Berger перевод на английский
542 параллельный перевод
- Berger hala hastanede.
- Berger is still in the building.
Berger, Norveçliyim.
Berger, Norwegian.
Berger'in ne bildiğini öğrenmeliyim.
I must find out what Berger knows.
Bay Berger, şu yüzüğü tekrar görebilir miyim?
Mr. Berger, the ring. Could I see it again?
- Berger'ın önünden alınmış. Çalmışlar.
Taken from outside Berger's.
Berger'ın önünde bırakmıştım ve birkaç saat sonra gitmişti!
I left it outside Berger's. A couple of hours later, it was gone.
Sanırım Berger'ın oldukça tutucu olduğunu söyleyebilirsiniz. - Sanırım bu sözcük uygun.
Berger's, I suppose you'd say, they've always been rather conservative.
Berger'ınkini denemek isterim. Bana bir numune verdiniz.
All right, I'd like to try Berger's.
Bay Cummings. Bay Berger Jr. Sizi görmek istiyor.
Mr. Cummings, Mr. Berger Jr. wants to see you.
Beni görmek istemişsiniz Bay Berger.
You wanted to see me, Mr. Berger?
Altından kalkamayacağım bir iş olmadığına eminim Bay Berger.
I'm sure there's nothing I can't cope with, Mr. Berger.
Sanırım sizi şaşırtabilirim Bay Berger.
Not much better. - I think I can surprise you, Mr. Berger.
Evet, bu oldu Bay Berger ; bir ya da iki kez.
It has happened, I know, Mr. Berger.
Bu her şeyi değiştirecek Bay Berger.
It'll make all the difference, Mr. Berger.
Berger'da çok rahat bir işin olduğunu biliyorum.
I reckon you've got a nice cushy number over at Berger's.
Berger'ın özel sabunu.
Berger's speciality soap.
Evet, yolun aşağısındaki Berger'da çalışıyorum.
You see, I work at Berger's down the road.
O eski araba ortaya çıkmazsa kaskodan parasını tahsil edip yenisini alırız.
If that old car doesn't turn up, we can simply claim the insurance and buy another one. That'll fix Berger.
Onu Berger'ın önünden çaldım.
I took it from outside Berger's.
Berger buraya gelir gelmez seni görmek istediğini söyledi.
John. Berger said he wanted to see you as soon as you came in.
Çünkü kimse seni istemiyor... Berger'daki o lanet olasıca sersem bile.
Because nobody wants you, not even that nosy bastard from Berger's.
Ama Bay Berger, Spink insanları tanımıyor.
But, Mr. Berger, Spink doesn't know the people.
- Hemen, Bay Berger.
Yes, Mr. Berger.
Berger benim bölgemi alacağını söyledi.
Berger says you'll be taking over my area.
Berger'da çalışıyor.
He works for Berger's.
Bugünlerde Berger'da işler iyi gitmiyor mu?
Things slack at Berger's these days?
- Berger'a dönmek zorundayım.
- I've got to get back to Berger's.
- Berger'ı arayacağım.
- I'll ring Berger's.
Benim Berger'a gitmem gerek.
I'll have to get down to Berger's.
Al öyleyse! Berger'a da lanet olasıca işini alıp başına çarpmasını söyle.
And you can tell Berger he can have his bloody job as well.
Hepsinde Berger'ın damgası mı var?
With Berger's printed all over it?
Yanılmıyorsam, kendisini tanımıyorsunuz.
I don't think that you know each other. Hans Berger.
Bay Berger! Daha önce tanışma fırsatımız olmadı, ama bay Von Basıl'in namını duymuştum.
Though we were not yet introduced, but sir von Basil's reputation is very well known to me.
Bay Berger Gestapo tarafından Alman İmparatorluğu Avusturya'sına tayin edildi.
Mr. Berger will be deployed in Austria on behalf of Gestapo, for the great German empire.
Hangi konularda uzmansınız, bay Berger?
You are a specialist in... in what, h-m-Mr... Berger?
Onlara karşı biraz hoşgörülü olmalısınız, Bay Berger.
Ah, you should be indulgent with them, Mr. Berger.
- Bay Berger, bu sizin için belki...
And this may sound shocking to YOU, Mr. Berger...
Arkadaşınız, bay Berger mi?
Your friend, Mr. Berger?
Berger, hayatımda ilk defa...
Berger offered me a contract for the opera which I never had before.
Kendisi gerçek bir Avusturyalıdır, bay Berger.
She is a real Austrian, Mr. Berger.
- Sizinle açık sözlü konuşabilir miyim?
Can I now speak totally frankly with YOU, Mr. Berger?
Bir şey daha, bay Von Basil eğer bir sıkıntınız olursa, ve ya bir öneriniz ya da herhangi bir şey hakkında benimle konuşmak isterseniz zile basmanız yeterli.
[Berger] Ah, and sir von Basil, one more thing : If you have any complaints, or..., or suggestions, or if you shall have the wish to speak with me, about anything, you need only to ring.
Bay Berger, nasılsınız?
[faked surprise] oh, Mr. Berger, how are you?
Benim bölgemde zor bir aydı Bay Berger.
A difficult month in my area, Mr. Berger.
Çok doğru Bay Berger.
Move faster, even to keep up.
Çok doğru.
Exactly, Mr. Berger.
İyi akşamlar Bay Berger.
Good night, Mr. Berger.
Bu akşam Berger çağırdı.
Berger called me in tonight.
Berger'ı biliyorsunuzdur, George'un karşısında.
Do you know the place?
Sadece rutin bir soruşturma.
Berger's, opposite The George. Just a routine inquiry.
Berger!
Berger's!