Arsenic перевод на английский
477 параллельный перевод
Mesela, arsenik.
Say, arsenic.
Arsenik.
Arsenic.
Bir mermi üzerindeki balistik izlerinden, arsenik kalıntısından... ve saçınızın küçücük bir parçasından kimliğiniz tespit edilebildiği sürece...
So long as arsenic leaves traces and a bullet's marked by the barrel of a gun... and the tiniest hair of your head can be identified....
Dört litre mürver şarabının içine... bir çay kaşığı arsenik... yarım kaşık da kargabüken özü koyuyorum.
Well, dear, for a gallon of elderberry wine I take one teaspoonful of arsenic then add half a teaspoonful of strychnine.
Evet, öyle. "Arsenik" in "a" sı.
That's right. "A" like in "arsenic." Got that?
Şekerde yüzde 60 oranında arsenik bulundu.
The apparent sugar tested 60 percent arsenic.
Saf arsenik.
Pure arsenic.
- Arsenik içeriyorlar mıydı?
- Any containing arsenic, for example?
-... yüzde 60 oranında arsenikli.
-... was 60 percent arsenic.
Roy, Arsenik Annie'ye güvenmemeliydi, biliyordum.
I knew Roy shouldn't have trusted that Arsenic Annie.
Aslında aklımda olan senin şarabına biraz arsenik katmaktı.
What I really had in mind was to spike your wine with a little arsenic.
Bahse girerim tüm bunlar kadının yanlışlıkla tuz yerine arsenik kullanmasından olmuştur.
I bet it will turn out she mistook the arsenic for salt.
- Arsenik.
Arsenic.
Yani içinde hiç arsenik yok mu?
Then there's no arsenic in it?
Yani içinde arsenik olabilir ama, öldürücü dozda değil mi demek istiyorsunuz?
You mean there might be arsenic in it, but not enough for a lethal dose?
İçinde ölümcül derecede arsenik yok.
There was not enough arsenic to be fatal.
Ama, size sabah da söylediğim gibi arsenik vücutta birikebilir.
But, as I told you earlier, arsenic is accumulative.
Arsenik oraya aitti.
The arsenic belonged there.
Bayan Allison 80'lik babasının kremasına arsenik katıp öldürmeye çalışırken yakalanmış.
They finally caught on to Mrs. Allison... when she poisoned her 80-year-old father... with arsenic in his buttermilk.
Merhaba. Süt ve arsenik zamanın gelmedi mi sevgilim?
Isn't it time for your milk and arsenic, darling?
Bu sabah laboratuardan aldığım haber gösteriyor ki, sen bir buçuk arsenik tanesi yuttun.
The report I got from the laboratory this morning shows that you swallowed at least a grain and a half of arsenic.
Şey, arseniği nasıl almış olabilirim?
Well, how could I have gotten any arsenic?
Artık arsenik püskürtmüyorlar.
They don't spray with arsenic anymore.
Biri sana arsenik veriyor.
Someone is feeding you arsenic.
Arsenik elde etmek kolay, Carl.
Arsenic is easy to get, Carl.
İlkin çok hasta değildim çünkü sadece küçük bir doz arsenik almıştım.
The first time I wasn't too sick because I just took a small dose of arsenic.
İçi arsenik dolu bir kurabiye gibisin.
You're a cookie full of arsenic.
Arsenik?
Arsenic?
Görüyorsunuz, sağlık görevlisi onun oldukça fazla arsenik yuttuğunu ortaya çıkardı.
You see, the coroner discovered that she swallowed a rather large dose of arsenic.
O arseniği nereden aldı dersiniz?
Where do you suppose she got the arsenic?
Bu arsenik, nereden geldi?
This arsenic, where did it come from?
Dolabınızda arseniğin ne işi vardı?
What would the arsenic be doing in your cupboard?
Yani, arsenikle.
I mean, with the arsenic.
Arseniği şeker sandı, herhalde?
She mistook the arsenic for the sugar?
Arsenik kabı, olumsuz.
Arsenic canister, negative.
Fakat tıp laboraturı çaya bol miktarda arsenik karıştırıldığını kanıtladı.
But the medical lab proved that tea was loaded with arsenic.
O sadece arseniği çaya koyuyor ve kim önce gelirse o içer, diyor.
She just plops the arsenic in the tea and says first come, first serve.
Hepsi de çayın nerede olduğunu biliyordu ve hepsi arseniğin nerede saklandığını bilmekteydi.
They all knew where the tea was and they all knew where the arsenic was kept.
Unutma ki, kutu kadar çaydanlık da bütün bir kent bloğunu aşağı indirecek kadar arseniç içeriyordu.
Don't forget that the pot of tea, as well as the canister, contained enough arsenic to knock off a whole city block.
Merdivenlerin bitimindeki tekerlekli patenler, banyo küveti yakınlarındaki iyi yalıtılmamış kablolar, şeker çanağındaki öğütülmüş cam, kahvede bulunan arsenik.
Roller skates at the bottom of the stairs, poorly insulated wires near the bathtub, ground glass in the sugar bowl, arsenic in the coffee.
Sanırım, arsenik bu gibi durumlarda adettendir.
I believe arsenic is customary in cases of this kind.
Tabii, viskideki arsenik.
Yes, arsenic on the rocks.
- Buzlu arsenik.
- Arsenic on the rocks.
- Cıva, sülfür, arsenik.
- Mercury, sulphur, arsenic.
Arsenik zehirlenmesinden kuşkulanır gibi sorular sormuşsunuz.
He said you asked questions as though you suspected arsenic poisoning,
Klasik arsenik zehirlenmesinde görülmesi muhtemel kronik gastrik sorun yoktu.
No history of chronic gastric trouble that one would expect to find in the classic method of arsenic poisoning,
Laboratuar köride arsenik buldu.
The lab boys turned it up as arsenic in the curry,
Körime arsenik katmayı planladınız, bunu asla affedemem,
You contrived to introduce arsenic into my curry, which I find unforgivable,
Toksikoloji ölüm sebebinin arsenik zeehirlenmesi olduğunu teyit edebilir mi?
None were contaminated. Can Tox confirm that arsenic poisoning was the cause of death?
Arsenik asma ilacı için kullanılan bir bileşen, ama sen onun bir zehirlenme sebebi olmadığını mı söylüyorsun?
Arsenic is the active ingredient in the vineyard pesticide, but you're ruling it out as the source of the poisoning?
Vücudunun her yerinde arsenik var, kronik zehirlenme.
Arsenic in her system, poisoning was chronic.