Aralık перевод на английский
2,913 параллельный перевод
15 Aralık 1970 SALI
TUESDAY 15th December 1970
Komuna Paryska Tersanesi ÇARŞAMBA 16 Aralık 1970
Komuna Paryska Shipyard WEDNESDAY 16th December 1970
Yarının tarihi atılmış, 17 Aralık.
With tomorrow's date, 17th of December.
PERŞEMBE 17 Aralık 1970
THURSDAY 17th December 1970
17 Aralık 1970 tarihi itibarı ile ikinci bir duyuruya kadar tersanemiz kapatılmıştır!
On 17th of December 1970 the Shipyard is closed till the cancellation!
CUMA 18 Aralık 1970
FRIDAY 18th December 1970
CUMARTESİ 19 Aralık 1970
SATURDAY 19th December 1970
PAZAR 20 Aralık 1970
SUNDAY 20th December 1970
Komünist yetkililer Aralık 1970'te Gdynia'da gerçekleşen bu ölümler için tazminat ödedi.
To the tribute of those murdered by the communistic authorities on December 1970 in Gdynia.
Resmî kayıtlara göre 17 Aralık 1970'te Gdynia'da 18 kişi hayatını kaybetti.
According to the official data on 17th December 1970 in Gdynia 18 people were killed.
Aralık ve Ocak'ta 2 hafta.
Two weeks in December and January.
Ryan Long adında biri, geçen Aralık, bir restoranda Wendell Hertz ile hesabı bölüşmüş.
A man by the name of Ryan Long split a restaurant check with Wendell Hertz last December.
9 Aralık 2009.
December 9th, 2009.
9 Aralık'taki bu devasa dalgalar Pasifik'te kendini gösteren şiddetli bir tropikal kasırganın eseri.
The enormous waves of December 9th were created by intense tropical cyclone activity in the Pacific.
7 Aralık akşamında neredeydi?
Where were you on the evening of December 7th?
Buraya yaklaş o aralık çok geniş.
You come this way The space is too wide
Soğuk, yağmurlu bir Aralık sabahında beni Anayasa Mahkemesi'ne götürecek olan o basamaklara tırmandım.
I climbed those steps to the Supreme Court, on a cold, rainy December morning.
Dinle. Tracey Lodge Aralık 88'de Arkwright Hattından bir otobüse yetişmesi gerekiyordu.
Tracy Lodge meant to be catching a bus from Arkwright Lane
21 Aralık'ta güney yarım kürede yaz gün dönümüdür ; en uzun gün yaşanır. Güneş en sağdaki kulenin hemen sağında yükselmeye başlar.
Actually, December 21st, which here in the Southern Hemisphere is the summer solstice, the longest day, and the sun rises just to the right of the rightmost tower.
Böylece ona inananlar o günü ciddiyetle bekledi ve o gün 21 Aralık 1950'de geldi.
So his followers earnestly waited for that day. And that day came, on December 21st, 1950.
Aynı oranda bir aralık olsa bile yüzeydeki dairesel şekille eşleşecekti. Bu da Atlantis'in bataklığın altında gömülü olduğuna dair güçlü bir kanıtı olacaktı.
If there are evenly spaced breaks that match the circular patterns on the surface, it will be strong evidence that there are buried structures under the mud that could be the city of Atlantis.
Bu yüzden burada yazın Mısır'da, güneş şu istikamette yükselir ve sonra yaz sonbahara ve kışa döndükçe güneşin doğma noktaları değişir. 21 Aralık saat 6 : 30'da kış ortasında.. ... güneş tam olarak bu tapınağın sütunları arasından yükselir.
and then as summer turns to autumn turns to winter, the sunrise point drifts along until today, on December 21st, at 6 : 30 a.m. in midwinter, the sun rises exactly between the pillars of this temple.
M.Ö. 1500 yılında, gezegendeki en güçlü adam, Mısır firavunu her yıl 21 Aralık'ta Amun Ra'dan gelen ışığı selamlamak ve hissetmek için burada beklerdi.
