Begging перевод на английский
5,273 параллельный перевод
Durmalari için yalvarmistim, ama durmadilar.
I kept begging them to stop, but they wouldn't.
Eğer bu kadar özel olduğumuzu söylüyorsan senden rica ediyorum sana yalvarıyorum ispat et.
If you say that we're so fucking special I am asking you I'm begging you prove it.
80 kilometre uzakta orası. - Brigette, yalvarırım.
- Brigette, I'm begging you.
Sürekli gelip bunun için yalvarman seni... -... küçük düşürüyor, anlıyor musun?
It's really beneath you the way you keep showing up begging for it, understand?
Bana her gün... röportaj için yalvarıp, yazıyordu.
She wrote to me every day, begging for an interview.
Sadece bu boktan yatakta yatıyor olmam aşağılık pislikler gibi sokaklarda para dilendiğim anlamına gelmez.
Just because I sleep in this fucking bed doesn't mean I'm like some fucking lowlife scumbag begging for change on the street.
Hayatı için yalvarıyor.
He's begging for his life.
Kovulduğu için ağlıyordu. Ona gitmem için yalvardı.
All upset and shit, crying, because she had just gotten fired, begging me to come over.
Lütfen, sana yalvarıyorum.
I'm begging you.
Sana yalvarıyorum, tamam mı?
I'm begging you, okay?
Sana yalvarıyorum.
I'm begging you.
Yalvarıyorum sana.
I'm begging you.
Sana yalvarıyorum.
I'm begging you!
Sana yalvarıyorum!
I'm begging you!
Yaşamaktan sıkılmışa benziyorsun.
You're really begging to have your life taken away.
Ölmek mi istiyorsun? Tabiki ölümün hafif olacak.
You're begging to be killed.
O kurul üyeleri, Queen Consolidated'i sana ve destekçilerine satmak için yalvaracaklar.
Those board members are going to be begging to sell Queen Consolidated back to you and your backers.
Yani bana yapmam için yalvardığın şeyden mi bahsediyorsun?
Oh, you mean that thing that you were begging me for?
Acele etmen için yalvarmışımdır belki.
Begging you to hurry it up, maybe.
- Resmen istiyordu.
She was begging for it.
Biz anne çığlık ve hayatları için yalvarıyor duydum.
We heard our parents screaming and begging for their lives.
Çünkü yalvarıyorum.
Because I'm begging.
Hayatın için yalvarmalısın.
You should be begging for your life.
- Hiçbir şey için yalvarmayacağım.
I'm not begging you for anything.
Sana yalvarıyorum, lütfen bana yardım et.
I am begging you, please, help me.
Rica ediyorum.
I'm begging YOU -
Jason, yalvarıyorum.
Jason, I'm begging you.
Yalvarırım ailemi incitmeyin.
I'm begging you. Don't hurt my family.
Bana kazık atarsan, bir kurşun yemek için yalvarırsın.
Screw with me, you will be begging for a bullet.
Sonunda ise yalvarmanı isterdim.
And it would end with you begging.
Kusura bakmayın Bayan Greg ama kendiniz seçmek zorunda kalmadıysanız ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz.
Well, begging your pardon, Mrs Greg, perhaps if you've never had to do it yourself, you don't know how hard it is.
Uzaktan akrabalar ve kaynım iş için yalvarıyor.
I got distant relatives and in-laws begging to work.
- Burada sana yalvarayım mı?
Am I begging you here?
â ™ ª Gitmem için yalvarıyorsun sonra kalmamı sağlıyorsun â ™ ª â ™ ª Neden beni böyle incitiyorsun?
♪ You're begging me to go, then making me stay ♪ ♪ Why do you hurt me so bad?
Bak son kez, sana yalvarıyorum.
Okay, for the last time, ch, I am begging you.
Yani kovulmamak için yalvarmaya mı geldin?
So, you've come begging not to be fired?
Ben bak sana yalvarıyorum.
Ben, I am begging you.
Kilisesinde konuşurken kızlardan biri, sanırsam Belinda, girip yardım istedi.
Why? We were talking in his church, and one of the girls, Belinda, I think, came in begging for help.
Lütfen yapma!
Jason, I'm begging you!
Ve bu sana bir şey ifade ediyorsa sana yalvarıyorum, onu bulmamıza yardım et.
And if that means anything to you, I am begging you, please help us find him.
Jason, yalvarıyorum sana, lütfen dur!
Jason, I'm begging you, please!
Doğru olanı yapsın diye, bir püriten pisliğe daha mı yalvarayım?
Begging another puritan asshole to do the right thing?
Bir pazarlık kozuna, Bir gün kralları bana getirecek, taraflarına geçmem için yalvartacak.
a bargaining chip that would one day bring kings to me, begging for favors.
Her zaman yukarı gitmek için yalvaran sen değil miydin?
Aren't you always begging to go topside?
Sana yalvarıyorum T.C. onu kurtarmalısın.
I'm begging you, TC. You have to save him.
Affedersiniz müfettiş ama Mottershead'ler ilk geldiğinde bir maymun kaçmıştı sanırsam.
Begging your pardon, Inspector, but I believe a monkey got free when the Mottersheads first arrived.
Sana yalvarıyorum.
I am begging you.
Guillaume, hatalar yapıldı, itiraf ediyorum. ama sana yalvarıyorum, bir tane daha yapma.
Guillaume, mistakes have been made, I confess, but I'm begging you, don't make another one.
Umarım en iyi tişörtü değildir.
I'm begging you!
Tamam, sana yalvarıyorum.
OKAY, I'M BEGGING YOU.
Sana yalvarıyorum.
I'm begging you for this.