Alman перевод на английский
21,021 параллельный перевод
- Onu almanız lazım.
- You have to take him.
Hayır, senden almanı istiyorum.
- No, I want you to have it.
Kampüs koruması dışındaki birini hedef alman çok akıllıca.
Very clever, targeting someone else outside the campus protections.
Ben de öyle düşünmüştüm. Adam Gould bana tüm övgüyü senin alman gerektiğini söyleyen kaynakları olduğunu söylediğinde bu yüzden şaşırdım.
That's what I thought, which is why I was surprised when Adam Gould told me that he had sources saying you deserved all the credit.
Kanka cidden bir cep telefonu alman lazım.
Hey, man, uh, you've really got to get a cell phone. Uh...
Onu, elinden almanın bir yolunu bulmalıyız.
We need to figure out a way to get it away from him.
Tamam, belki de ehliyet almanın zamanı gelmiştir.
Okay, it might be time to get a driver's license.
Yardım almanın utanılacak bir yanı yok.
There's no shame in having help.
Alman olacak o. Ama diyeceğini dedin küçük Trump'ım benim.
German, but I think you've made your point here, my young Trump.
Sana nişan alman için izin verdiğimi hatırlamıyorum Öfke.
I do not remember given permission to enter, Rampage.
Ama nefes alman gerekiyor.
But you've gotta breathe.
Kriz anında liderliği almanı ben istedim.
I asked you to take a leadership role in a time of crisis.
Onu inceleyebilir ve belki de geri almanın yolunu bulabiliriz.
We can study him and maybe learn how to reverse it.
Öncelikle senin randevu alman gerekiyor.
He can... but first you must take an appointment.
Randevu alman aylar sürebilir.
Getting an appointment could also take months.
İş almanız ve ödemeler bir şekilde merkezileşmiş olmalıydı.
Somehow it had to be centralized, how you got jobs, who paid you.
Gerçekten sen ve iki homodan her şeyimizi elimizden almanıza izin vereceğimi mi sanıyorsun?
You really think I'm just gonna let you and a bunch of homos steal everything from us? Huh?
Nefes almanıza yardım edeceğim.
I'm gonna get you some air.
Komisyona onları almanın bir hata olduğunu söyledim.
I told the national committee it was a mistake to have their kind involved.
Oraya gidip derin bir nefes almanızı istiyorum.
I want you to go up there, take a deep breath...
Nefes almanı istiyorum.
Come on, i need you to breathe now.
Dikkate alman gereken bir soru.
It is a question you must consider.
Ben sakin sularda tekne ile açılamazken, senin risk alman neden sorun yaratmıyormuş?
And why is it fine for you to run risks when I may not even take a boat out in calm waters?
Alman operası özelinde.
As far as German opera goes.
Resmi adı Alman Ağırlama Derneği. Çok kültürlü bir iyi niyet birliği.
Whose official name of record is the German Hospitality League, supposedly some cross-cultural goodwill club.
NZT almamıştım, bu yüzden oraya varmadan yaklaşık bir saat önce Everywhere'deki hacker dostlarıma servisi devre dışı bırakan bir virüsü Alman Ağırlama Derneğinin sunucularına yüklettim ve böylece Wi-Fi'larını göçertip dışarıdan teknik yardım almalarını sağladım.
Now, I didn't have any NZT, so about an hour prior to my arrival, I had my hacker buds at Everywhere dump a Denial-of-Service virus onto the German Hospitality League server to crash its Wi-Fi, forcing a call for outsidetech support.
Evet, sana bana gidip çikolta almanı söylemiyorum, Boyle.
Yeah, I'm not asking you to go get me some Skittles, Boyle.
Evet ama umutsuz insanlar için organ almanın başka yolları da var.
Yeah, but there are other ways for desperate people with means to get an organ.
Sonra da arkamıza yaslanıp oğlunu geri almanı bekledik.
Then we just sat back and waited for you to collect your son.
Naz o olmadan hap almanı riske etmez.
Well, Naz isn't gonna risk you taking a pill without it.
Belki yeni bir takma isim almanın vaktidir.
Maybe... it's time for a new moniker.
Daha çok almanın yararı olur muydu?
Would taking more even help?
Piper hap almanı istemezdi.
She wouldn't want you to take a pill.
Ben de hap almanı istemiyorum.
I don't want you to take a pill.
- Almanıza gerek yoktu.
- You didn't have to do that.
Bob, Carol, um, bunu aslında Nick için almıştım, ama bunu verebileceği kimseyi asla bulamamasına karşın, bunu sizin almanızı istiyorum.
Bob, Carol, um, I originally bought this for Nick, but since he may never have someone to give it to, I'd like for you guys to have it.
Almanızı engelleyecektim, ama engellemedim, o yüzden burada işimiz bitti.
I was gonna stop you from buying it, but I didn't, so we're done here.
Şunu almanı istiyorum.
I want you to have something.
Hiç umudunuz yokken her şeyi geri almanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz?
Do you know what it's like... to have no hope and then get it back again?
Bir de duş alman gerek.
You need to take a shower...
Biliyor muydun 1524 ve 1526 yılları arasında bu ormanlarda 100.000 Alman köylüsü öldürüldü?
Did you know that between 1524 and 1526 over 100,000 German peasants were killed in these woods? I did not.
Adına Alman Köylüleri Savaşı dendi.
It was called the German Peasants'War.
Ne dediğini hatırlasana? I korkutucu küçük Alman'ın?
Remember what he said, the scary little German fella?
Hani bir Alman çoban köpeği vardı, bizden bir kaç kapı aşağıda yaşardı,...
You remember that German shepherd that lived a few doors down from us,
Daha önce o tür davranışını gördüğüm için giderken yanıma silah almanın kendim için doğru olacağını düşünmüştüm.
Since I had seen his behavior before.. ... I thought it would be right to take my gun along too.
Eğer geçmezse partnerine biraz ağırdan alman gerektiğini söylemen yeterli olacak.
And if it doesn't, you just need to let your partner know that you need to go slow.
Bir toplantı ayarlayıp beğendiğin birini almanı sağlayabiliriz.
We can set up a meeting and get you someone you're happy with.
Alman işi yapmak istiyor!
She wants to do German things!
Alman işi!
German things!
♪ Bu sadece bir yalan ♪ ♪ Riski göze alman için ♪
♪ To get you to take the risk ♪
Onu almanıza izin veremem.
I won't let you take her.