Bennett перевод на английский
2,561 параллельный перевод
Bennett sakin ol.
Bennett, calm down.
- Carla Bennett hariç.
- Not Carla Bennett.
Carla Bennett beni temize çıkardı.
Carla Bennett got me clean.
Carla Bennet adında bir suçlunun dosyası çıktı.
It brought up a file on a convicted criminal named Carla Bennett.
Sana yardım eden Carla Bennett isimli kadını bana anlatmıştın, hatırlıyor musun?
Remember when you told me about that woman who helped you? Carla Bennett?
Carla Bennett şu andan itibaren bir numaralı hedefimizdir.
Carla Bennett is priority target number one.
Nikita, sen bana söylemeden önce Carla Bennett adını hiç duymadım ve ben Bölüm'de 10 yıl çalıştım.
Nikita, I haven't heard the name Carla Bennett before you told me. - I worked at Division for 10 years.
Geçmişi de Carla bennett'e bağlanıyor. O kim?
And that's connected to this Carla Bennett person?
Eğer yapamazsan, Dickie Bennett hapisten çıkacak.
If you can't, Dickie Bennett's gonna walk free.
- Dickie Bennett bir kadını öldürdü.
- Dickie Bennett killed a woman.
Dickie Bennett'in bu hafta Tramble'dan tahliye edilme ihtimali varmış.
There's a chance that Dickie Bennett might get out of Tramble this week.
Dickie Bennett'in tetiği çektiğini gördüğünü kendin söyledin ama sonra ağız değiştirdin.
You saw Dickie Bennett pull the trigger, so much as said so, then you changed your tune.
Ailenin Bennett'lere borçlu olduğunu söylüyorsun.
You're saying your family owes some debt to the Bennetts.
Jed, Bennett'ler artık yok.
Jed, there are no more Bennetts.
Anladığım kadarıyla Mags Bennett eski bir borcu hatırlatmış bu yüzenden de onun oğlu Dickie yerine senin torunun Jed hapiste çürüyormuş.
I understand Mags Bennett called in an old debt. Why your Jed is wasting away behind bars and not her Dickie.
Pekâlâ, daha önceden de söylediğim gibi Bennett'lere karşı hissettiğin şu borç var ya torununun hapiste çürümesi hiç gerek yok.
Okay. Now, as I was saying, this debt you feel like you owe the Bennetts is no reason for your grandson to rot in prison.
Tramble'a gelmeden önce, Dickie Bennett'in...
You know, before his stay at Tramble,
-... Harlan ilçesinin dışına adım attığını sanmıyordum.
I didn't think Dickie Bennett had ever been out of Harlan County.
- Adı Corby Bennett ama "Dickie" ismini kullanıyormuş.
Fella's name is Corby Bennett, but he goes by "Dickie."
Dickie Bennett'in işkence etmeye çalıştığını söyle.
Tell him Dickie Bennett tried to torture you.
Ama eğer ifadeni verirsen ve İngilizceyse, yargıç Reardon'ın Dickie'yi demir parmaklıklar arkasında tutacağına dair bir his var içimde.
But I got a feeling if you give your testimony and it's in English, that Judge Reardon's gonna be inclined to keep Dickie Bennett behind bars.
- Yerinize oturun, Bay Bennett.
Take a seat, Mr. Bennett.
Kararımı vermeden önce, Bay Bennett'in Tramble'a girmesini sağlayan, olanların mağduru ifade vermek istediğini belirtti ve kendisine bu fırsatı vermemek için hiçbir sebep görmüyorum.
Now, before I make my ruling, the victim of the very transgression that landed Mr. Bennett in Tramble has asked to make a statement, and I see no reason to deny him that opportunity.
Federal şerifler teşkilatı adına burada bulunuyorum çünkü bu mahkeme tarafından affı değerlendirilen Dickie Bennett'in bu affı hiç hak etmediğini düşünüyoruz.
