Belfast перевод на английский
496 параллельный перевод
Hayır bayım, Belfast'tan.
No, sir, Belfast.
Belfast'a döneceğiz, göreceksin.
We'll be going back to Belfast. You'll see.
Belfast'taki tüm pompalarla bile bu suyu zapt edemeyiz.
All the pumps in Belfast would never keep that water down.
Belfast'tan gelen bir hanım öğretmen vardı. Heyecan uyandıran bir kadındı.
There was a lady teacher among us from Belfast, a stimulating woman.
Kuzeydoğu Belfast'tan elimize ulaşan habere göre :
A report from our Belfast newsroom.
Bunu Belfast'taki amcamdan öğrenmiştim.
It's a little trick I learned from my uncle in Belfast.
Tanrım. Peki. Sana hiç Belfast'taki amcamdan bahsetmiş miydim?
Arthur, did I ever tell you about the uncle I've got in Belfast?
Boktan bir gecede lanet Belfast'a döndük!
It's like fuckin'Belfast on a bad night.
Belfast.
Belfast.
Belfast?
Belfast?
Kocan Colin'in şoförlüğünü yapıyordu ve Belfast'ta onu öldürdüler?
Your husband drove Colin... and he got topped in Belfast?
Açıkçası, biraz şaşıp kaldım. Ben yokken Belfast'a yaptığın nakliyatı söylemeyi mi unuttun?
Quite frankly, I'm a bit flabbergasted... you forgot to mention this carry on in Belfast while I've been away.
Colin parlak götlü bir taksi şoförü ile Belfast'ta ne bok yiyordu?
What the bloody hell was Colin doing with a Limehouse minicab driver in Belfast?
İkinci soru, Belfast, orada ne yapıyordu?
Second question : Belfast, what was he doing there?
Onu teslimat için zorladılar. Yani para teslimatı, Belfast'a.
He was being leant on to deliver, to deliver money, I mean, to Belfast.
Yani sen benim Colin'imi, Harris için para teslimatına Belfast'a mı yolladın?
So you got my Colin to deliver for Harris money to Belfast?
Liverpool'dan Belfast'e ne dersin?
How about Liverpool to Belfast?
IRA olayımı hatırlasana, "Belfast'ta İngiliz İşkencesi" ni?
How about the IRA, "Tortured by the Brits in Belfast"?
Sana Belfast, Derry ve sınırda işlediği tüm o cinayetlerden bahsetmedi mi?
Or hasn't he told you about all them other murders in Belfast, Derry and the border?
Senin yüzünden Belfast'taki tüm operasyonları iptal etmek zorunda kaldık. Bildiğin tüm silahları çöpe atmak zorunda kaldık.
We've had to cancel every operation in Belfast over you and shift every arms dump that you knew about.
Bisküvi kutusu, Belfast'dan.
Biscuit tin, Belfast.
Belfast sokaklarında öylece çantanızda gezdirebileceğiniz bir şey değil.
It's not the sort of thing you carry around the streets of Belfast in your handbag.
Belfast, bana Şili'yi hatırlatıyor.
Belfast reminds me of Chile.
İzleyenlerin kafasını karıştıran asıl mesele, neden sabahın erken saatlerinde Bay Sullivan'ın, polislere göre terör şüphelisi olan bir adamla Belfast dışında ne aradığı.
What's puzzling observers... is why Mr. Sullivan should have driven out of Belfast... in the early hours of the morning to meet a man... who the police say is a terrorist suspect.
Belfast'ı terk et.
Get out of Belfast.
Onu Belfast'ın dışında bir karnavaldan almıştım.
Lifted him from a carnival outside Belfast.
"RUC tarafından öldürülen papaz, Belfast, 1979."
"Father killed by RUC, Belfast, 1979."
İngilizler Belfast'ın altını üstüne getiriyorlar.
The Brits are tearing apart Belfast for the IRA.
1 970`lerde Belfast kayniyordu. " "Ingilizler Defolun - Yasasin lRA" "
Belfast in the early'70s was chaos.
Belfast`ta, bu tehlikeli bir meslekti.
In Belfast, that was a dangerous occupation.
Belfast " tan ayrildigima seviniyorum,
I'm glad to get outta Belfast.
- Belfast " li Paddy, Paddy Armstrong,
- Paddy from Belfast. Paddy Armstrong.
Evet, Belfast " ta olunça mesele yok, degil mi?
Aye, it's all right when it happens over in Belfast.
Geçici lRA `nin ilan ettigi ateskesin hafta sonunda bozulmasindan sonra... askerler Bati Belfast`in Ardoyne bOlgesine girdiler.
Troops have entered the Ardoyne area of West Belfast... since the collapse of the provisional IRA cease-fire over the weekend.
Ne olursa olsun Belfast " a dÖnmeyeçegim,
No fucking way I'm going back to Belfast.
Sürekli Belfast, lRA, o giBi seylerden Bahsediyordu,
He was always talking about Belfast, the IRA, all that stuff.
Bir sürü paralari vardi, ve Conlon Belfast " a dÖndü,
They had a lot of money, and Conlon went back to Belfast.
Ne zaman Belfast " a dÖneBilirim?
When can I go back to Belfast?
Bir daha Belfast " i gÖrdügünde, Aya dolmus seferleri yapiliyor olaçak,
Next time you see Belfast, they'll be flying day trips to the moon.
Ben Belfast " i onun giBilerden kaçmak için terk ettim,
I left Belfast to get away from people like him.
- Belfast,
- Belfast.
Ben Belfast " a dÖnüyorum,
I'm going back to Belfast.
DÖnüp asagidaki, yoksul, kargasa içindeki Belfast " i seyrediyoruz,
We look back down... on poor, troubled Belfast.
Belfast'ta doğdum ve orada büyüdüm.
I was born and raised in Belfast. We were at war. I was just a kid.
Belfast gibi kana bulandı.
Don't know what this city's comin'to.
Belfast adlı bayrak gemisi çıkarmanın ilk salvosunu ateşleyecekti.
The flagship Belfast was designated to fire the first volley of the invasion.
Merdivenleri süpürdüm, tavan arasını baştan başa hallettim. Başka ne yaptım?
Somebody saw you on TV in a documentary, you were in Belfast.
Ona de ki, Belfast'taki kilisenin... dışında olanları telafi etmek için... elimden gelenin en iyisi yapmaya çalıştım.
Tell him that I tried my best to atone for what happened outside the church in Belfast.
- Belfast'ta mı?
- In Belfast?
Romanya, El Salvador, Azerbaycan, Belfast, Angola, Bosna... Kahretsin!
Romania, huh?
- Grenada, Belfast,
Grenada, Belfast...