Aç değilim перевод на английский
3,305 параллельный перевод
Aç değilim.
I ain't hungry.
Aç değilim.
I'm not so hungry.
- Aç değilim, teşekkür ederim.
I'm not hungry, thank you.
Aç değilim.
I'm not hungry.
- Aç değilim.
I'm not hungry.
Evet, ama içki içmem, aç değilim. O yüzden iyi geceler.
Yeah, but I don't drink and I'm not hungry, so good night.
Aç değilim, uykum var.
I'm not hungry, I'm sleepy.
- Ben aç değilim.
- I'm ravenous.
Ben aç değilim.
I'm not hungry!
Midene bir şeyler girsin tatlım. Yoksa çok hasta olacaksın. Aç değilim.
Got to get something in your belly, sweetie, or you're gonna get so sick.
Aç değilim.
- I'm not hungry.
O kadar da aç değilim, baba.
- I'm not that hungry, Dad.
Yok, sağ ol, çok aç değilim.
- No, thank you, I'm not too hungry.
Merak etme, zaten aç değilim.
Don't worry about it. I'm not hungry anyway.
- Ben gerçekten aç değilim.
- I'm not really hungry.
"Aç değilim."
" I'm not hungry.
- Çok güzel fakat aç değilim.
- That's sweet, but I'm not hungry.
Aç değilim.
Not hungry. - No?
Artık aç değilim.
Now I'm not hungry.
- Hayır, Aç değilim.
- Nah, I'm not hungry.
Çok aç değilim.
I'm not very hungry.
Aç değilim.
I'm not that hungry.
- Aç değilim ama eşlik ederim.
I'd sit with you.
Sağ ol ; ama aç değilim.
Thanks, but I'm not hungry.
Aç değilim. Öğle arasında çalışacağım.
I'm just gonna work through lunch.
Ben aç değilim.
I am not hungry.
- Pek aç değilim.
Everyone's about to go in.
- Aç değilim.
- I'm not hungry.
- Yok. Aç değilim.
I'm not hungry.
Gerçekten aç değilim.
I'm not really hungry.
Aç değilim.
Mm, I'm not hungry.
- Sorun değil, zaten aç değilim.
It's OK. I'm not hungry anyway.
Açıkçası üzerine çok uzun cümleler kurulacak bir adam değilim ancak daima elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
I'm not normally a man of many words... but I'm doing the best I can.
Ederini verin yeter, aç gözlü değilim.
It'll be for the right price, I'm not greedy.
Fikirlerimden vazgeçmekte pek başarılı değilim, açıkçası.
I have a hard time letting ideas go, you know?
Genel inanışın aksine ben bir sihirbaz değilim ve bu tip şeyler açılamaz şekilde yapılıyor.
Yeah. Well, contrary to popular belief, I'm not actually Houdini and those things are designed to be impregnable.
Açıkçası adamın ne gibi bir albenisi var anlamış değilim.
Honestly, I just don't understand the guy's appeal.
Acımasız biri değilim.
I'm not a cruel man.
İsmimi açıklamak zorunda değilim.
I don't have to state my name.
Ben acıma şeysi değilim, tamam mı?
I am not a sympathy fuck, okay?
Açıkçası nasıl buraya gelmiş emin değilim.
Not sure how they got into my wash actually.
Sadece cinsel açıdan maceraperest bir komşu değilim.
I'm not just your sexually adventurous neighbor.
Aç değilim ben.
I'm not hungry.
Açıklaması zor, ama ben bayadır kendimde değilim. ve... doktorlar düşünüyorlar ki.. yapabilecekleri tek şey elektroşok.
It's hard to explain, but I've been very blue and... the doctors seem to think the only thing to do is electroshock.
Hey, Ben cahil bir kadınım birinci sınıf bir kadın değilim sadece kendi yarattığım bir ürünüm ve şunu söylerim, "hey, siz hepiniz," ve " yihu ve yılbaşı ışıklarımı açık tutacağım bütün bir yıl verandamda ve bütün sözlerini biliyorum bütün Bocephus şarkılarının
Hey, I'm a redneck woman I ain't no high-class broad I'm just a product of my raisin and I say, "hey, y'all," and "yee haw"
Herkesi pohpohlayan dürüst bir adam değilim belki, ama en azından kötü adam olma konusunda açık sözlüyüm.
In this, though I cannot be said to be a flattering honest man, it must not be denied but I am a plain-dealing villain.
Aç gözlü biri değilim. Ama ısrar ediyorsanız...
I'm not a greedy person, but if you insist...
... hatta açıkçası, öğrencilerimin çoğu gibi de özensiz, dikkatsiz veya tutarsız değilim.
Or inconsistent like many of my colleagues are. Frankly, like most of my students are.
Açıkçası zaten dürüstlüğümü tehlike atmaya zorlandım ve bundan hiç rahat değilim.
And I've already been forced to compromise my integrity on more occasions, quite frankly, than I'm comfortable with.
Ben babama zaten her açıdan saygı duyuyorum ama emin değilim.
I totally admire my father in every way... but I'm just not sure...
Ama artık acınacak halde değilim, artık değilim.
But I'm not miserable. Not anymore.