Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bathtub

Bathtub перевод на английский

1,476 параллельный перевод
40 yaşlarında bir bayan küvette kaymış ve boğulmuş.
A woman in her 40s slips in the bathtub and drowns.
Masanın üzerinde sarı toz var, metanfetamin.
We've got yellow powder on the table. Bathtub methamphetamine.
O sırada banyodaydım, gözlerim kapalıydı.
Meanwhile, I'm in the bathtub with my eyes closed.
Lavabonun yanındaki mi?
- By the sink or by the bathtub?
Küvetin yanındaki mi?
- Bathtub. - Okay.
O fincanın altında Annie Hall filmindeki banyo sahnesindekine benzer büyüklükte bir örümcek var.
I have a spider whose previous credits include the bathtub scene from Annie Hall trapped under that cup.
Altın balıklarını küvetimden çıkartır mısın?
WOULD YOU PLEASE GET YOUR GOLDFISH OUT OF MY BATHTUB?
- Küvet yarışlarına mı?
WHO KNOWS? BATHTUB RACES?
Kolları ve bacakları asitte eritip, küvete dökecekti.
The arms and legs he would dissolve with acid and lime in the bathtub.
Tabakları küvette yıkıyorum.
I'm washing plates in the bathtub.
İyi bari, artık küvetin nasıl bir şey olduğunu biliyorsun.
Good,'cause now you know what a bathtub looks like.
Benim küvetimdesin.
In my bathtub.
Banyoda seni kimin beklediğini tahmin et?
Guess who's waiting for you in the bathtub?
Küvette tıraş olurken kendini kesmeyi nasıl becerebildin?
How do you cut yourself shaving in a fucking bathtub?
Küvette kim tıraş olur ki?
Who shaves in a bathtub anyway?
Küvetteki oğlan, Ronnie Barnes
Ronnie Barnes, the boy in the bathtub.
Birinde Talbert'taydım. Birinde de İsviçre'de.
Once in the bathtub and... once in Switzerland.
Yatağın altında banyo küvetinin ucunda.
You got one under the bed the underside of the bathtub.
Reklamlarda ihtiyar bir delinin onu küvetinden ışınlayarak kaçırdığını iddia edişini gösterdi.
The commercial showed this crazy old man claiming... aliens beamed him up right out of his bathtub.
Küvette, kendi kirinin içinde.
In the bathtub in your own filth.
Bir süre küvette uzandım. Ama başımı bu kadar terleten şeyin saçım olduğunu fark ettim.
So I laid in the bathtub for a while... but then I realized that it was my hair that was making my head so hot.
Seni kaçırıp uyuşturucu veriyorlar sen ne olup bittiğini anlamadan eBay'de böbreğini satıyorlar.
They kidnap you and drug you... and before you know it, you're in a bathtub and your kidneys are on eBay.
Zincirin anahtarı küvetin içinde.
Key to that chain is in the bathtub.
Küvette bir poIis!
A cop in his bathtub!
Karıyı küvette köpek stilinde sikerken süngere basıp kayarak çenesini küvetin teknesine çarptı.
I'm doing her doggie-style in the bathtub she slips in the foam and bangs her front teeth against the tub.
Seninle birlikte küvette kitap okumak istiyorum.
Read together in the bathtub.
Eğer küvet yeterince büyükse.
If the bathtub's big enough.
İki kişilik küvet.
Bathtub for two.
Koş, koş, koş, koş, koş, koş,!
I need you to go upstairs and fill the bathtub with Listerine.
Küvet giderinden üstünde kök olan bir saç buldum. Kök mü?
I got a skin tag off the bathtub drain pipe.
Her yere bak. - Küvet dahil.
- Including the bathtub.
- Mükemmel. - Şimdi küvete bakacağım.
- I'll check the bathtub now.
Küvet kırılıp tavandan içeri girmiş.
Bathtub crashed through a ceiling.
Küvet durumu.
- Bathtub situation.
Eve gidip biraz dinlendikten sonra zihnim açık hâlde gelince bir çözüm üzerinde çalışmaya hazırlanacaktım ama bir saat önce, aklıma geldi, aynı Arşimed'e hamamda olduğu gibi. Buldum!
I was going to come home, get some rest, then come back refreshed and ready to work on a solution, but an hour ago, it hit me, like Archimedes in the bathtub- -
Yalnız ben hamamda değildim.
Eureka! Except I wasn't in a bathtub.
Eric, küçük bebeğinle küvette oynuyor muydun?
Eric, were you playing in the bathtub with your little doll?
Bu arada, eğer istersen küvette daha çok bira...
By the way, there's some more beer in the bathtub if you want to...
Yemin ederim, bahsettiği kızın bıraktığı yarısı yemek dolu tencereleri banyo küvetinden topluyordum.
Swear to God, this broad left half eaten casseroles in the bathtub.
Geçen yaz küvete bomba atlayışı.. ... yapacağım derken kalçasını kırdı.
Last summer, he actually fractured his ass doing a cannonball into the bathtub.
- Jake, banyoya girdin mi?
Jake, are you in the bathtub?
Salonda küvetini jakuziye çeviren bir alet satıyorlar.
THEY SELL THIS THING AT THE SPA THAT TURNS YOUR BATHTUB INTO A WHIRLPOOL.
Sen de bir küvette çıplak oturuyordun.
And you were there in a bathtub with your dong hanging out...
Banyoda çalışan kişi yenide işi bıraktı...
My bathtub boiler man just barely quit, and all...
# Kimdir kimse bilmez, adı Cem Abi, Hastasıyız, derman ol Yarabbi.
Look at your Uncle Jim, he's in the bathtub learning how to swim
Küvete girerken iki tane jilet aldım.
I took two razor blades to the bathtub.
Küvette kanamasına izin vermeliydin.
You should've let her bleed in the bathtub.
Hemen küvetten çıkardım, iki koluna da turnike uyguladım ve ambülans çağırdım.
I just pulled her out of the bathtub, put tourniquets on both arms... and called an ambulance.
Annesini küvette bulmuş.
She found her mother in the bathtub.
Bana nasıl met yapılır kim öğretti sanıyorsun.
Who do you think taught me how to make bathtub meth?
- Banyo küveti.
Bathtub.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]