Anıma перевод на английский
4,825 параллельный перевод
Ben de onu gizli avukat gibi yanıma aldım, Gayri resmi danışmanım da diyebiliriz.
So I've brought him on as my shadow counsel, which is kind of like an unofficial adviser.
Baban, Jamal amcanın Ma'andaki gaz saldırısının yıl dönümünü tanımasını istiyor.
Uh... your father wants Uncle Jamal to acknowledge the anniversary of the gas attack in Ma'an.
Ordudan eski arkadaşıma mektup postaladım.
I posted a letter to an old army pal.
Oğullarıma olan tavırlarında ve Francis ile varis şanssızlığınızda biraz yargılayıcı olmuş olabilirim.
I may have been a bit judgmental in your behavior with my sons and about your lack of an heir with Francis.
Tanıştığıma memnun oldum Oscar'lı Yahudi lezbiyen Jane Benson.
Well, nice to meet you, Jane Benson : Jewish lesbian with an Oscar.
Bunu yapmamam için bir sürü sebep var ama şu an bir tane bile aklıma gelmiyor.
There are a whole bunch of reasons not to do this... but I can't remember one of them right now.
O an aklıma bir denklem geldi, henüz yazmamıştım ve unutmak istemedim.
I just remembered an equation I hadn't written down and I didn't want to forget it.
Aksi takdirde, bir gün yardıma ihtiyacın olduğunda kimse yardım etmez.
Otherwise, the ay is gonna come when you nee backup an you on't have it.
Bir bakıma ergen gibi.
He's like an adolescent in some ways.
O an hayatımın en mutlu anıydı çünkü hayatımda ilk kez bir erkek gibi hissetmiş ve tek başıma sana göz kulak olabileceğime inanmıştım.
You know, that was the happiest moment of my life because for the first time ever, I felt like a man, That I could truly look after you, alone.
Kendi arkadaşlarıma mesaj yazmayı denedim.
I tried sending an text to my own friends.
Bu yüzden, aileme iyi bir eğitim alıp mezun olup, kendimi oralardan kurtaracağıma söz verdim.
That's why I promised my parents I'd get an education, Graduate, and get myself out of there.
Bir saat önce falan barıma gelip amaçsızca fırtınanın içine gitmemizi istedin.
Just recently, like an hour ago, you walked into my bar and you suggested we drive aimlessly into the perfect fucking storm here.
Çok fazla uğraştım çocuklarıma iyi örnek olabilmek için.
I've tried so hard to be a... to be an example to my children.
Bay Jackson'a Slater'ın hasta olduğunu söylemişsin ki bu da aklıma saldırı olacağına dair bir şeyler bildiğini getiriyor.
You told Mr Jackson that Slater was sick, which leads me to believe that, at the very least, you knew an attack was imminent. No, no.
Kafamdaki işi tek başıma finanse edemem.
I can't finance an operation like I have in mind on my own.
Avukatıma sözleşme hazırlatayım.
I'll have my lawyer draft an agreement.
Drew, yardıma ihtiyacım var.
Drew, I need an extra set of hands here.
Anne, bugün olaysız geçecek.
Ma, today should be an easy day.
Yalnızca Neal yardımıma ihtiyaç duyduğunda ortaya çıkıyorum.
I only make an appearance when Neal needs my assistance.
Chongo, bir bakıma bizim ruhani liderimiz gibiydi ve korucular, başkalarına ders olması için onu cezalandırmak istediler.
Chongo is a spiritual leader and the Rangers wanted to make an example.
51 yıl sonra, Alex Honnold ipsiz tırmanma fikriyle geldi. Bu, bir bakıma nihai tavır oldu. Hâlâ süre giden de bu.
Honold Alex appeared with the idea of climb without rope and is, in a sense, an expression of what is happening now.
Hanımefendi?
Ma. an "?
Bir ay sonra El Paso'da gerçek bir kanlı ev karşıma çıkıyor.
One month later, I have an actual blood house in El Paso.
Burada sizlerle, Ma'an'ın güzel halkıyla olmak büyük bir onur.
It is a great honor... to be standing here with you, the good people of Ma'an.
Ma'an'daki kaynaklarımızdan yeni bilgi aldık.
We just heard from our sources in Ma'an.
