Anxiety перевод на английский
2,261 параллельный перевод
Dışarı çıkmanın, endişelerin, sosyal hayatın panzehridir.
He's the perfect antidote to dating, anxiety, and social interaction.
Şu an endişeni hissetmem çok tuhaf, değil mi?
Is it crazy that I'm feeling your anxiety right now?
Zoloft, yalnızca depresyona karşı verilen bir ilaç. Bunun dışında kullanılabileceği yerler : Alkol ve sigara bağımlılığı, aşırı iştah adet öncesi sendromu, asosyallik.
Zolax, a prescription medicine just to treat depression, outside prescriptions May and treat alcoholism, bulimia, premenstrual syndrome, smoking, social anxiety...
Prostat kanseri olan, şeker hastası erkekler penisinde herhangi bir bozukluk olanlar, performans sorunu olanlar her türlü yetersizlik sorunu olan, kısaca seksle ilgili sorunu olan her erkek.
Bãrbaþii with diabetes, those with prostate cancer those with massive damage of the penis, those with anxiety disorders, those with any common forms impotenþã or sexual dysfunction...
Bütün stres, baskı, anksiyete birden köpürüveriyor.
All the stress and pressure and anxiety just bubbling up.
Endişeye gerek yok.
No need to incite anxiety.
Gerçekten de şuan bir kaygı patlaması yaşıyorum.
I, for real, feel like I'm having an anxiety attack now.
Endişelendiğim bir konu var.
I have severe anxiety issues.
Bir şey olur diye korkuyorum işte.
Separation anxiety.
Klasik Gotik hikayelerinin tümünde modern dünyaya karşı endişelerin açığa vurulduğunu görüyoruz.
- In all of the classic Gothic horror stories, we see expressed some kind of anxiety about the modern world.
Bram Stoker'ın Dracula'sı,... bazı eleştirilerde kadının gücünü cinselliği saf bir kız olan Victorian'ı yırtıcı bir hayvana dönüştürmüştür.
In Bram Stoker's Dracula, some critics see an anxiety about female power, female sexuality, a fear that the pure Victorian maiden would be transformed into a ravenous beast.
Hafif belirtileri ise seks arzusu, cinsel soğukluk, melankoli, endişe.
But in it's mildermanifestations : Nymphomania, frigidity, melancholia, anxiety, it's eminently treatable.
Sarkozy, "Büyük kaygı duyduklarını... ama tüm katolik aleminin, Vatikan'a çözüm konusunda güvendiğini" söyledi.
밯e feel great anxiety? said Sarkozy, 밷ut the entire Catholic world trusts the Vatican to find a rapid solution?
Adamın biri çilekleri tuzlayıp tuzlayıp yere atıyormuş. Neden?
Why did the psychoanalyst prescribe anxiety drugs to the anxious doctor?
Kaygılı bir sallanma.
A flutter of anxiety.
Times Meydanında sinirler geriliyor
Anxiety is now the prevailing mood here at One Times Square.
Nathan, bazı rüyalar gerçeği yansıtır, ama bazılarıysa zihnimizin endişelerimizi işleyiş biçimidir, bu da bilinçaltının derinliklerine doğru itilir.
Nathan, some dreams are based in reality, but others are our mind's way of handling anxiety just by pushing it deep into your subconscious.
Şimdi farkına varıyorum, cılız da olsa farkına varıyorum gördüğüm rüyadaki kaygımı anlayabiliyorum.
And now I turn on a light, it is low voltage lighting but... explains the anxiety sleep I've had.
Kaderi geciktirmek endişemi daha da arttırmıştı.
Postponing destiny had only managed to drive my anxiety even higher.
Bir insan hayatının son anlarına geldiğini biliyorsa, son raddeye gelmiş endişesi onun bolca koku veren maddeler salgılamasına sebep olur.
When a human knows his or her life is about to come to an end, it will tend to reach an anxiety level... that will cause it to emit highly noxious odors.
Tüttürücü simsarımız küçük bir panik atak geçirdi.
Our smoker broker had a little anxiety attack.
Psikiyatrist değilim ama- - SSRI ilaçlarından yazmaya pek gönüllü değilim çünkü akut anksiyete tedavisi konusunda ne kadar etkili olsalar da öncelikle depresyon vakalarında kullanılıyor.
I'm not a psychiatrist but I — no, I'm reluctant to prescribe an SSRI, because while they're very effective in treating acute anxiety, they're primarily used in cases of depression.
Grace'in anksiyetesini tedavide yardımcı olup ona kontrol duygusu verecektir.
It would allow Grace to spot treat her anxiety, giving her a sense of control.
Silikonlarla emzirememe konusuna kafam takılıyor.
No, I have a lot of anxiety about breast-feeding with implants.
Şehirden uzaklaştıkça endişe seviyenin artışını gerçekten hissediyordum.
I could literally feel your anxiety level rising the further we got from the city.
