Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Atarı

Atarı перевод на английский

6,894 параллельный перевод
- Ona bir mail atarım şimdi.
- I'll email him now. - Thank you.
Yemin ediyorum, keser atarım seni oğlum!
I swear to God, I'll cut you, ése.
O zaman, istersen bir gün bir tur atarız.
So, we could take a spin one of these days, if you want.
Bayım, telefonu kapatmazsanız bizzat arabanın arkasına atarım sizi.
Sir, put the phone away or I'm gonna throw you in the back of the car myself.
E-posta atarım.
I'll mail you.
İşler böyledir ya hemen mideye indirirsin, ya da buzluğa atarız.
So, that's kind of how it went, like, we'd have to blow in the games to get'em to work. Or stick him in the freezer.
Tek atarız, hoşuna giderse biraz daha takılırız.
We can get shots and maybe hang out a bit more if you feel like it.
Seni mahvettikten sonra da vücudundan kalanların resmini çekip anne mesaj atarım.
And then after I'm done destroying you, I'll take a picture of what's left... of your body, and I'm gonna text it to your mother.
Trumbo'yu başından atmazsan ben atarım, Kirk.
Kirk, if you don't get rid of Trumbo, I will.
Tamam, bir göz atarım.
Okay, I'll look for it.
Bu kadife iple sana yine de temiz bir dayak atarım.
I'll still kick your ass up and down the velvet rope- -
Bir daha o piç oğlun oğluma yaklaşırsa, ikinizi de atarım.
The next time that bastard boy of yours comes anywhere near my son
Bize bebeği ver küçük kahpe, yoksa biz seni dışarı atarız.
Give us the baby, you little bitch or we'll rip it out of you!
Seni hiç çekinmeden dışarı atarız.
We won't hesitate to throw you out.
Roket atarı getir.
Go get the RPG.
Bilgileri mesaj atarım.
I'll text you the information.
Bir bakalım sonra hemen geri atarız.
Let's just check it out and then we can throw it right back.
Bir öfke nöbeti daha geçirirsen burnunu ısırıp atarım.
You throw one more tantrum and I'll bite your goddamn nose off.
Seni Asgard'a kadar atarım.
I can give you a ride to Asgard.
- Çığlık atarım.
- I'll scream.
Mesaj atarım.
I'll... uh, I'll text you.
Mesaj atarım sana.
I'll text you.
- Sana yumruk atarım.
- I'd punch you.
Tamam, tamam, kabul, yeri mesaj atarım sana.
- Oh, okay. No-no, yeah-yeah, look um, I'll pm you a location.
Ona mesaj atarım.
- Yeah, I'll text him.
Şimdi küçük diyorsun ama bir aya kalmaz Üç santim daha boy atarım yine
Oh, you think I'm little but last month I grew an inch and a quarter again
Benden hızlı ama zekâ olarak standart sapmaya göre en az iki fark atarım.
He's faster, but I'm smarter by at least two standard deviations.
Bunun için kendimi ateşe bile atarım!
I'd walk through fire for this!
Erken kapatır, burayı temizler, biraz stres atarız, eskiden olduğu gibi.
Lock up early, clear the place out, go blow off some steam like we used to?
Tamam o zaman, galeriye ulaştığında sana mesaj atarım.
Yeah, so I'll just text you when it's at the gallery.
Sonra da o Kızıl Saçlı Küçük Kız sana bir bakış atar.
And then that Little Red-Haired Girl glances at you.
Kuzuyu zahter ve limon kabuğu rendesiyle marine ediyorsun değil mi?
You marinate the lamb in za'atar and lemon zest, right? Yeah.
Ya da geç saatte mesaj atar : Hey, bana gelsene.
Or they text late at night, "Hey, come over."
Düğüm atar gibi düğümlendin bana.
♪ Like tying a knot ♪ ♪ you stiffened to me ♪
Böyle atar yapmana gerek yok.
You ain't got to come off like that.
Yanındaki hatun sayesinde VIP alıp bana gelmiş atar yapıyorsun.
Get a VIP pass next to your pop, talking to me like that.
Eğer bunu yapmayı denersen gücü boşa çıkarma jeneratörü seni karıştırıp atar.
The power negation generators would scramble you up if you try.
Hep mesaj atar.
He always texts.
Yani, iyi polis beni fena şekilde pataklar, beni nezarete atar.
So, the good cop beats the crap out of me, takes me to jail.
Daha sonra detayları e-postayla atar mısın?
Um, would it be okay if I just e-mail you the details later?
O kapıdan adımını atar atmaz tüm laboratuvar o hisse kapıldı.
The whole lab took on that feeling the minute he stepped through the door.
- Karımın tepesi atar sonra.
- Before the wife throws a fit.
Roket atar, Kalaşnikof.
You know, RPGs, AKs.
Atar damarı pompalıyorsun.
You're pumping an artery.
- John, bir göz atar mısın şuna?
Hey, John, would you check me on something here?
Duk-sam bisikletle arabanın yanından geçerken içeriye bomba atar.
Duk-sam, ride past on a bike and bomb the car.
Yani, ama sen de, anlarsın ya, biraz atar yaptın.
I mean, but, you know, you did come on kind of strong.
Tamam o zaman. Sen şaplak atmazsan onların vokalisti atar belki.
Well, if you won't spank me maybe their lead singer will.
Tenha bir yolda yürüyen birisi adımlarını korku ve dehşetle atar çünkü bilir bir adım gerisinde kendisini izleyen korkunç bir şeytan var.
"Like one that on a lonesome road " doth walk with fear and dread " Because he knows a frightful fiend
Henüz hazır değilsin ve onunla karşılaşman tüm dünyanın kaderini tehlikeye atar.
To risk meeting him now, is to risk the faith of the world.
Bu, onun serbest kalma fikrini kesip atar... ve aynı zamanda İsa'yı, kaderinin onu da beklediğinin farkında yapar.
That undercuts any thoughts of freeing him... and also makes this Jesus aware of the fate that could well await him.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]