Bazen перевод на английский
51,569 параллельный перевод
Bilmiyorum, bazen kavga ediyoruz, sanırım.
I don't know, we fight, I guess, sometimes.
Gabriel bazen sorunlarımız, umduğumuz kadar karmaşık değildir.
Gabriel sometimes our problems are not as complex as we'd hoped.
Bazen yuksek etkilenebilirlik durumuna yonlendirmek icin kisiye gorsel odak noktalari sundugumuz oluyor tabii.
We do use focal points sometimes to... guide someone into a state of heightened suggestibility.
Sadece bazen mekânda cok fazla beyaz insan olunca endiseleniyorum.
All I know is sometimes, if there's too many white people I get nervous, you know?
Bazen evren, eşsiz bir suistimal için seni seçer gibi gözükür.
At times the universe does seem to have singled you out for unique abuse.
Hatta bazen iyi bile sayılırdı değil mi?
Sometimes even good, right?
Bazen yırtığın arasında saklanıyorlar.
Sometimes they get in the crevices.
♪ Bazen kendini keşfetmek zordur ♪
♪ Sometimes it's hard to find yourself ♪
Bazen başkasının yerini çaldığımı düşünüp üzülüyorum.
Sometimes I feel like I'm taking someone else's spot and then I feel sad.
Ve bir aile olarak bazen kendi derdimize o kadar düşüyoruz, girdiğimiz yola kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki ailenin ne kadar önemli olduğunu unutuyoruz.
And as family... I think sometimes we get so absorbed with... what we're doing individually, we go off on our own track and so forth, we lose the fact that how important family is.
Ama bazen belirli anılar ön plana çıkar.
But sometimes certain memories do have a way of sticking out.
Fantezi Futbol seyrederken, oyuncun istediğin şeyi yaptığında, hatta bazen daha fazlasını, gururlu bir ebeveyn gibi hissediyorsun. "
"When you're watching fantasy and one of your players does what you expected, " or even more than you expected, you feel like a proud parent. "
Bazen günler geçiyor, iki, üç, dört gün. Kimse uğramıyor.
So sometimes there would be days, two, three, four days and not one person would walk in the door.
Bazen beklemek daha iyidir.
Well, sometimes it's better to wait.
"Bazen insanın, kendi sorununu kendi halletmesi gerekir."
"Sometimes, a guy's gotta get through things on his own."
Hannah evdeyken bazen koşturur, komik seslerle dizi şarkıları söyler, bize sarılıp dururdu.
At home, Hannah was... Well, I mean... sometimes she would run around the house singing show tunes in funny voices and showering us with hugs, and other times... she was quiet and moody and it'd be hard to get a word out of her.
- Çocuklar bazen çok...
Kids can be...
Bazen onlar olmasaydı daha iyi olurduk diyorum.
Sometimes I think we'd be better off without them.
Ama hepsi bazen pisliktir.
All are assholes some of the time.
Bazen yemek de yapıyor.
And sometimes he cooks.
Bazen öyle olması gerekir.
That's what we gotta do sometimes.
Kavga etmenin sana göre olmadığını biliyorum ve elinden geldiğince kavgadan kaçınmalısın ama bazen kaçınamazsın.
Look, Alex, I know fighting isn't your thing, and you should avoid fighting when you can, but sometimes you can't.
Yüz yüze iltifat etmek en iyisidir ama bazen isim vermeden yapmak daha kolaydır.
Um, it's always best to give a compliment face to face, but sometimes it's easier to be anonymous.
Bazen saçma şeyler kimsenin bilmediği kadar anlamlı olabilir.
Sometimes the silly things can mean more than anyone knows.
O bazen çok adi olabiliyor.
He just... He can just be such a dick.
Ve bazen bulabildiğin herhangi bir çıkış yoluna girersin.
[Hannah] And sometimes you take whatever way out you can find.
Bazen gelecek, beklediğin şekilde gelişmez.
[Hannah] Sometimes the future doesn't unfold the way you think it will.
Bazen isimsiz yazılar da alıyorum.
Sometimes I get submissions anonymously.
Bazen başına bir şey geliverir.
Sometimes... things just happen to you.
Bazen insanları yargılarsın...
Sometimes you judge people...
Ama bazen zaman geçtikten sonra bundan pişman olursun.
Sometimes you just... live to regret it.
Bazen beklemek daha iyidir.
Sometimes it's better to wait.
- Bazen beklemek daha iyidir.
- Sometimes it's better to wait.
Bazen bunca öngörülemezlik insanı bunaltır.
And sometimes all that unpredictability is overwhelming.
Ama bazen tek seçenek budur.
But sometimes that's the only other option.
Tanrı aşkın Bazen bir aptal tanrıya yemin ederim.
God, you're such an idiot sometimes, i swear to god.
Çünkü bazen yapmam lazım, tatlım.
Because sometimes i have to, honey.
İkincisi ; eğer koşullar elverişliyse bazen ceset suyun altında "sabunlaşma" dediğimiz bir kimyasal değişim geçirir.
And then secondly, if the conditions are right, sometimes a body that's been left in water undergoes a chemical change called saponification.
Bazen yaşadığımız hayatı seçme şansımız olmaz.
S-Sometimes we don't get to choose what our life looks like.
Bazen Ricky, hâline şükretmen gerekir.
Sometimes, Ricky, you have to count the blessings you have.
Bazen de diğerleriyle.
Sometimes others.
Bazen ona yiyecek götürüyor.
Sometimes he brings food.
Bazen açtığımız konservelerin içi çürümüş oluyor.
We open cans, sometimes inside's rotten.
Sadece sen ve ben. Bazen de ablan ve annenle, ama babanla asla.
And sometimes your sister and sometimes your mom, but never your dad.
Yani, açık olmak adına, bazen jeopolitik karmaşıklıklara referans veriyorum sadece....... ki bu da yahudiliğe sataşmak demek değil.
So, to be clear, I sometimes reference the geopolitical complexities of the topic... Which is not the same as going to an anti-Semitic place.
Orada bazen başkaları da oluyordu, bilmiyorum, yaşlı bir kadın vardı.
There where other people there sometimes, I don't know... an older woman.
Bazen.
Sometimes.
Ve bazen de o kadının ölümü.. .. gerçekten memnun edecek mi diye merak ederim.. .. hesabın kapandığını bilmek falan.
And then there are other moments when I wonder if it would actually please him to see her dead, to know the scales had been evened.
Bazen işlerin çirkinleşmesi normaldir.
You know, it's okay for things to be ugly sometimes.
Annemle iyi anlaşamadığınızı ve böyle bir isteğiniz olmadığını biliyorum. Bazen de olsa eskiden olduğu gibi birlikte olabileceğimiz düşüncesi gerçekten çok güzel.
I know you and Mom don't really get along or, you know, necessarily want to, but the idea that we can all be together sometimes like we used to... is kind of cool.
Bazen onda oluyor, bazen bende.
Sometimes he has it, sometimes I have it.