Bundan önce hiç kaygılanmamış mıydın?
And you never had any anxiety before that?
Çok büyük bir korkun var, Emma.
You have a severe anxiety disorder, Emma.
Demek istiyorum ki, depresyon, korku, kişilik bozukluğu, çift kişiliklilik, Bunları tanımlamak zor, böylece insanlar ciddi problemleri olduklarının farkında değiller, fakat ciddi problemleri var.
I mean, depression, anxiety, OCD, bipolar, they're hard to diagnose, so... people don't always appreciate that they're serious problems, but they are.
Sosyal korku bozukluğu alanındaki en büyük icat olduğunu söylüyor.
He says it's the next big thing for social anxiety disorder.
Ne kadar zamandır bu seviyede endişeler yaşıyorsun?
How long have you been experiencing this level of anxiety?
İstersen Olivia'nın korku ve telaş hissiyatını yükselterek diğer taraftan bir parıltı görmesini de umabiliriz.
Perhaps you'd prefer that I put Olivia into a heightened state of fear and anxiety in the hopes that she may get a glimmer from the other side.
Eğer herhangi birinizin aklına zarar verici düşünceler geliyorsa veya kendinizi bunalımda ya da anksiyete etkisinde hissediyorsanız.
If any of you find yourself harboring any harmful thoughts or feel yourselves to be depressed or feel any anxiety at all,
- Bir çocuk gerçek bir eve kavuşabileceği ihtimali ile karşılaşınca, büyük bir endişe yaşıyor.
When a child finds out there's a real possibility they've found a home, it can trigger a lot of anxiety.
Sonrasında bu dergileri alıp okuyorsun ve içinde sıkıntı yaratıyor.
Then you're opening and reading these magazines And you're feeling this wave of anxiety.
Bunaltı.
Anxiety.
Dezoryantasyon, hafıza kaybı, ruhsal bozukluk ve kontrol kaybı gibi belirtiler görünür.
Symptomatically - - disorientation, loss of memory, Anxiety, loss of body control.
Belki de şu anki durumumuzdan dolayı kaygılanıyorsundur.
Maybe you're just feeling some anxiety about our current situation.
Kaygı için doğal tedavi.
Homeopathy for anxiety.
Oyuncunun endişesini göstermesi için belirli bir yüz ifadesine ihtiyacı yok.
This actress didn't need to make any certain face to show her anxiety.
Bu ringdeyken endişenin işaretidir umutsuzluğa kapıldığının işareti.
It's a sign of anxiety in the ring, that you're becoming desperate.
Harfleme testi sırasındaki olay tahminimce... Bazı iyi eski moda sıkıntıları yaşaması.
Well, as far as the incident with the spelling test goes, my best guess is, perhaps she suffered from some good old-fashioned anxiety.
Sana bir nasihat vereyim, bu şekilde dertlenmek burada işine yaramaz.
Okay, one thing that absolutely does not work here is wallowing in your own anxiety.
Endişe kıvılcımları içini kaplıyordu.
She was overcome with anxiety.
Uzun yıllar sonra bir anda lsabellie'i bulmanın verdiği keyifle endişelerini unutuverdi.
She forgot her anxiety for a while, she was so pleased to run into Isabelle after so many years.
Teknik olarak, haklisin, serif Carter, ama bu seremoni stress programimi asiri duyarli hale getirdi.
Technically, you're correct, sheriff Carter, but the impending ceremony has hyper-stimulated my anxiety programming.
Sosyal durumlardaki aşırı heyecanımı kontrol etmeme yardımcı olması için birkaç mp3'ü bu yöntemle şifreledim.
Right. I encoded some MP3s with it to help me manage anxiety around social situations.
Sana da uyarsa eğer keder ve endişe yüzünden kafamızdan uydurduğumuzu var sayıyorum.
Well, if it's all right by you, I'm assuming we all dreamt her up out of grief and anxiety. Anything other than that does my head in.
Tıpkı insanlar gibi, yanılma payı ve yorgunluk olabiliyor.
Humour's a defective way to deflect apprehension Or anxiety.
Şimdi, bu iğrenç ve cidden sebepsiz olay sağ elimi kullanamama ve bankadaki görevlerimi yerine getiremememe ve eşimin benden şüphelenmesine neden oluyor.
Now, this heinous and unprovoked act has rendered me unable to use my right hand, preventing me from exercising my duties at the bank and causing my wife undue anxiety.
Ağır anksiyete bozukluğu da var ve duygularını kontrol etmekte güçlük çekiyor.
He suffers from severe anxiety And he has difficulty managing his emotions.
sürekli ve doyumsuz açlık hissi, yemek sonrası halsizlik, güçlü aş ermeler ve yiyecek hakkında genel kaygı.
and difficulty walking, getting around, trouble losing weight, chronic and unpleasant hunger feelings, groggy after meals, strong food cravings, and anxiety about food in general.