So, in 1500 BC, the most powerful man on the planet, the pharaoh of Egypt, would have stood here on December 21st every year, just to greet and experience the light from Amun-Ra.
Ama aralık çok uzun olduğunda ya da geniş nehir yataklarında ağaçlardan inerek sıra dışı bir şey yaparlar.
But where the gap is too great or in more open stretches of river bank, they abandon the trees and do something extraordinary.
Bütün dalga aralıklarını haritalandırdım ve bütün sistemler açık ama hâlâ çok parazit var.
I have all the wave patterns mapped and the systems are all up, and there's still a lot of interference.
Jake Wattey Aralık'tan beri kayıp, Paige Hawley ise Şubat'tan beri.
Jake Wattey has been missing since December, and Paige Hawley since February.
İşin en zor kısmı bu küçük dişli ve çark yığınının belirli aralıklarla dönmesini sağlamak.
The hardest part of the job is to get these jungles of tiny gears and wheels ticking at precisely spaced intervals.
14 Aralık, 1546.
December 14, 1546.
15 Aralık 1596.
15 December 1596.
24 Aralık 1596.
24 December 1596.
Aralık ayıydı, Noel'den hemen önceydi.
It was December, just a few weeks before Christmas.
Rahmini doğuma hazırlamak için ikinci üç aylık dönemin başında başlayan aralıklı fiziksel kasılmalar yaşadın mı hiç?
Uh, have, um, intermittent physical contractions, beginning as early as the start of the second trimester, in order to prepare your uterus for labor?
Aralık'a kadar geldim ve çok fazla televizyon izlediğimizi fark ettim.
I'm up to December, and I'm realizing from the things that I'm remembering, that we spend an awful lot of time watching tv.
Aralıksız izleme sürekli bir varlık gerektirir.
Around-the-clock surveillance requires constant presence.
6 Aralık, bir Suro gecesi.
December 6... one Suro night...
Aralık ayında kim evleniyor bu arada?
Who's getting married actually this December.
Ve onlar bana artı bir kişilik daha davetiye verdiler, eğer istersen Aralık ayında...
And they've--they have given me a plus one so, if you wanna go, it's in December you would...
Aralık ayında biz ne durumda oluruz bilmiyorum.
I'm not sure what we're gonna be doing in December, you know.
- Aralık ayı yani.
- In the month of December.
21 Aralık...
December 21st, the...
- 21 Aralık'tayız, değil mi?
- Is it December 21st?
Kapı aralık.
Door's ajar.
25 aralık 1983'te Houston, Texas'ta doğmuş.
Born December 25, 1983, Houston, Texas.
Geniş aralık.
Wide axle.
- En erken Aralık diyorlar.
- They say December at the earliest.
28 Aralık 1895'te Paris'te, Kapuçin Bulvarı'ndaki bu binada Lumiere kardeşler filmlerini gösterdi.
On the 28th of December 1895, in this building on the Boulevard Capucines in Paris, the Lumière brothers projected film.
Bu kapı aralığını hedefinin üzerine koy ve orayı namlunun üzerindeki gezle kapatıp sık.
Put the doorway over your target, fill it in with the notch on the barrel, then squeeze.
Pekala, ileti alıp göndermek için çok kısa bant aralığımız olacak.
Well, we'll only be able to transmit and receive on a very narrow band.
Aralık'ın 3'ünde öğleden sonra 2 : 00'de.
2 : 00 P.M. on December 3rd.
Ayağını kapı aralığına sokmuş, neredeyse bileğini kırıyormuş hatta. Kadını bulamayınca, üst kata çıkmaya karar vermiş ve bu fotoğraflardaki manzarayla karşılaşmış.
Put his foot through the door, nearly broke his ankle, can't find her, eventually thinks to go upstairs and he sees what you're seeing in the photos.
Mikroskobik kara delikler, ne kadar çabuk üretilirlerse, o kadar kısa zaman aralığında bozunacaklardır.
The microscopic black holes, as soon as they are produced, they immediately decay with a very, very short life-span.