I am here today on behalf of the Marshals Service because we feel strongly that Dickie Bennett is not worthy of the pardon being considered by this court.
Hepimiz Dickie Bennett'i serbest bırakınca ne olacağını biliyoruz daha çok kan dökülecek.
We all know what's gonna happen if we release Dickie Bennett. More blood's gonna be spilled.
Bu durumda, öngörülen sulh anlaşmasının şart ve kuralları bağlamında Dickie Bennett'i bugün erken tahliye etmekten başka bir seçeneğim yok.
In that case, I have no choice but to grant Dickie Bennett early release based on the terms and conditions of the deal set forth today.
Bay Bennett, evraklar tamamlandığında özgür bir insansınız.
Mr. Bennett, once the paperwork is processed, you're a free man. Yes...
Bu sayede vergi mükelleflerini bir davadan kurtarırız dedim ve belki de Dickie bizi Bennett parasına götürür.
Figured this way, it would just save the taxpayers a lawsuit, and maybe Dickie leads us to that Bennett money.
Dickie Bennett'i kimse özlemez.
Ain't nobody gonna miss Dickie Bennett.
Dickie Bennett'i federal bir memuru asıp, Louisville marka beysbol sopasıyla beynini dağıtmaya çalıştığı için yakalamıştık.
We had Dickie Bennett for actually trussing up an officer, trying to brain him with a Louisville Slugger.
Dickie Bennett'le uğraşmayı bırakalım.
We need to stop wasting our time on Dickie Bennett.
Dickie Bennett'i öldüreceğim.
I'm gonna kill Dickie Bennett.
Ama Dickie Bennett gerçekten de federal gaz odasında ölmeye değer mi?
But is Dickie Bennett really worth dying in a federal gas chamber?
- Dickie Bennett annesinin parasıyla Havai yolunda... -... ve para da yanındaki koltukta mı? - Hayır.
What, Dickie Bennett's on his way to Hawaii with his mama's money on the seat beside him?
Problem Dickie Bennett değil.
No. It ain't Dickie Bennett.
- Tim'le Rachel kayıp Bennett parası hakkında bir şeyler buldu. 46.000 dolarını ele geçirdiler bile.
Tim and Rachel got a line on that missing Bennett money, already recovered $ 46,000 of it.
Mags Bennett'in sakladığı yüksek miktarda parası olabilir.
Mags Bennett may have a sizeable amount of money socked away.
Dickie Bennett bunun hesabını verecek.
Dickie Bennett's gonna pay for that.
- Nefes almaya ihtiyacın var mı, Dickie?
You need to breathe, Dickie Bennett?
Dickie Bennett bütün krakerlerimizi yerken beni mi oyuna dâhil etmeyeceksin?
You gonna bench me while Dickie Bennett sits out there eating all our pretzels?
Vakti geldiğinde Dickie Bennett'i halledeceğiz.
Now, we gonna take care of Dickie Bennett when the time is right.
Senin yerine Dickie Bennett'le takılacaklar artık.
They're gonna run with Dickie Bennett instead of you.
İçin rahat olsun, Dickie Bennett.
So you rest easy, Dickie Bennett.
- Dickie Bennett daha dün onu görmek için oradaydı.
Dickie Bennett, he was in there to see her just yesterday.
- Dickie Bennett mi?
Dickie Bennett?
- Ne demeye Dickie Bennett'le konuşuyorsun?
What you doing talking to Dickie Bennett?
Nick, Bennett polis şefi olmak için ilk sırada olduğunu sanıyordum.
Well, Nick, I thought you were next in line to be the chief of police in Bennett.
- Bennett, efendim.
Bennett, sir.
Tamam.
Okay, I think we get the point, Mr. Bennett.
Sanırım söylemek istediğinizi anladık, Bay Bennett.
So, I've changed.
Kahrolası Dickie Bennett.
That damn Dickie Bennett.