Alına перевод на английский
17,814 параллельный перевод
Yerliler tamamen boyunduruk altına alınacaklardı.
The natives are going to be totally subjugated.
Şimdi gözaltına alınan kadın rolü oyna.
Now, act the part of a woman detained.
Elimizde, teşekkür ederim. Moncin'in dairesinden alınan ve kurbanlarda bulunan garip yaralara uyacağına inandığım bıçaklar var.
We have knives - thank you - taken from Moncin's apartment, which I believe will fit the unusual wounds found on the victims.
Virüse maruz kalan alana erişim kordon altına alınacak. Sınırlar, Kuzey Avenue Kuzeydoğu Neltline, Özgürlük Yolu ve Kuzeybatı Spring Caddesi olacak.
Each access point to the exposure area will be cordoned off, the borders being North Avenue, the Northeast Beltline, Freedom Parkway, and Spring Street Northwest.
Podyuma yürüyüp kafasına nişan alıp gözlerinin arasına...
Now, you'll walk up to the podium, aim at his face, right between the eyes... Thank you. And thank you to Frank Son for hosting this amazing event!
Ve kan aslında bizi birleştiren güçlü bağ olmasına rağmen aynı zamanda bizi gerçekleri görmemizden alıkoyabiliyor.
And although blood is indeed a powerful bond that can unite us, it can also blind us from seeing the truth.
Beş dakika içinde durumu kontrol altına alıyorum efendim.
I'll have this under control in five minutes...
- Popomu ağzına al. - Acaba...
Got my butt in your face.
Şimdi tüzük, kural, kanun neyin varsa al ve kız kardeşinin amına sok.
Now you take your bylaws, your in-laws, your outlaws, and you stick them up your sister's twat.
Reese cinayet dosyasında, Tao'nun bir şerif tutanağı var. Orada, Price'ın duruşmasına gelen tüm 28. Sokak Blood'larının isimleri yer alıyor.
In the Reese murder book, Tao has a sheriff's report that lists all the names of the 28th Street Bloods that showed up at Price's trial.
- Affedersiniz ama kutsal kitap alıntılarının bir polis katili tarafından yüzüme çarpılmasına ihtiyacım yok.
- The burden is far... " - Excuse me, but I don't need scripture thrown in my face by a cop killer.
Şimdi, gayeni test sürüşüne alıyorsun bayinin önüne bırakıp gün batımına gazlıyorsun. Tamam. Sorun var mı?
Now, you take your mark on his test drive, drop him off in front of the dealership after, and bam, you drive off into the sunset.
Bu şirketler, evlere yerleştirdiği her çocuk başına ücret alıyorlar.
These companies are getting paid fees from the state every time they place a child with a family.
Bizim kanımızı alıp kendi adamlarına aktarıyorlar.
It's like they're taking our blood and feeding it to half their crew.
Burada ambulans şoförlerini özel firmalar alıyor ve hastaneyle festival alanına da düzenli erişimleri var.
Ambulance drivers here are employed by private firms, and they have regular access to the hospital and the festival site, or vice versa.
Görevimiz şüphelimizi gözaltına alıp sorgulamak.
Our task is to detain and question our suspect.
Ghost'un parasını alırsın, çocuğunu öldürürsün, sonra gün batımına sürersin.
You get Ghost's money, kill his kid, you ride off into the sunset.
Bu kılıcı al tanrının kutsamasıyla sana bağışlanmış kutsal ruh ile güçlenmiş bu kılıçla tüm düşmanlarına direnip onları savuştur.
Take this sword, which is bestowed on you with the blessing of God, that by the power of the Holy Spirit you may resist and cast out all your enemies.
Beni de yanına al.
I am. - Good. Take me with you.
12 yaşındayken, bu adam Emile Sayles, hayatına girer ve sadece piyano değil yaptığı her şeyin kontrolünü ele alır.
What she was 12, this man... Emile Sayles, enters her life and takes control not just of her piano but nearly everything she does.
Aslında senden biraz kan alıp farelerle senin aynı dizilişe sahip olduğundan emin olmak adına birkaç test yapmak isterim.
Actually, I'd like to draw some blood from you and run a quick series of tests to ensure that you and the rats are all lined up.
Bu resimlerde göremiyorsunuz ama kurbanların alınlarına "F", "D" ve "S" harfleri kazınmış.
You can't see in these pictures, but the letters "f," "d," and "s" were carved into the foreheads of the victims.
Kurbanların alınlarına kazınan harflerin anlamını.
