Bebeğim перевод на английский
43,565 параллельный перевод
- Bir dakika bebeğim.
- One second, baby!
- Merhaba bebeğim.
Hi, baby!
Uyan bakalım, bebeğim.
Baby, wake up.
Sonuçta biz buradayız, bebeğim.
We're here, baby.
Tabii bebeğim.
Yeah, baby.
Uyanma vakti bebeğim.
Come on, baby. It's time to wake up.
Hayır bebeğim. Seçilmiş falan değiliz.
No, baby, we're not selected, okay?
Bebeğim, bil bakalım ne oldu?
baby, guess what?
Üst seviyeye çıkma vakti, bebeğim.
It's time to upgrade, baby.
Ve bu süre zarfında dünya onu yeniden yaratmamızı bekliyor, bebeğim.
And in the meantime... Baby, this world is ours for the making.
Bebeğim, dur biraz.
Babe, wait a second.
Bebeğim, bunu beraber yapabiliriz.
Baby, we can work on this together.
Bebeğim, dünyanın son hatası olabiliriz.
Baby, we could be the world's last rounding error.
Bu benim bebeğim, tamam mı?
This is my baby, OK?
Bu yeni yavru korktuğumuz kadar tatlıysa... bebek sektörü batabilir bebeğim.
And if this new puppy is as cute as we fear... it could put the baby business out of business, baby.
Bebeğim!
Baby!
Bebeğim.
Hey, babe.
- Kimse seni görmeyecek bebeğim.
No one is going to see you, baby.
Neredesin bebeğim?
Where are you, baby?
Biliyorum bebeğim.
I know, baby.
Hoş geldin bebeğim.
Hi, baby.
Evet bebeğim.
Yeah, baby.
O kapı bize açık lazım bebeğim!
We need that door open, baby!
Sıra sende bebeğim!
You're up, baby!
İşte git, bebeğim pompayı çalıştır.
There you go, baby brother, get your pump on.
¶ Hey, bebeğim
¶ Hey, baby ¶
Çantalarım var bebeğim
You got my bags, baby?
Lütfen bebeğim.
Baby, please.
- Bebeğim, bebeğimle.
- Dons, with a s.
Devam et, bebeğim.
Go on, baby.
Devam et, bebeğim yapalım şu işi.
Go on, baby, let's do this.
Yavaş gitmeye devam et, bebeğim gerçekten yavaş.
Just keep going slow, baby, real slow.
Çok rahatım, bebeğim.
Chilling like a villain, baby.
İşte böyle, bebeğim.
Just like that, baby.
Tanrım, bebeğim benim!
Oh, God, my baby!
Bebeğim, sadece bir şakaydı.
Babe, it was just a joke.
Bebeğim, evi aldık, şehir dışındayız.
Babe, we got the house, we're out of the city.
Bebeğim, bunu hep yapıyorsun.
Baby, you always do this.
Bebeğim.
Babe.
Bebeğim, çok geç oldu.
Babe, it's so late.
Bak, eğer en sevdiğim yemeği pişirirsen ve her gece böyle kıyafetler giyersen o zaman bebeğim, gördüğünü sandığın her neyse onu görmeye devam edebilirsin.
Listen, if it makes you cook my favorite dinner. And makes you dress like that every night, then baby, you can keep seeing whatever it is that you think you're seeing.
Bebeğim, bana bak, bak bana.
Baby, look at me, look at me.
Bebeğim, yardımcı olmak için burada.
Babe, she's here to help.
Bebeğim.
Hey babe.
Bilmiyorum, ama bebeğim, bu evde, yanlış giden bir şeyler oluyor ve bana güvenmelisin.
I don't know. But baby, this house, there's something really wrong here and you need to trust me.
Soulsearch, bebeğim!
SoulSearch, baby!
Hadi, bebeğim, bunu yapabilirsin.
Come on, babe, you got this.
Bebeğim, sadece bir ev.
Baby, it's just a house.
Hey, bebeğim, Ben
Hey, baby girl, I, uh
- Kahretsin. dayan, bebeğim.
- Shit. Hold on, baby.
- Bebeğim, iyi misin?
- Babe, are you okay?