Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bataklık

Bataklık перевод на английский

1,447 параллельный перевод
Bataklık kumunda yürüdüğüm ve sonunda 16 tonluk bir örsün altında kaldığım akşamlardan biriydi.
It was one of those nights where you begin stepping in quicksand... and end up with a 16-ton anvil on your head.
Ama hepsi sonunda bir yerde buluşuyor Zambiya'daki gözden uzak bir bataklık, Kasanka'da.
He bumped his head. Well, no one's perfect.
Tüm düşünebildiğim orada West'in bu çok tenha bataklık biryerde olmasıydı... bizi bu kasırganın etrafında uzun adımlarla yürütüyor ve o da bekliyordu.
All I could think of was West was out here somewhere in this godforsaken swamp making us stalk around in this hurricane, and just waiting.
Bir bataklık ve eski bir ev vardı...
There was a swamp and an old house...
Bataklık, kupa için Yürekli, Samuel, Dadá, Aziz Hintli Boa Ventura, Asgari Ücret, Valdir AR15, Hildo, Ribeiro ve Gererê ile oynayacak!
Marsh going for the trophy with Valiant, Samuel, Dadá, Saint Indian Boa Ventura, Minimum Wage, Valdir AR15, Hildo, Ribeiro and Gererê!
Bataklık atağa geçti!
Marsh on the attack!
Bu bir bataklık!
It's bogged!
Yılan, örümcek ve daha sesini çıkaramadan insanı yutan bataklık yüzünden çocukların oraya gitmesi yasaktı.
Children weren't allowed in the swamp on account of the snakes, spiders and quicksand that would swallow you up before you could even scream.
Orası tam bir bok çukuru, pis bir bataklık.
It's a real swell shit-hole of a swamp.
bu bataklık... ve anakara
This is the swamp.. and the main land.
O bölge bataklık.
That province is a swamp.
O zaman Bay Kendall'a söyle bu iş için görevlendirdiği teknisyenler, sistemin bir bataklık gibi olduğunu görecektir.
Then I would simply ask you to inform Mr. Kendall that the technicians he'll assign to do the job will discover it is like quicksand.
Bataklık.
Quicksand.
"Bataklık" ı.
Quicksand.
Benim zamanımda kurt adamlarla, vampirlerle ve bataklıktaki adamlarla savaşırdık.
In my days, we fought werewolves, vampires... the occasional swamp man.
Lousiana'nın en karanlık, en derin bataklıklarından...
From the deepest, darkest bayou of Louisiana...
Eski iyi-versus-kötü bataklık sıkışmış.
Stuck in the old good-versus-evil morass.
Ve onlarca yıl sonra... Bataklık yürüyen bir ceset doğurdu.
And so it was that decades later... the swamp gave birth to a walking dead man.
Mavi Balıkçı ve Kahverengi Pelikan'ın vatanı. Bir de benim favorim Bataklık Gülü'nün vatanı.
Home to the blue heron, and the brown pelican, and my personal favorite, something called the swamp rose.
Balboa Tepeleri de, bu bataklıkların üzerinde yer alan 100 hektarlık bir alan.
The Balboa Heights are 250 acres of land that sit above said wetlands.
Seks hayatını mı, Bataklık Gülü'nü mü?
Your sex life? Or the swamp rose?
Sana bir buket Bataklık Gülü getirecektim, ama türleri tehlikeye girmiş.
I was... going to bring you a bouquet of swamp roses, but you know, apparently, they're endangered.
Kuzey Sumatra'nın bataklık ormanları.
The swamp forests of northern Sumatra.
Seni daha sonra ugrayıp alacagız! Artık kesınlikle bataklıkta degiliz.
We'll be back to pick you up later! We are definitely not in the swamp anymore.
sanırım bataklık hakkında konusmuyorsunuz.
I know you ain't talking about the swamp.
Dünyada, sırf senin havuzuna ayağını sokabilmek için bataklık kumunda 80 km. Yürüyecek çocuklar var.
There are kids in the world who'd walk 50 miles through quicksand just to stick a toe in your pool.
Tüm bölge bulaşıcı bir bataklık.
Whole place is nothing but pestilential swamp.
- Batı yakası, merkez kutup, dükkan yakası - Bataklık, hep su gelen yer.
- Center Pole, Shopside The Swamp, where the water always rose from the drains.
Sizler, bana fiyasko hayatımı hatırlatan bir kaç bataklık yaratığından başka birşey değilsiniz!
You're nothing but a couple of mutant swamp creatures... who do nothing but remind me of my life of failure!
Görüyorsunuz, bataklık yaratıkları, böcekler ve uh, sürüngenler üzerinde deneyler yapıyorsunuz.
See, you've been experimenting on swamp creatures... insects, and, uh, reptiles.
Belki ton veya morino tutmuştur. Siz bataklık kuzeylileri bu göllerde ne tutuyorsanız işte.
Maybe he bagged a tuna or cod, whatever you swamp Yankees pull out of these lakes.
Hepsi aniden, bu bataklık üzerinde alışveriş merkezi ve evler istemeye başladılar.
All of the sudden wants yet another mall... And houses on this beautiful marsh.
İşte koruyacağımız orman ve bataklık.
Here's the marsh and woods we're going to save.
Açık bir çayır, açık bir bataklık.
" An open meadow, an open marsh in a cloudless sky.
Bir kravatla ön kapıdan girersin, bataklık ve orman senin olur.
You go through the front door with a tie, and you own the marsh and the woods.
Bataklık sülükleri.
Swamp leeches.
Yol işe yaramaz ve yerler de bataklık.
The road is not functional and the grounds are a swamp.
Kampımız şu tarafta 20 mil doğuda, bataklık yakınında
Camp over that way, about 20 miles to the east, near a swamp.
Evet, burası tamamen bataklık.
Yeah. It's, uh, completely bogged.
Bir kere, bataklık sakinleri yabancılarla konuşmaz.
First of all, you know those swamp rats won't even talk to outsiders.
İş adam öldürmeye gelince, bataklık bunu tek başına yapabilir.
When it comes to killing people, the swamp doesn't need any help.
Demek adam öldüren bir bataklık canavarı var diyorsunuz.
So, you're saying there's a swamp monster out here killing people?
Bataklık sayesinde.
It's the bayou.
Bataklık vahşi bir yerdir.
Swamp's a wild place.
Ben de bir bataklık kızıyla.
Should have never dated a swamp girl.
Biz araziyi bataklığa çevirene kadar bombaladık sonra da birlikleri yavaş yavaş ilerlettik ve düşmanın karşı ateşinden kendilerini korumalarını umduk.
We would shoot our ground into a quagmire and then send troops slowly forward over it, and expect them to provide their own cover from the enemy's retaliation.
- Geçmemiz gereken ufak bir bataklık var
ÄãµÄÊÕ ² ØÓÖ · á ¸ " Á輆 ¶ à You added a lot to your collection. There's a small swamp we have to cross up here.
Sonra Mary Jane, sen bataklık filmini ayarla.
First up, cocktails. Then, Mary Jane, you introduce the marsh video, background story, animals, plants and stuff.
Bataklık da öyle.
So will the marsh.
- Bataklığı kurtardık.
We saved the marsh.
- Bataklığı kurtardık, Mary...
We saved the marsh... fuck him!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]