Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Although

Although перевод на английский

12,924 параллельный перевод
Köleliğin, Roma İstilasından bile önce bulunduğunu biliyor muydun? Buna rağmen İngiltere'deki köle ticaretinin gerçek mahkumları... 16.Yüzyıl ortalarına kadar gerçek anlamda varolmadılar.
You know, slavery existed even before the Roman Occupation, although the true pioneers of the English slave trade didn't really kick in until the mid-16th century.
Yüzü gölgede kalmasına rağmen bir an bile tereddüt etmem.
Although his face was in shadow, I do not doubt for a second.
Hayır, o değil. Gerçi korkunç zaman geçiriyorum.
No, it's not that, although I am having a horrible time.
Sorun hakkında Batı Yakası sessiz kalırken kaynaklarımız Beyaz Saray'ın yaşanan...
Although the west wing has remained silent on the issue, sources say that the White House
Şef için... acı vericiydi ancak...
As for Chef, although it was painful...
- Lori, Kayla'ya onlara dokunma dediği hâlde Kayla Lori'nin mallarını bulmuş ve bütün kokainini yutmuş.
That although Lori had told Kayla to stay out of them, Kayla had got into Lori's drugs and swallowed all of her cocaine.
Zaman zaman afyon tentürü yetiştiriciliği yaptı ama kim yapmadı ki değil mi?
Although he did partake in laudanum tincture from time to time... but who didn't?
Sonunda düşman olduysak da, bir zamanlar William Howe benim saygımı kazanmıştı.
Although we ended as enemies, William Howe was once a man who commanded my respect.
Bu her ne kadar eğlenceli olsa da pek gizlilik içermiyor.
Which, although quite enjoyable, is not very stealthy!
Ama bu delilikte tanıdık bir şey gördüğümü de kabul etmeliyim.
Although I admit there is a familiar method to this particular madness.
Lucien mübalağa etmeye yatkındır ama bu durumda oldukça haklıydı.
Lucien has a taste for hyperbole, although in this case, he's rather on point.
Ödülün kolay vazgeçilebilir bir şey olacağından şüpheliyim.
Although I doubt the prize will be easily relinquished.
Haklı olsan da olmasan da bir konuda doğru şey söyledin.
Either you're right or you're wrong, although you do make one good point.
Ben yapamasam da KİRA yapacaktır.
Although I am unable KIRA can do.
- Annem felaketti gerçi.
- Although my mother's a fright.
Ama kocanın da hakkını vermeliyim.
Although I gotta hand it to your husband.
Evet, evet. O ana rağmen biraz silik sanki.
Yeah, yeah, although the memory... it's a little foggy.
Belki inanmayacaksın ama...
And although you probably don't believe it...
Sıfır.Yine de Niklaus kendi aile sadakati düşüncesi, en iyi anlamda şizofrenikken Aurora'nın yönlendirebileceğini düşünüyor.
None. Still, Niklaus believes that she can be swayed, although his perspective of family loyalty is schizophrenic at best.
Tabii sanırım elinizin yandığını söyleyip dava edebilirsiniz zaten.
Although I guess you could just say you got burned And sue them anyway.
Ama ne işe yaradığına dair hiçbir fikrim yok.
Although I have no idea what it's meant to do.
Kayıt memuruna göre okul harcını geciktirmiş üç aydan fazladır derslere girmiyormuş.
Although he was behind on his tuition payments, according to the registrar, and hadn't been to classes in over three months.
Ailemin şirketini devrettim, üniversiteyi bile bitirmedim.
I signed away my family's company. I didn't even graduate from college, although, in my defense,
Göreveme başlamak için biraz geç de olsa yeni Başkomiser Kate Beckett hoşgeldin diyelim.
Um, although she is a little bit late reporting to duty, let us give an official welcome to her first command, Captain Kate Beckett.
Sanırım istediğin her şeyi topladım her ne kadar ölü tavuskuşu tüyüne neden ihtiyacın olduğunu anlamasam da.