- Ma'an'dan bir kabile lideriyle konuşmaya. Hâlâ aynı şerefsizlikteler.
To talk to a tribal leader from Ma'an, which is still the asshole of the country.
Geçen sene protestolar başladıktan sonra baban tanklarını Ma'an'a gönderdi.
After the protests started last year, your father sent his tanks into Ma'an.
Baban bizi kâfirlerden Kardeşlik ve Siyonistler'den koruduğunu iddia ediyor ama Ma'an halkını aç bırakıyor.
Your father claims that he's defending us from the infidels, the Brotherhood and the Zionists, while the people in Ma'an go hungry.
3 kilometre rakıma yükseldiğimizde onaylanmış elektronik cihazlarınızı kullanabileceksiniz.
And once we've reached an altitude of 10,000 feet, you'll be able to use all approved electronic devices.
Ma'an'a kimse girip çıkamayacak.
No one gets in or out of Ma'an.
Reema, insanlar hâlâ Ma'an'da yaşananlardan bahsediyor mu?
Reema, do people still talk about what happened in Ma'an?
Asla unutma Ma'an!
Never forget, Ma'an!
Asla unutma Ma'an!
Never forget Ma'an!
Bu sözde Ma'an katliamı dört yıl süren bir iç savaşın ardından huzur getirdi.
This, uh, so-called, uh, Ma'an massacre brought peace after four years of civil war.
Yani bu sabah kimse Ma'an hakkında konuşmuyor dediğinde unuttular diye konuşmuyorlar değil.
So this morning when you said no one talks about Ma'an, it's not because they've forgotten.
20 sene önce Ma'an'da kim bir tanıdığını kaybetti?
Who here lost someone 20 years ago in Ma'an?
Evet, ve bu... Bu yüzden kubbeye geri dönerken bu anı geldi aklıma.
And that's... that's why I had this memory on the way back into the dome.
Hepsi şu an aklıma geldi.
It's all coming back to me now.
Aklıma bir şey geldi.
Ooh, I have an idea.
Babam Ma'an'da saldırıyı başlatmadan önce Sheik ile barış görüşmeleri için konuşmuşlardı.
Before my father launched the attack on Ma'an... he and the sheikh sat down for peace talks.
Babanın Ma'an'a gaz sıktığı günden bir yadigâr.
A souvenir of the day your father gassed Ma'an.
Sabah sporundan dolayı erken geldim ve kahvaltı etmeyi unutmuştum ofise geldiğimde açlık başıma vurdu.
I'd just come from an early-morning soulcycle class and forgotten to eat breakfast, so when I got to the office, it hit me...
Bugün bir zarf aldım, içinde biyolojik ebeveynlerimin isimleri var ve bunu yalnız başıma açmak istemedim.
Today I got an envelope with my birth parents'names in it, and I didn't want to open it alone.
Seni şu an altıma almamı mı istiyorsun?
Are you ready to throw down right now?
Yeniden yapılanma mirası arasında özgürlüğüne kavuşanlar bürosu ile anılacağıma inanıyorum bayım.
The freedmen's bureau, sir, is but one legacy of reconstruction I believe I shall be remembered for.
Bilgisayarıma Tatlı İntikam'la ilgili her şeyi bildiren bir uyarıcı kurdum ve böylece Instagram'da Scott Ward'un bir partide çekilmiş elindeki Ruger'ı sallarkenki fotoğrafını gördüm.
I set up a computer alert for anything to do with Sweet Revenge Online, which pointed me to an Instagram photo of Scott Ward waving his Ruger around at a party.
- Kazara oldu, amirim. Sakarlığıma geldi.
- That was an accident, Lt, clumsy.
Hatta belki de Ma'an'ın bazı doğal kaynaklarını millileştirmeyi yeniden düşünme zamanı gelmiştir.
Perhaps it's even time to rethink the nationalization of some of Ma'an's natural resources.
Belki de Ma'an'da 20,000 kişiyi gazlamak isteyen ve bir sebebe ihtiyacı olan biri.
Maybe a man who wanted to gas 20,000 people in Ma'an and needed a reason.
Yani diyorsun ki, babam Ma'an'a saldırma sebebi bulmak için kendi adamlarını feda etti.
So, you're saying my father sacrificed his own men to give himself a reason to attack Ma'an?