon odasına girmeyi göze alamadım.
I can not reveal who the infected crew. I could not take the risk of entry into the isolation room.
Kesinlikle işi alamadım ama boş ver.
I definitely didn't get the job, but whatever.
Tavşan alamadım.
I couldn't get a bunny.
Evet, ama ondan randevu alamadım.
And I cannot get a date with him!
Alamadım, tamam mı?
I didn't get it, okay?
Esas kızı alamadım.
I don't get the girl.
Parayı alamadım.
I don't get the money.
Riski alamadım.
I couldn't take the risk.
Bu hafta pek uykumu alamadım.
Haven't really been getting much sleep this week.
Şey, ben değilim, böylece öfkeni alamadım.
Well, I'm not, so don't get your temper up.
Sonrasında hava almaya çatıya çıktın ve senden bir daha haber alamadım.
And then you went up to the roof to get some air, and I never heard from you again.
Dün gece boyunca onu düşünmekten kendimi alamadım.
Couldn't stop thinking about him... all last night.
Ya sen hastasın ya da ben uykumu tam alamadım.
Either you're sick, or I didn't get enough sleep.
Ama ondan bir daha haber alamadım.
And she promised me that she would. But I never heard from her again.
Bir öpücük bile alamadım!
I've never even had a kiss, not one!
Seni o turşudan kurtardım, ödülümü alamadım ama?
Since I got you of this pickle, won't I get a reward?
Daha senden hiç bir bilgi alamadım.
I didn't gain any information from,
- Merhaba. Örneği alamadım.
I couldn't get the sample.
Efendim, hala terfi ve zam alamadım.
Sir, I haven't received a promotion and increment yet.
- İsminizi alamadım.
I didn't catch your name.
Hayır. Hayır, geçen sefer nefes alamadım.
No, I couldn't breathe last time.
Bayan Barrett, ben Janice Rhodes Ulusal Vahşi Yaşam Merkezi'nden eşinizden sesli mesaj alamadım bu yüzden sizi denemeye karar verdim.
Mrs. Janice Barrett? I'm Janice Rhodes Wildlife of the National Center I can not phoned your husband, so I decided to phoned you.
İki yıldır tek kelime alamadım yaşayıp yaşamadığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Two years and not a word, not a solitary clue as to whether she lived or breathed.
Daha da kötüsü, güzellik uykumu da alamadım. Gördüğünüz gibi.
Even worse, no beauty rest.
Vauxhall'dan beri Bay James'den haber alamadım Dido.
I've heard nothing from him since Vauxhall, Dido.
Soruma cevap alamadım.
That's not what I asked.
Senden haber alamadım.
I haven't heard from you.
Kendimi alkışlamaktan alamadım.
I couldn't help clapping my hands.
Zamanında alamadım onu.
I wasn't able to secure one in time.
Aylarca ondan haber alamadım. Merhaba, Jimmy, ben Hannah Dhru.
Hi, Jimmy, this is Hannah Dhru.
Epeydir senden haber alamadım.
I haven't heard from you at all lately.
Ona sordum geri gelicek mi diye, ama cevap alamadım.
I asked him if he was coming back, but he didn't answer.
Bugün hiçbir şey alamadım!
Oh! Ah! I can't get anything today!
Programın kopyasını ya da metnini alamadım ama Lawrence programın hastası.
Well, I wasn't able to obtain a copy or a transcript... but Lawrence here is a devout viewer.
Bütün çocukluğun boyunca senden hiç haber alamadım. Sonra, 40 yıldır senden alamadığım doğum günü kartı için teşekkürler.
I didn't hear from you for your entire childhood, and then thanks for the birthday card that I never got from you for the last 40 years.
- Prova parasını daha alamadım.
I haven't been paid for the rehearsal yet.
Peki, kendini beğenmiş alamadım.
Well, don't get smug.
Alima bana alamadım.
Alima couldn't get to me.
Bunu alamadım.
You don't get it.
Ben bir taksi alamadım.
I couldn't get a cab.
Olockbox alamadım.
He didn't get the lockbox.
Neden biraz dinlen alamadım?
Why don't you get some rest?
Özgürlüğünü istediğin şekilde alamadığın için üzgünüm.
I'm sorry you didn't get your freedom exactly the way you wanted it.
Ben de bedenimi bedelsiz geri alamadığım için üzgünüm ama işler böyle yürüyor işte.
You know what? I'm sorry I didn't get my body back with no strings attached, but that's just how it goes.
Bugün söz hakkı alamadığın için üzgünüm.
I'm sorry that you felt like you couldn't speak up today.
Onun babasından alamadım.
Didn't get that from her father.
Ve sizin benden duyduğunuz son şeyin hiç solo alamadığım hakkındaki rahatsız edici yorumlarımın olmasını istemedim Seni seviyorum, Tina.
And I didn't want the last thing you guys heard from me is some snarky comment about how I never get solos. Oh, I love you, Tina. Oh.
Bir tanem, koladan başka bir şey alamadın mı?
Sweetheart, couldn't you have got something else other than Coke?
Vizemi alamadım.
Visa denied.
Spencer'ın Yardım çağrısını alamadığını düşünüyor musunuz?
Do you think Spencer just didn't get your S.O.S.?
Sonra, 40 yıldır senden alamadığım doğum günü kartı için teşekkürler.
And then thanks for the birthday card that I never got from you for the last 40 years.