Alf перевод на английский
1,056 параллельный перевод
ALF, hadi!
alf, come on!
ALF!
alf!
ALF, ALF!
alf, alf!
İyi geceler, ALF.
good night, alf.
Teşekkürler ALF, sağol.
THANK YOU, ALF. THANK...
- ALF!
ALF! WHAT?
ALF bu Willy'nin doğum günü.
ALF, IT'S WILLIE'S BIRTHDAY,
Sağol ALF, güzel bir hediye.
ALF, THANK YOU. LOOK AT THESE.
O futbol giyisisidir ALF.
THAT'S A FOOTBALL UNIFORM, ALF.
O restaurant yaklaşık 20 yıldır kapalı ALF.
THE RESTAURANT'S BEEN CLOSED FOR 20 YEARS.
Dinle ALF, bu mereti gerçekten bitirmek istiyorum.
LISTEN, ALF, I'D REALLY LIKE TO FINISH THIS THING.
Bayanlar ve baylar, huzurlarınızda Gordon "ALF" Shumway!
LADIES AND GENTLEMEN, I GIVE YOU, GORDON "ALF" SHUMWAY!
Hey ALF!
GREAT TO SEE YOU.
- O en iyisi! ALF, bir imzanı alabilirmiyim?
SAY, ALF, CAN I HAVE YOUR AUTOGRAPH?
Willy! - ALF?
- ALF?
Baksana ALF, dün gece garip bir rüya gördüm.
YOU KNOW, ALF, I HAD THE STRANGEST DREAM LAST NIGHT...
Bana kalırsa sen burada dostluğu, başka birşeyle karıştırıyorsun ALF.
I REALLY THINK YOU'RE MISTAKING FRIENDLINESS FOR SOMETHING ELSE.
ALF! İzin verirmisin?
ALF, DO YOU MIND?
ALF!
ALF!
ALF?
ALF?
- Senin'Üç Küçük Çavuş'u izlediğini sanıyorduk.
Alf, we thought you were watching "The three stooges."
- Hayır Alf sadece...
- No, Alf, nobody ever sugested...
- Hiç kimseye bir laf söyletmeyeceğimi mi?
- Never let anybody get a word in... - Alf!
- Sen geçen hafta Alf için öyle demiştin.
That's what you called him last week.
- "Parazit Otel" e girdim.
"I checked into the Parazite hotel." - Alf?
- Alf...
Alf.
Ha, adım Alf.
Oh, oh, Alf, my name is Alf.
- Alf kozmetik ürünlerle ne yapıyorsun?
Alf, what are you doing with cosmetics?
- Alf, sen nasıl Terry Faith kozmetik ürünleri satacaksın ki?
But Alf, how can you sell Terry Faith cosmethics...
Alf nerede?
Where is Alf?
- Pardon Alf?
Excuse me, Alf.
- Alf, işe girmemen konusunda karar verdiğimizi sanıyordum.
Alf, I thought we decided against your getting a job.
- Ve Alf bize neden burda olduklarını söyleyecekti.
Alf was just about to tell us why.
- Alf'züğürt'ten daha fazla para kazanana kadar birşey söylemememi istedi.
Alf ask me not to say anything untill he made enough money to bail out the civil servant
Alf çalışmak için can atıyor, ona bir şans verelim.
He's realy excited about working. Let's give him a chance.
- Pekala Alf, belki bir şey satın alırım...
All right, Alf, maybe... maybe i'll buy something.
- Alf! Nasıl 4000 dolarlık makyaj malzemesi aldın ki? !
Alf, how were you able to purchase 4.000 $ with a make up?
- Merhaba, hayır ben Alf değilim.
- Hi, hi. No I'm not Alf
- Bayanlar, Alf'in size bu ürünler hakkında ne dediğini bilmiyorum ama...
Listen, ladies, I don't know what Alf told you, but this cosmetics....
- Alf'ın dediğine göre yeteri kadar alınca iki çeşit bagaj veriyormuşsunuz.
What laggage? Well, Alf told me I'll get my choices of either "Soft sided" or "Macnogah High"
- Alf beni aksine ikna etmeye çalışacağınızı da söyledi.
Alf said you'll try to talk me out of it.
- Alf, bu gerçekten çok şeker.
Alf, that is realy, realy sweet.
- Sen biliyor musun Alf?
do you know, alf?
Lucky'nin nerede olduğunu biliyor musun?
alf, do you know where lucky is?
- Alf... en son Lucky'i gördüğümde, ona... -... saati okumayı öğretiyordun.
the last time i saw lucky, you were teaching him to tell time.
- ALF!
ALF!
ALF?
ALF? WILLIE!
KEDİ BURADA DURACAK. BEDAVA KEDİ YİYECEĞİ. ALF?
ALF?
- Alf!
Alf!
- Alf nerede?
- Where's Alf?
- Alf.. şu anda...
- Alf is at a....