Basıç перевод на английский
7,744 параллельный перевод
Beni ekibin başına getirdiklerinden beri buna karşı çıkıp duruyorsun.
And you've been fighting that ever since they made me team leader.
Tek başına kaçakçılarla komünistler arasındaki bağlantıyı açığa çıkardın.
You have single-handedly exposed a narco-communist connection.
Medellín karteli tarafından düzenlenen en son kaçırma olayı ülkedeki en önemli gazetenin baş editörü Francisco Santos'un kaçırılması en şaşırtıcı olanıydı.
The kidnapping of Francisco Santos, the editor in chief of the most important newspaper in the nation, is the latest and most shocking in a string of kidnappings orchestrated by the Medellín cartel.
Bence Kim Novak'ın banyodan çıkma anı, tek başına, sinema tarihinin en muhteşem anıdır.
GRAY : I think Kim Novak coming out of the bathroom is the single greatest moment in the history of movies.
Danny'yi çıkarmak istediğinde aklı başındaydı değil mi?
He was of sound mind when he told you he wanted Danny out. Right?
Saçmalık, millet kendi evinde ailesiyle dinlenemiyor ama tren ya da uçak biletiyle, uzak bir yerdeki otele gidip rahatlamak için başkasının yatağını kullanmaya aldırış etmiyorlar. Bunun için seyahat şirketleri suçlanmalı. Onların başının altından çıkıyor.
Oh nonsense... people aren't relaxed in their own homes with their own families but they don't mind spending on a train or a plane ticket just to get to some far away hotel and using some e | se's used beddings... to feel relaxed and these travel companies are to blamed for it... it's all in the mind... lam telling you.. find a nice boy.. and..
O yükseklikte kan basıncım iner çıkar.
BP fluctuates at that height.
O yüzden başından beri bokunu temizleyip üstüne kıçını da siliyorum.
That's why all along I've been cleaning your shit and wiping your ass, too.
Mirae Motor başkanı Oh Hyun Soo, cumhurbaşkanı adayı Jang Pil Woo ve Ulus Gazetesi Baş Editörü Lee Gang Hee sırf kendi çıkarları için hiç utanıp arlanmadan tüm ülkeyi aldatmıştır.
Mirae Motors Chairman Oh Hyun-soo, presidential nominee Jang Pil-woo, and Lee Gang-hee, Editor - in-chief of Nation Daily deceived the entire nation without hesitation or shame, for nothing but their own benefit.
Tek başına bir adamla çıkmasına izin vermişsin.
You let her go out with a man by herself.
Çıkış yolunu tek başımıza bulmalıyız.
We have to thrash our way out alone.
Tartıya çıkmanızı isteyecektim, kan basıncınızı da ölçmem lazım.
I'd like you to get on the scales and I need to take your blood pressure.
O senin başının altından mı çıktı?
That was you?
Azıcık kafa dinleriz. Baş başa kalırız. Bakarsın birkaç çocuk daha yaparız.
A little downtime, little privacy, maybe we make some more kids.
Jules, oraya çıkıp tek başıma dans edebileceğimi sanmıyorum.
Oh, Jules, I-I don't think I can go out there and dance alone.
Bu şimdiye kadar başıma gelen en kötü şey ki bir keresinde Guy Fieri'yle akşam yemeğine çıkmış insanım ben.
This is the worst thing that's ever happened to me, and I once had dinner with Guy Fieri.
Ben serserileri ve baş belalarını ortaya çıkaracağım.
I'll sniff out the punks and the troublemakers.
Takıldım, düştüm ve beldeki yağlanmayı azaltıcı limonlu ve taze naneli su dolu sürahiyi başıma çaldım.
I tripped and fell and knocked over their pitcher of lemon and mint-infused water that helps reduce belly fat.
Durun da bu kâbusun kimin başının altından çıktığını tahmın edeyim.
Let me take a wild guess as to who's the author of this nightmare.
Baş tanığımız, Lobos'un Los Angeles dağıtıcısı amirlerin gözetimi altındayken güvenli meskenimizde tanıklık yapamadan öldürüldü.
Our main witness, Lobos's Los Angeles distributor, was murdered in our safe house before he could testify while in the custody of the marshals.
Hayır, bu o şirket işgüzarlarının başının altından çıkıyor.
No, this is them... corporate greed mongers.
Don kızları 16'ya çıkarttın ve bir çift don başına iki güne indin diyelim haftada 48 çift don eder.
Say you expand to 16 panty girls and you go down to two days per pair of panties, that's 48 pairs of panties per week.
Burada yeterince uğraştığımız insan yokmuş gibi bir de Yahudi mi çıktı başımıza?
We don't got enough to deal with around here, now we got Jews?
SHU'ya atılarak başıma gelen bu mucizeyi berbat ettim. Ki bu gerçekten başıma gelen en kötü şeydi. Meth çektiğimi sanıp crack çıktığı zaman EverClear'dan 4 shot atmam ve kedi boku yemem de dahildir.
