Ayrılıyorum перевод на английский
2,288 параллельный перевод
10 yıllık karımdan ayrılıyorum, ve Steve-o nın kanapesine taşınıyorum.
I'm leaving my wife of ten years and I'm moving in on Steve-O's couch.
Senden şimdi ayrılıyorum, Robin Hood.
I'll take my leave of you, Robin Hood.
Jeffersonian'dan ayrılıyorum.
I'm leaving the Jeffersonian.
- Ayrılıyorum.
I quit.
Birkaç günlüğüne ayrılıyorum sanki benim gitmemi bekliyorlarmış gibi.
I leave for a few days and... it's like they were just waiting for me to turn my back.
İşinizi yapmanız için sizden ayrılıyorum getirmiş olduğunuz örneklerden seçeceğiz.
I'll leave you to do your work with the sample that we've selected.
Evet, ayrılıyorum çünkü böyle yürümeyecek.
Yes, I'm--I'm quitting because it's not gonna work.
Senden ayrılıyorum!
I'm through with you!
Bir hafta içerisinde ayrılıyorum.
I'm shipping out in a week.
Üniversiteden ayrılıyorum.
I'm leaving the university.
Ben ayrılıyorum.
I'm out.
Üzgünüm, çocuklar, ben çeteden ayrılıyorum.
Sorry, guys, I'm out of the gang.
O zaman, ikiniz ayrılıyorsanız, ben de ayrılıyorum.
Well, if you're out and you're out, then I'm out.
Otelden ayrılıyorum.
- I'm checking out.
Ruby dayı ben ayrılıyorum.
Uncle Ruby, I quit.
Buradayım, eşcinselim ama bu böyle sürmeyecek, senden ayrılıyorum.
I'm here. I'm queer. Don't get used to it, I'm leaving you.
Kasabadan erken ayrılıyorum.
I'm gonna head out of town early.
Senin hiçbir yere gittiğin yok, o yüzden ben ayrılıyorum.
You are going nowhere, which is why I am leaving.
En bağlı kulunuz kalarak ayrılıyorum sizden.
Most humbly do I take my leave, my lord.
Bu yüzden senden ayrılıyorum.
So I'm gonna break up with you.
- Ne? - Örgütten ayrılıyorum.
I've been thinking about something for a while and now I'm finally certain of it.
Senden ayrılıyorum, bitti.
I'm leaving.
Bunu anladığım için, bütün yöneticilerle buluşmak ve onları böyle bir barışın... herkesin özverisi ve taahütüyle kurulabileceğine ikna etmek umuduyla... hemen Kudüs'ten ayrılıyorum.
Because understand this, the leaves immediately from Jerusalem... to meet with the heads and hope convince them that peace... can be achieved only if there is commitment.
Beni tekrar özleyeceğin kadar ayrılıyorum senden.
I'm leaving enough for you to want to find me again.
Ben ayrılıyorum.
Then, I'm breaking up with you.
Emekliye ayrılıyorum.
I'm retiring.
Konuşmanızı uzun tutmak işe yarar. Buradan ayrılıyorum, efendim.
Longer you talk, the better.
Ay sonunda Sacred Heart'dan ayrılıyorum.
I'm leaving Sacred Heart at the end of the month.
Ve senden ayrılıyorum.
I'm breaking up with you.
Ben ayrılıyorum, Vincent.
I'm leaving, Vincent.
Burada ayrılıyorum.
This is where I get off.
Goo Jun Pyo'dan : Ayrılıyorum
From Junpyo I'm leaving
Kayla, şimdi ayrılıyorum.
Kayla, I'm leaving now.
Eski bir arkadaştan ayrılıyorum.
Breaking up with an old friend.
Hayır, hayır, ben buradan ayrılıyorum.
No, no, I'm, I'm, I'm out of here.
Ordudan ayrılıyorum.
- I'm leaving the army.
Yardım etmeyi çok isterdim, ama şu an buradan ayrılıyorum.
I'd love to help, but I'm leaving, right now.
Evet, yarın ayrılıyorum.
Yeah, heading out tomorrow.
İşten ayrılıyorum.
I quit. Good-bye.
Dinle, Tim hakkında daha ayrıntılı bilgiler bulmaya çalışıyorum,
Listen, I'm trying to dig up information on Tim,
Yeni bir ayrılık bölümü açıyorum. ... üst üste meydan gelen ilişkileri engellemek için.
Listen, I'm opening up a new break-up division, strictly for the removal of sloppy seconds.
- Buller'ın ayrılmış olduğuna inanamıyorum.
- l can't believe Buller would leave his team.
Ayrıca senin yemek yiyişine bayılıyorum.
And I love the way that you eat.
Bizi bir arada tutabilmek için elimden geleni yapıyorum Ama bu ayrılık daha da uzarsa Bir taraf seçmem gerekecek.
I'm doing the best I can to hold us together. But if this split gets any worse I'm gonna have to pick a corner.
İnsanlara kin güdülmesinden ve ayrımcılık yapılmasından hoşlanmıyorum.
Annoy me, hatred of people and their indifference as well.
Ben ayrılıyorum.
We're breaking up.
Yani, bir yıl önce,... hayatımdaki en büyük olayı ChapmanFunk şirketinden ayrılarak yaptım,... ve şimdi buradayım, annemle geleceği olmayan işinde çalışıyorum,... ve eski erkek arkadaşım kanepemde yatıyor çünkü kiraya ihtiyacım var.
I mean, a year ago, I make this big old deal about leaving Chapman Funk to go do great things with my life, and now here I am, working with my mother in this dead-end job, and my ex-boyfriend's sleeping on my couch because I need the rent.
Ayrılıkçılar olduğunu sanmıyorum.
I don't think we're dealing with Separatists.
Ayrılıkçı İttifaktaki şefkatli dostlarımın yardımı sayesinde canlı yaratıyorum.
Thanks to the support of my compassionate friends in the Separatist Alliance, I am creating life.
Eğer ayrılırsak ve Madison'un başına bir şey gelirse bununla yaşayabileceğimi sanmıyorum.
If we leave and Madison is hurt... I don't think I could live with that.
Ayrıca sizi de böyle bir şeyle yaşayamayacağınızı bilecek kadar iyi tanıyorum. - O konuda yanılıyorsun.
And I know you well enough to say you couldn't, either.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54