I think I got everything in here that you wanted, although I am not entirely sure what you need a dead peacock feather for.
Hmm, yüz yılı aşkın Bu şeyin içinde, bu olmasına rağmen, Kendi ısmarlama cehennem,
Hmm, over a hundred years inside this thing, although in this, my own custom-made hell, time is meaningless.
Evet, diyorum rağmen,
Yep, although I will say,
Hiçbiri. İçki şu an kulağa harika gelse de.
None of the above, although a drink does sound really good right about now.
Aslında, Jackson ve benim artık kendi yerimiz var yine de hala Mikaelson dramlarından kurtulabilmiş değiliz.
Actually, Jackson and I have our own place now, although we still can't manage to stay out of Mikaelson drama.
Sesinin tonu hoşuma gitmiyor.
I don't much like that tone, although, given what I did to Rebekah,
- Light KİRA ise çoktan onu bulduk.
Although if Light-kun is Kira, we've already found him.
Şuanda L dezavantajlı olsa da ne yapacağını çok merak ediyorum, ya sen?
Although at the moment, L is at a slight disadvantage. I can't wait to see what happens, can you?
- Ama senden % 1 olsa bile şüpheleniyorum.
Although I still do suspect you 1 %.
Buna rağmen bir araya geldiğimizde...
Although, when we were together...
Evet ve Şef Ubba şu anda kuzeye doğru seyahat etmesine rağmen senin nerede olduğunu öğrenmeleri için Mercia'ya adam yollamış.
( ALFRED ) No, and the Chieftain Ubba, although he himself has now travelled north, he has sent men to Mercia asking of your whereabouts.
Hem de buradaki herkes ve daha fazlasının babanızın tahtını Alfred'e teslim ettiğini duymuş olmasına rağmen.
Although each person here, and more, heard your father bequeath his crown to Alfred.
Bununla birlikte onunla buluşmak için acele etmediğimi kabul ediyorum.
Although, granted, I'm in no hurry to meet him.
Geitman radikal eğilimler göstermese de ciddi mali sorunları varmış.
Now, although geitman didn't express any extremist tendencies, He was in deep financial trouble.
İnsanların aklına yasa dışı madde kullandığı hâlde hiçbir sorun çıkarmayan o % 90'lık kesim hiç gelmiyor.
People don't think about the 90 % of people that are not causing any troubles although they are using illicit substances.
Muhafazakâr İslamcı Parti, Mecliste çoğunluğu elinde bulundurduğu hâlde anayasada kadınlara eşit haklar sağlayan bir kanun maddesi bulunmasını isteyen halkın iradesine boyun eğdi.
Although the Conservative Islamist Party controlled the most seats in Parliament, they agreed to abide by the will of the people, who wanted an equal rights provision for women in the constitution.
- Son zamanlarda yüzünü haberlerde gördüm.
Although I've seen your face all over the news recently.
Ben iyi sayılırım ama başımdan yaralandım.
I feel well enough, although my head is injured.
Gerçi altın yıldız dağı hoş oldu sanki.
Although, gold star mountain is kind of cute.
- Gerçi seni neden vurduğumu öğrenemedik.
Although we never really found out why that happened anyways.
Sizin yorum hakkınız değil ama, katılıyorum.
Not your purview, Ms. Keating, although I agree.
Ben hiç duymadım rağmen Klaustreichs ölü tasfiyesi.
Although I've never heard of the Klaustreichs winding up dead.
Gerçi neden ben tutuklanıyorum anlamadım ama.
Although, I'm not quite sure why I'm being arrested.
Gerçi biraz tuzsuz.
Although, it could use some salt.
Gerçek bir kurt adam olmadığına emin olsam da bunu yapacaksanız yardım edeyim.
Although, I'm pretty sure there isn't a real werewolf... if you're gonna do this, let me help.
Gerçi iğneli çam yaprakları yüzgeçlerimize batıyordu.
Although we were getting dried out with pine needles sticking to our fins.
Gerçi Penny de aynını söylemişti.
Although, Penny did say exactly that.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]