Award перевод на английский
3,740 параллельный перевод
- Rory, ödülden mutlusundur. - Öyleyim.
Rory, you must be delighted with your award.
Ödülü almaya çıktığında ayıbalığı gibi seni alkışlayacağım.
When you go up to collect that award I'll be standing there clapping like a sea lion on speed.
Bir ödül kazandığında Tanrı'ya teşekkür eden herkese karşılık bir anlamda dengeleri yeniden kurma çabasıydı.
Um, it was a little bit of a redressing the balance to everyone who thanks God for winning an award.
Aslına bakarsan bir ödül alıyor.
Actually, it's getting an award.
Ödül mü, kimden?
An award, from whom?
Ödülünü takdim etme şerefi bana verildi. Bu ödüle yalnızca çalışması için değil ayrıca gösterdiği eski usul özen için de hak kazandı.
I have the honor of having been given the opportunity to present the award not only for his work, but also for his old-fashioned care.
Bar Eliezer tıp ödülünün sahibi Dr. Emin Caferi.
The winner of the Bar Eliezer medical award, Dr. Amin Jaafari.
Bu yılki Bar Eliezer ödülünü almaya hak kazanmış olmak ve bu harika çalışmanın parçası olup önceki değerli kazananlarla anılmak büyük bir onur.
It's a great honor to be selected as this year's recipient for the Bar Eliezer award and to be part of its wonderful work and to be associated with the great previous winners.
Öğrendiğime göre başlangıçtan bu yana 41 yıldır bu ödülü ilk defa Arap asıllı biri kazanıyor.
I just learned that in the 41 years since its inception, this is the first time an Arab has won this award.
Saat 20 : 27'de, sen ödül törenindeydin.
At 8 : 27 p.m. You were at your award ceremony.
Onlara milyonlarca dolar kazandırıyorum ve her sene şu rezil ödül töreni yemeklerinde oturup birinin "başarılısın" demesini bekliyorum.
I make them millions of dollars... and every year I sit at those dreadful award show dinners... waiting for someone just to say... "You're good."
Bath Opera, Altın Apandisit Ödülleri kazananını sunar.
Bath Opera is proud to present you with the first Golden Appendix Award.
Sen Oscar adayı olmuş birisin.
You're an Academy Award nominated person.
Aday olanlardan bir potpuri sunacağım sonra da, kazananı açıklayacağım.
I'm going to play a medley of the nominated scores and then present the award for Best Score.
Hakimlerin hükmü tam olarak...
Judges award a...
Ve ödüllü bir şair oldu babanız.
And he wound up, an award-winning poet.
Daha yeni Oscar kazandı.
He just won the Academy Award.
Asya'daki en büyük holdingin kontrolünü sana vermesi için babamı nasıl ikna ettin?
How did you convince my father... To award you control... Of Asia's largest corporation?
"Yılın Babası" ödülünün peşindeyim.
Yeah, I'm up for the Father of the Year award.
Okuldaki kimse öğrenmemişti çünkü bilgisayar ağına girmiş ve kendisine kusursuz yoklama ödülünü vermişti.
No one at school found out because she hacked into the server and gave herself the award for perfect attendance.
Kusursuz yoklama ödülünü alacaktın ama katılmamışsın.
You were supposed to get an award for perfect attendance, but you didn't attend.
- Bu iki adam bizim gizli evimize girip, iki üyemizin onurunu kirletip, ödül kazanmış gül bahçemizi yıkmakla suçlanıyor.
These two men stand accused of infiltrating our sacred home, violating the dignity of two of our pledges, and destroying our award-winning rose garden.
Yılın en genç yayınevi ödülüm o.
That's my Young Publisher of the Year award.
İlk şahane eseri "Mutlu Son" ile En İyi Yeni Yazar ödülünü kendisine takdim etmek bir onur.
It's great to be here to present this award for Best new writer to an outstanding debut : Happy ending. Jane Lockhart.
Aslında, Yılın En Uslu Genci ödülünü vermeyi planlıyorlar sana herhalde.
In fact, actually, I think they were planning on giving you the Most Uncrazy Teen of the Year award.
