Bilmen gereken bir şey var перевод на английский
691 параллельный перевод
Neyin doğru olduğunu bilmiyorum ama... Paranı ortaya koymadan önce, Velma hakkında bilmen gereken bir şey var.
I don't know what's the right thing to do, but it seems to me... before you go putting out money, I ought to tell you about Velma.
- Baksana, Jim. - Hmm? Ha, bilmen gereken Bir şey var.
Say, Jim, uh... there's something you should know.
- Bilmen gereken bir şey var, Bay Hutcheson.
- There's something you ought to know, Mr. Hutcheson.
Bilmen gereken bir şey Var mı, Yanki?
Is there anything you should like now, Yank?
Connecticut eyaleti hakkında bilmen gereken bir şey var.
There's something that you should know about the state of Connecticut.
Bay Leeds, bilmen gereken bir şey var.
Mr. Leeds, there's something you should know about.
Philip! Hakkımda bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know about me.
Pekala Joe, sanırım bilmen gereken bir şey var.
Well, Joe, I think there's something you should know.
Bilmen gereken bir şey var.
There's something you ought to know.
Steve, annem hakkında bilmen gereken bir şey var.
Steve, you must understand about Mother.
Bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know.
Ha, Şerif, onun hakkında bilmen gereken bir şey var.
There is something you better know about the Danbys.
Bilmen gereken bir şey var.
One other thing you ought to know.
Bilmen gereken bir şey var. Bölümünde Ives adında saçma sapan biopsiler yapan bir asistan var.
I think you should know you've got some research guy named Ives... in your department who's doing some dubious biopsies.
Bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know before you leave.
Bilmen gereken bir şey var, Caine.
There's something you ought to know.
Ama bilmen gereken bir şey var
However let me tell you something
Madem ki artık hayatla yüzleşeceksin... bilmen gereken bir şey var.
Now that you're going out into the world there's something you should know.
Will, bilmen gereken bir şey var.
Will, there's something you should know.
Norman, o adamlar hakkında bilmen gereken bir şey var.
Norman, there's something you should know about those guys.
Oh, bu arada, Michael, Hızla oraya gitmeden önce, bilmen gereken bir şey var.
Oh, by the way, Michael, before you rush headlong into this, there's something you ought to know.
Bilmen gereken bir şey var.
I think you should know something, man.
Muntz, bilmen gereken bir şey var.
Muntz, I think you should know something.
- Aslında bilmen gereken bir şey var.
- There is one thing you should know.
Bilmen gereken bir şey var.
But there's something you should know.
- Bilmen gereken bir şey var.
- There's something you should know.
Boyl! Bilmen gereken bir şey var.
Boyle!
Bilmen gereken bir şey var?
Want to know something?
- Bilmen gereken bir şey var.
- There is something you should know.
Bilmen gereken bir şey var.
There is something you should know.
Agnes, sanırım bilmen gereken bir şey var.
Agnes, I think there's something you should know.
Billy, bilmen gereken bir şey var.
Billy, there's something you gotta know.
Sanırım benim hakkımda bilmen gereken bir şey var, Alex.
I think there's something you ought to know about me, Alex.
Bu dünyaya veda öpücüğü vermeden önce bilmen gereken bir şey var.
You know, before you kiss this world goodbye there is something you should know.
Sen kötü bir çocuk değilsin, ama benimle ilgili bilmen gereken bir şey var.
Listen, Al, you're not a bad kid, but get one thing straight about me.
- Şey, Jane. - Bilmen gereken bir şey var.
Jane, I think you ought to know something.
Bilmen gereken bir şey var.
There's something you should know!
Partinizi engellediğim için üzgünüm ama bilmen gereken bir şey var.
Sorry to interrupt the party, but you need to know right away.
Ben gitmeden önce bilmen gereken bir şey daha var.
Oh, there is just one more thing that you should know before I leave.
Ama bilmen gereken bir şey daha var : Katilin adı.
But there's one more thing you'll want to know : the name of the murderer.
Bilmen gereken bir şey daha var.
Here's something else you don't know.
Benim hakkımda bilmen gereken başka bir şey var.
There's something else you should know about me.
Sanırım bilmen gereken bir şey daha var.
I think there's one more thing you should know.
Seninde Bilmen gereken başka bir şey var
There's something else you should know about
Bilmen gereken bir şey daha var, Dan.
There's one more thing you should know, Dan.
Daha ileri gitmeden, bilmen gereken önemli bir şey var.
Before we go any further, there's something important you should know.
# Ama bilmen gereken bir şey daha var.
♪ But there's one more thing I think you ought to know ♪
Benim hakkında bilmen gereken önemli bir şey var, Becky.
There's really something you should know about me, Becky.
Yalnız bilmen gereken küçük bir şey var.
Only there's one little thing that you should know about.
Bilmen gereken bir şey daha var.
There's something else you must know.
Bilmen gereken bir şey var, sen haklısın.
It isn't right!