What the letters carved on the victims'foreheads mean.
Çatışma sırasında yakalanan üçüncü tutuklu King Memorial Hastanesi'nde gözaltına alındı.
A third prisoner captured in the shootout remains in custody at King Memorial Hospital.
Hapishane bağlantıları farklı bir şekilde güven altına alınmaktadır.
Prison networks are secured differently.
Koruma fonu işi yapan denyonun teki uyuşturucuyu alıp kadına vur kaç yapıyor.
Some hedge-fund jackass got all coked up, killed a woman in a hit-and-run.
DJ kabininin böyle dans pistinin ortasına alınmasını istiyorum.
And I need the DJ booth moved to the center of the dance floor.
Bahis kabul edildi ve güvence altına alındı.
Wager has been accepted and secured.
Bir akşam Seine kenarına yürüyüşe çıkıp yanıma aldım. Alışkanlığım olduğu gibi elbiseyi bir berduşa verdim.
I took it out with me one evening when I was walking by the Seine, as is my habit, and I gave it to a tramp.
Ayrıca ikinizden biri onu alıp götürmek dünyadan saklamak, boyunduruk altına almak ve onu tekrar önemsizleştirmek için başka bir cinayet daha işledi.
And one of you... has just committed another..... so that you can take him back..... and hide him from the world. Subdue him again.
İnsan istediğini alır... ve başarısız olursa sonuçlarına katlanır.
Men take what they want... and accept the consequences if they fail.
Vardiya subayım, 270 rotasına al lütfen.
OOD, bring us around 2-7-0, please.
Bu tarz şeyleri takip eden Dışişleri Bakanlığı'na göre kabile Kazablanka'daki yıllık Tuareg buluşması olan Sidi Mohammed M'a al-Anim Festivali'ne katılmaya gelmiş.
The very same. Now, according to the state department, who apparently tracks this kind of thing, the tribe is attending the mousseum of Sidi Mohammad Ma Al-ainin, an annual gathering of Tuareg tribes that happens to be in Casablanca right now.
O adam nanosaniye başına ücret alıyor.
That guy charges by the nanosecond.
Horozu kafesten alır, ağaçların bir adım uzağına bırakırsın. Böylece vahşi hayata dönmüş olur.
Take him from the cage, leave him one step in the trees, he gonna turn back wild just like that.
Şehirdeki senin bölgeni tamamen karantina altına alıyoruz.
We're placing your zone of the city under complete quarantine.
Amacımız virüsü kontrol altına alıp insaları güvenli bşr şekilde evlerine ulaştırmak.
Our focus is to contain the virus and to get people home safely.
Daha sonra Twitter'dan öğreniyorum ki konteynırlar tarafından kilit altına alınmışız.
And then I find out from Twitter that we've all been locked in by shipping containers.
Şu poşetlerden birini alıp ailenin yanına gitmeye ne dersin?
Why don't you take one of these bags and go share it with your family?
Hepsini alın çocuklar. Kamyonetimin arkasına her şey sığıyor mu görmek istiyorum.
I want to see if we can fit everything in here in the back of my truck.
Ateşe verip suratlarına ateş eder, sonra da gidip bir paket cips alırdım.
What would you do? I'd set'em on fire, shoot'em in the face and go get a bag of tacos.
Al şunu. Kızına bir hediye al!
Here, take this.
Utanç verici ve adaletsiz bir uygulamayla Afrikalı köleleri alıkoyduğunuz için cezalandırılıp gecenin karanlığına maruz kalmayı hak ettiniz.
The darkness of the night that you experience is deserved punishment for your disgraceful and iniquitous practice of keeping African slaves.
Alıkoyulma korkusuyla yaşamalarına rağmen New York'ta pek çok özgür siyahî var.
There's plenty of free Blacks in New York... although they live in fear of being abducted.
Paramparça Olmuşçasına Bir Acı. Ben alırım.
Hold on, why don't you take it easy, smush pain, I got it.
Alıp onu babasının yanına gömeceğim.
Then I will take him and have him buried next to his father.
- Kız arkadaşına alıyormuş.
- Gift for his girlfriend.
Tanığının etki altına alındığını iddia ediyor.
He says that your witness was tampered with.
Hastaneyi resmi olarak kilit altına alıyorlar.
They're officially putting the hospital on lockdown.
Resmi olarak hastaneyi kilit altına alıyorlar.
They're officially putting the hospital on lockdown.
Senin çalışma bölgeni tamamıyla karantina altına alıyoruz.
We're placing your zone of the city under complete quarantine.