Albert перевод на английский
4,828 параллельный перевод
Albert öldü.
Albert is dead.
Sonunda bazı hademeler gelip Albertımı büyük boy Glad çöp torbasına koydu ve çöplerin kalanıyla birlikte onu ara yola bıraktı.
Finally some orderly comes in and stuffs my Albert in an oversized Glad garbage bag and puts him in the alley with the rest of the garbage.
Tamam, Albert Morio.
Okay, Albert Morio.
Bu Caroline ve Albert'e öğretmemi istediğin şey değil mi?
Isn't this what you wanted me to teach Caroline and Albert?
Albert Einstein bunu, 50 yılı geçkin bir süre önce söyledi.
Albert Einstein said that more than 50 years ago.
Sen küçük Albert'sın.
You're little Albert.
Cass, Albert'a veda et, tatlım.
Cass, say bye to Albert, honey.
- Güle güle, Albert!
- Bye, Albert!
Albert bu sayede göze battığımızı söylüyor.
Albert thinks it makes us stand out.
O ve Albert, O onun eşiydi.. Olimpiyatlara gitmekten konuşurlardı..
She and Albert, that was her partner, they... they talked about going to the Olympics.
Ve Matt, hala Albert'ın antremanını izlemek için arada piste gidiyor.
And Matt still goes to the rink sometimes just to watch Albert practice.
Ve Albert çok güçlü bir çocuk.
And Albert's really strong.
Albert
Albert.
Albert?
Albert?
Ve beni büyükbabam Albert ile yaşamaya gönderdiler.
And with me still a boy, I was sent to live with me granddad Albert, while me old man was sent to do his bird.
Albert Jones.
Albert Jones. This is it.
Bir daha Darvin'den örnek vereceğin zaman Albert'ın kuzeni Thomas'a da saygı göstermeyi unutma.
Next time you're in Darwin, make sure you pay respects to Albert's cousin, Thomas.
Kraliçe, Prens Albert'la birlikte bunlardan çektirmişti.
The Queen had one of these taken with Prince Albert.
John Stuart Mill, Albert Camus, Richard Dawkins,
John Stuart Mill, Albert Camus, Richard Dawkins,
Albert, senden ayrılıyorum.
Albert, I'm breaking up with you.
Evet, ama iyi bir çoban bile değilsin, Albert.
Yeah, but you're not even a good sheep farmer, Albert.
Elveda, Albert.
Goodbye, Albert.
Albert.
Albert.
Çok üzgünüz, Albert.
We're so sorry, Albert.
Albert, şu anda her şeyin umutsuz göründüğünü biliyorum. Ama yemin ederim, yaşanacak çok şey var.
Albert, I know everything seems hopeless right now, but I promise you, there's so much to live for.
Albert, ne yapıyorsun sen?
Albert, what the hell are you doing?
Bak Albert, gitmen gerek.
Look, Albert, you gotta go.
Albert, berbat görünüyorsun!
Albert, you look terrible!
Albert, bu ayrılığı çok zor kabullendiğini biliyorum ve anlıyorum... ama bu ruh halinden çıkmalısın.
Albert, I know you're taking this breakup really hard, and I understand, but you got to get out of this funk.
Hey Albert, belki de kilise gitmeliyiz.
Hey, Albert, maybe we should just go to church.
Merhaba, Albert.
Hi, Albert.
Aynı şeyi söyleyebilir misin, Albert?
Can you say the same, Albert?
Albert, bunlar en sevdiğin çorapların.
Albert, these are your favorite socks.
Albert, çabuk!
Albert, hurry!
Bu arada ben Albert.
I'm Albert, by the way.
Dinle, Albert.
And listen, Albert.
- Komik bir şey söylemişim gibi yap.
You pretend I said something funny. Albert, stop.
Sorun ne, Albert?
What's the matter, Albert?
Tanrım, çok "koyunu sıkısın".
Good Lord, Albert, you're such a "sheepskate." Oh!
Albert adına altıda altı yaparsam ona bir dolar borcun olur.
If I can shoot six out of six on Albert's behalf, you owe him a dollar.
Senin için uygundur, değil mi Albert?
That works for you, right, Albert?
Albert, Louise'in yüzündeki ifadeyi gördün mü?
Albert, did you see the look on Louise's face?
Albert, dikkatini çektin.
Albert, you got her attention.
İyi olacaksın, Albert.
You're gonna be okay, Albert.
Albert, sen bir değersin.
Albert, you're a catch.
Albert?
Albert.
Selam Albert.
Hey, Albert.
Albert ve ben gidiyoruz... ama uğrayıp sana yarın için şans dilemek istedim.
So, Albert and I are gonna split, but I just wanted to come by and wish you luck tomorrow.
Albert, buradan gitmen gerek.
Albert, you gotta get out of here.
- Albert, kes.
Stop.
Kahretsin, Albert!
Oh! God damn it, Albert!