Tommy şu ödülü kazandı, Tommy ha bire mala vuruyor.
Tommy wins this award, Tommy's banging so-and-so.
Nasıl olsa en iyi kadın oyuncu ödülü benim olacak.
As it is, best actress award is going to be mine.
Ve bu yılki ödül, yılın en güzel yüzlü güzeli Bayan Jasmine'e gidiyor.
And the award for this year's most beautiful face goes to... Ms. Jasmine...
Bu kadın bir ödül aldı. Güzel yüzünden dolayı ödül kazandı. Yüzü, ekranlara çıkmadan önce manşetlere çıktı.
This dame received an award... for having the prettiest face... her face hit the headlines before it hit the big screen... why?
En kötü hediye dalında ömür boyu başarı ödülünü almaya aday.
Wow, life-time achievement award for worst present ever.
Ben evde göt ödülümü alacağım.
I'm going to take my award-winning ass home.
Bayanlar ve baylar,... bu yilin En iyi Surucu odulunun sahibini aciklamaktan zevk duyuyorum.
And so, ladies and gentlemen, I'm delighted to say that the winner of the Guild of Motoring Writers Award Driver of the Year... is James Hunt.
Buluşunuz ile. Saygın "Baird" ödülümüzü kazandınız.
Look Mr.Spivet, your invention has won our prestigious Baird Award.
Büyük "Spencer Baird" ödülü mü?
Spencer Baird Award?
Sonuçta "Baird" ödülünden bahsediyoruz!
We are talking about the Baird Award after all.
Ödülü almaya gelemem.
I can't come out to receive the Baird award.
Ödülünü almak ve konuşmasını yapmak için zamanında orada olacaktır..
He will not be reachable, but will make just in time to accept the baird award and make his speech or not.
Ve herkes bu ödülü senin kazanmana çok sevindi.
And, everybody is ecstatic that you've chosen for this award.
Beklediğinizden daha genç olduğum halde ödülümü iptal etmediğiniz için teşekkür ederim.
Thank you for not cancelling my award'cause I was younger than you expected.
Bu ödülü aldığım için ne kadar gurur duyduğumu bilmenizi isterim.
I wanted you to know how proud I am to get this award.
T.S. Spivet, sadece 10 yaşında, fakat bilimadamlarından oluşmuş bir kalabalığı geçerek bu yılın en gözde ödülü olan Beard ödülünü kazandı.
T.S. Spivet, just 10 years old, and he had sprinted ahead of legions of scientists to win this year's coveted Baird Award.
Söyle bana T.S., 10 yaşında birisi bu ödülü nasıl kazanır?
Tell me T.S., How does a 10 year old win the Baird Award?
Beni ödülü alamadan geri gönderirler sanıyordum.
I thought they would send me back home before I could receive the award.
"Ayın En Cesur Oyuncusu" diye bir ödülleri var.
They have some "Most Valiant Player of the Month" award.
Bir dakika sonra bana tekrar ödül olarak vereceksiniz.
You'll need to award it to me again in a minute.
Gelecekte Tony Ödülü kazanacaklar, derin bir nefes alalım.
My future Tony Award winners, let's all take a deep breath.
Ödüllü bir pilotunuz var.
You have an award-winning pilot.
Her şeye rağmen, o akşamın ilerleyen saatlerinde Gob Hollywood'daki gençlere verilen Opie Ödülleri'ne Mark Cherry ile ilgilenildiğinden emin olmak için gösteriye çıkış zamanından daha erken geldi.
Nonetheless, later that evening, Gob arrived early at the Opies, an award show that honored youth in Hollywood, to make sure that Mark Cherry would be well taken care of... Where's the coconut shrimp?
Eğlence sektörümdeki çalışmalarımdan ötürü yaşam boyu başarı ödülü alacağım.
I'm getting a lifetime achievement award for my work in the entertainment business.
Neden'Martin P. Shulman İş Hayatında Mükemmellik Ödülü'nün bana verildiğini sanıyorsun?
Why do you think I was given the Martin P. Shulman Award for Excellence in Business?
Ve bunu kullanman gerek
He will join award