I ruined my miracle by getting thrown in the shu, which was seriously the worst thing that's ever happened to me, even counting that time I smoked crack thinking it was meth and then took four shots of Everclear and ate cat poop.
Bu nasıl görünecek sanıyorsun ya? Kışkırtıcı ele başını geri getirmek?
How do you think that's gonna look, bringing back the agitator in chief?
Ama bu başına gelen şey, içinden çıkan bir hayat gibi.
But this here, this is life coming out of you.
Bay White satıcı tek başına öldürmesine rağmen cesetten hep birlikte kurtuluyorlar.
Now, though Mr. White acted alone in killing the clerk, all of the individuals are involved in the disposal of the body.
Herkesin başına gelebilecek ve geçim kaynağını tehlikeye sokabilecek asılsız ve karalayıcı bir suçlama.
And anyone can be a victim... Of slanderous allegations that are unfounded and could very well endanger her livelihood.
Öyle bir yerden sağ salim çıkamaz. Körfez akıntısını tek başına geçmediyse tabi.
Except she's not gonna cross the Gulf Stream on her own.
Genç bir kız tek başına eğlence gezisine çıkmaz.
Teenage girl wouldn't be alone on a pleasure cruise.
Bütün hikayeyi dinleyecek sabrın yok... sadece Super Saiyan Tanrı denilen bir formu tattım diyelim, ve şimdi kendi başıma o güce çıkmanın yolunu buldum.
You don't have the patience for the full story... so let's say I got a taste of something called. Super Saiyan God, and now I've learned to tap into that power on my own.
'C'her şeyi tek başına sananlar içindir.
'C'is one who thinks he can make it big alone
Buraya tek başına çıkmaya korktuğuna inanamıyorum.
I can't believe you're afraid to come up here by yourself.
Bu iş sizin başınızın altından çıktı, değil mi?
You three are responsible for this, aren't you?
Şimdi kıçınızı bağlamış örümcek ağından kurtulup iş başına geçin.
Now pull the cobwebs out of your ass and move.
Eski günlerin hatrına başına geçiyorum senin memur-ilişkili atıcılığında tutarsızlıklar var.
Heads up for old times'sake... there are inconsistencies in your officer-involved shooting.
Ve Teşkilat'tan çıktıklarında Bath bahse değer bir özgeçmişi yokken Bin Laden ailesinin Teksas'taki işlerinin baş mali temsilcisi oluyor.
And after they get out, Bath, with no résumé to speak of... becomes chief financial representative... for the bin Laden family's interests in Texas.
Harflerin yazı tipi, aralığı ve kusursuzca basımının daktilodan ziyade bilgisayardan çıkmış gibi göründüğüne dikkat çektiler.
They point to the typeface, spacing and perfectly even imprint of the letters... that look more like the creation of a computer than a typewriter.
Sen Jabba'nın başı oldun ben de koca sümüğümsü kıçı.
You got to be Jabba's head, and I got to be his fat slug butt.
Biz daha biriyle başa çıkamazken... Maulana Bey iki kadınla baş ediyor.
I can't handle even one. And the priest has two.
Çıkar başındakini!
Take off your shawl!
Baş Rahip bugün huzuruma çıktı.
The High Septon came to speak to me today.
- Şarkıcı olduğu iyi olmuş savaşçı olsaydı başımız belaya girebilirdi.
We're lucky he's a singer. If he were a fighter, we might have been in trouble.
Başında o olacak, lafından çıkma.
She's in charge. You listen to her.
- Bayan, başımın belası oldun çıktın be.
Lady, you are a pain in my ass.
Sen birisinin sessiz sakin kızı değilsin yalanlar söylenen, görmezden gelinen, odada bir başına ağlayan çünkü bir sorun ortaya çıkarmak istiyorlar tıpkı sen onları minik barbi bebeğiymiş gibicesine.
You're not somebody's silent daughter, Being lied to, ignored, crying alone in a room,'cause they want to pose you Like you were just their little barbie doll.
Ama ama bu benim oğlum ve eşinin başına geldiğinde, kim onlar için ortaya çıkıyor?
But... But it happens to my son and his wife? Who's out there for them?
Derimde yanma hissi kemiklerimde keskin ve soğuk bir acı hissi kas yorgunluğu, kalp çarpıntısı bulanık görme, kulak çınlaması baş dönmesi, mide bulantısı, nefes darlığı... - Canı yanıyor.
Burning sensation on my skin, a sharp, cold pain in my bones, muscle fatigue, heart palpitations, blurred vision, tinnitus, vertigo, nausea, shortness of breath, a general... it hurts.
Her ay başı merkezden gelip bir seferde alıyorlar.Bol bol çıkıyor.
They come from the mainland and take from him once a month. It's plenty.
Ben dışarı tek başıma çıkıyorum.
I'll go on date night by myself.
Tommy, seni içeriden çıkarabilmek için Angela'nın başını yaktım.
Tommy, I burned Angela to get you out of jail.