Amış перевод на английский
34,587 параллельный перевод
Babanla ne yanlış gitti bilmiyorum ama benimleyken bu başına gelmeyecek çünkü ben çok daha...
Well, I don't know what went wrong with your dad, but that's not gonna happen with me because I am much more laid-ba... Aah!
Hal böyle olunca bana bir şakaymışım gibi davranıyorlar. Ben de bu yüzden debelenmeye başlıyorum.
Which makes me start to think that I am a joke, and then I start spinning.
İnsanların dişini bu evde temizleyeceğim.
I am gonna clean people's teeth right out of this house.
Çok daha iyi bir soru ise "Neden mi böyle başarısızım?"
And an even better question is, "Why am I such a failure?"
Ingrid'in dolaptaki siyah fasulye çorbasını ben yedim.
I am the one who ate Ingrid's black bean bisque out of the fridge.
Başka insanların inançlarına toleransım yok mu?
Am I intolerant of other people's beliefs?
Ben Bilge Dyfrost ve 50 kış gördüm.
I am Dyfrost The Wise and I've seen 50 winters.
İç Çamaşırı Garajı alacaklısı değilim.
Hey, I am not Undergarment Garage material.
Şimdi, yapabileceklerimin sınırını bildiğini zannettiğini biliyorum ya da daha doğrusu yapamayacaklarımın.
Now, I know you think you know my limitations- - what I am capable of, or more accurately, incapable of.
Şu anda konuştuğumuz gibi uyduyu ambara yanaştırıyor olmam dışında.
Except I am backing the satellite into the cargo hold right now, as we speak.
- Daha iyi hissediyorum bir tatlı yemek için Emma'nın yerine gideceğim.
I am feeling better, so I'm heading to Emma's for dessert.
Milyonlarca sorum var ve cevaplamadan bırakıyorum. Sen de öyle yapmalısın.
I have a million questions, and I am letting them go unanswered, and I think you should, too.
Peki sırf sana supriz yapmak için Zoom havayolları gibi bir şeyin ortasında 6 saat zaman harcadım.
Well, I just spent six hours in a middle seat on something called Zoom Airlines, so I am as surprised as you are.
Sorun yok hanımefendi.
It's okay, ma'am.
İşte burada hata var çünkü ben yetişkin değilim!
Well, that's where the mistake happened because I am not an adult!
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum, ama... -... işe yaramayacak. - Ne yapmaya çalışıyor muşum ben?
What am I trying to do?
Hanımefendi, evinizde birinin...
Ma'am, are you saying there's someone inside your home?
April Şükran Günü yemeği 08 : 00'de olacak derse "Teşekkürler efendim, görüşürüz" diyorum.
So if April says that Thanksgiving dinner's gonna be at 8 : 00 a.m., I say, "Thank you, ma'am. I'll see you then!"
Ben Amy için savaşıyorum, ve hepiniz buna anlayış göstermek zorundasınız.
Well, I am fighting for Amy, and you of all people should understand that.
Jessica'nın ölümüyle ilgili olacağı varmış dediğim için özür dilerim.
I am so sorry that I said that Jessica's death was meant to be.
Yardım etmeye çalışıyorum.
I am trying to help you.
Öyleysem bile bana bunu sen öğrettin.
Well, if I am, it's because you... you taught me how.
İşte bu kadar kızgınım.
That's how angry I am.
Evet, bize anlatacak mısın Lowell yoksa Marcy'nin yapmasına mı izin vereyim?
Yeah, are you gonna tell us, Lowell, or am I gonna let Marcy get it out of you?
Vay be sen de az benim kadar kasıntısın.
Wow, you're almost as pretentious as I am.
O aile taş gibidir.
Actually what am I talking about? That watan's made out of stone.
Leo'nun biyolojik babası benim.
I am Leo's biological father.
Madalyamda öyle yazıyor, evet. Ama kahraman mı? Hayır, değilim.
Well, that's what my medal says I am, but a hero?
Tamam, başlığının ve kıyafetinin içinde en fazla iki dakikalık oksijen kaldığını tahmin ediyorum.
Okay, I am estimating he's got roughly two minutes of oxygen left in his mask and suit.
Burada kısılıp kalmaya hiç niyetim yok.
Yo, I am not trying to be trapped in here.
Yine de, dedektiflik benim için bir iş değil, o ruhumda var.
Yet being a detective is not what I do, it's who I am.
Burada güzel ve akıllı bir kadınla bir odada tıkılı kalmışım ve çıkmaya mı çalışacağım?
Here I am in a locked room with a beautiful, intelligent woman and I'm trying to get out?
Pekala, üzerinde çalışıyorum diyelim.
Okay, I am studying her.
Biliyorum şimdi sırası değil ama şu anda gerçekten tahrik oldum.
I know this isn't what you're going for, but... I am really turned on right now.
Ben de uğradım. Fakat Lauren'ın kararına saygı duymalıyız.
I am, too, but we have to respect Lauren's decision.
Gerçekten de figür heykelcik koleksiyonum varmış!
I really am collecting those figurines!
Yardımcı Başsavcı Matthew Weitz ve buradaki en iyi arkadaşın benim.
Assistant U.S. Attorney Matthew Weitz, and I am your best friend in this building.
Ben de gizli görev yüzünden böyle oldun sanıyordum.
And here I am thinking it's your time undercover that's putting you on edge.
İşler biraz karmaşıklaşıyor gibi ve gerçekten yemeğe, hayatıma ve beni tanıyan insanların yanına geri dönmeliyim.
You know, this seems like it's turning into a whole thing, and I really should get back for dinner and my life and to the people who know where I am.
Haklısın, ben bir kurbanım.
You're right. I am a victim.
Amerika'nın ilk gulyabanisinin tuvalet eğitimi aldığı yeri görmek için Boston'a gidelim diye oy kullanmayacağım.
I am not voting to go to Boston Just so we could see where America's first ghoul was potty trained.
Onunla konuşmaya, karısı olduğumu söylemeye çalışıyorum ama çocuk bakıcısıymışım gibi onunla oyun oynamamı istiyor.
You know, I-I try to talk to him, I try to tell him that I am his wife, but he mostly just wants me to play with him, like I'm a babysitter.
Ben de çabalıyorum, sabırlı olmaya, ama bir gün eve geldin ve sanki... tamamen başka biri gibiydin.
And I am also trying to be patient, but it's like you came home one day and you were just a... you were like a totally different person.
Ben sadece doğru olanı yapmaya çalışıyorum.
I am just trying to do the right thing here.
Çünkü Tanrı'nın işini yapmak üzereyim.
For I am about the Lord's work.
Bu şu anki yaşım.
That's how old I am now.
Bu yüzden söylüyorum, çünkü öyleyim.
That's why I'm saying it, because I am.
Hazinenin sınırlarının gayet farkındayım ben de.
I am acutely aware of the limitations of the treasury- -
Federaller buraya geldiğinde berbat olduğumu haklısın.
You're right that I am screwed when the Feds get here.
- Evet, sonuç nedir?
And? What's your conclusion? What am I?
Ben halkın özgür ve milli iradesinin sonucuyum.
I am the result of people's free will.