Ayşe перевод на английский
378 параллельный перевод
Ayşe, şimdi sen.
Now you, Ayesha.
Ayşe.
Aicha.
Ben de Ayşe.
I'm Aicha.
Ayşe... seni tekrar görmek isterim.
Aicha I'd like to see you again.
- Ayşe.
- Aicha.
- Ayşe... seni görmeliyim. - Emredersiniz.
- Yes, sir.
Ayşe!
Aicha!
Ayşe, yukarıya odama gel.
Aicha, come upstairs to my office.
Bu yüzden, daha fazla para harcayarak, çocuklarını... Cezayir Caddesindeki Madam Sophie ya da Madam Ayşe'ye vermeyi tercih ediyorlar.
So they prefer to spend a little more, and send their kids... to Madame Sophie or to Madam Aisha's on Algerian Street.
Kesinlikle onsuz yaşayamazdınız, Mösyö Kadir Çünkü Ayşe her gün size tonla para kazandırıyordu.
You most certainly couldn't live without her, Mr. Kadir, because Aisha brought in thousands of francs a day.
Madam, Ayşe'yi geri getiremem.
Madame, I can't bring Aisha back to life,
Ayşe çok popülerdi.
And Aisha was very popular.
Ayşe, annem günce 20 tane adamla yatıyormuş...
Aisha, my mother, could do as many as twenty tricks a day...
Zavallı Ayşe...
Poor Aisha. She forgot her veil.
ve Ayşe.... ve şimdi de Baba'mın haline bak!
And look, my father!
Süslü beyefendi, beni Ayşe Teyzen mi sandın?
I'm not your Aunt Tillie.
Makineyi çıkar... yere yat... yoksa kar maskendeki beyni temizlemek için... annenin Ayşe Teyze'yi çağırması gerekecek!
lay back down... or your mom's going to need Mr. Clean... to get the brains out of your ski cap!
- Kadere boyun eğemezdin Ayşe.
- You can't give in to fate Ayþe.
Yalan söylüyorsun Ayşe.
You're lying, Ayþe.
Ayşe. Ayşe neredesin?
Ayþe where are you?
Son... Son sözün bu mu Ayşe?
Are those your last words Ayþe?
Beatriz diye biliniyor ama aslında sadece Ayşe adında bir Mağripli.
She is known by the assumed name of Beatriz. But her real name is Aixa, a Moorish name.
Sence insanlar gerçekten de Ayşe Özgün'e çıkmış gibi konuşan bir başkan ister mi?
Do you really think people want a president who acts like some guest on a bad afternoon talk show confessing his sins publicly?
- Barbara Ayşe Özgün gibi davranıyorsun.
- Barbara you're channeling June Cleaver.
Yüzbaşı Mustafa Muhammed'den soylu eşi Ayşe'ye.
To my high born royal wife, Ayesha, from your husband Mustafa Mahomet, Captain 13th Turkish Infantry.
Ayşe, sabah yıldızım, tüm bunların bitmesi için Tanrı'ya dua ediyorum...
Oh Ayesha, my morning star, I pray God to bring this all to an end.
Ayşe, güneş batıyor, artık ibadet etmek için iznini istemek zorundayım.
Ayesha, I must now take my leave of you, as the sun is sinking and I must away to my devotion.
Tanrı seni korusun Ayşe.
God bless you, Ayesha.
Mustafa'nın mektubu Ayşe'nin eline hiç geçmedi.
But Ayesha never received Mustafa's letter.
Ya Hazreti Ayşe, Peygamberimizin karısı?
Her eminence Ayesheh, the Prophet's wife?
Zaman geciyordu... büyüklerin yüzünü kara bulutlar kaplamıştı... oysa benim yüzüm çok parlaktı. zira aşık olmustum... annemin en iyi arkadaşı Ayşe Hanımın kızı Saime'ye.
Time went by and while clouds covered the adults'faces... mine was full of light... because I was in love with Saime... the daughter of Mrs. Aise, my mom's best friend.
Önümüzdeki perşembe düğünü var Ayşe'nin.
Yes, she is.
Bakalım Müdür Bey'e bu sefer nasıl anlatacağız.
I want to introduce myself. My name is Ayse.
Size geldim. Mahmut Hoca bana yardım eder dedim.
Now Ayse's last man!
- Ne de olsa baba mesleği.
- Hey, which one is Ayse?
Babanı getirmeden gözüme gözükme. [ZİL ÇALAR]
Where's Ms. Ayse's tea? - I'm here!
Bak bak, ne tarihi diyor.
- Mrs. Ayse..
- Ne sultanı eşek herif?
Ayse..
Bir kahvemizi içmez miydiniz?
- Dear Mrs. Ayse..
Bir an önce sınıfları dolaşmak istiyorum.
She is not Ayse! - Hups! Sorry!
Ben ne Külyutmaz'a benzerim ne Akil'e, ne de Kel Mahmut'a.
- Shall I go? Where shall I find this Ayse? Where?
Aman!
Ayse!
- Mahmut Bey, ders boş demiştiniz?
I promise! - Dear Mrs. Ayse!
Tarih, Müfettiş Ney.
- Yes. - Are you sure you're Ayse?
- Evet.
- No, I'm Ayse!
- 1912 yılındaymış.
Ayse!
Birden atlılar çocukların üzerine dört nala gelmeye başladılar.
I've a small appointment! Did you see Ayse?
Ne olacak, senin yüzünden hocadan dayağı yedik.
- Come in Ayse.
Ayrıca 8 at arabası, 7 bisiklet maalesef yolda kalmışlar, bekliyorlar.
- You'll eat on the way. - What can we eat when we're camping? - Right Ayse?
İki...
- Witness Ayse! Witness Sevda!
çeviri : ayse _ tt
I LOOK RIDICULOUS. HONEY, I GOT TO KNOW. WHAT?