Bir çeşit перевод на английский
15,244 параллельный перевод
Bir çeşit uyuşturucu mu?
A narcotic of some sort?
Hep birlikte bir çeşit tuzağa sürüklenmek istemiyorum.
Well I don't want us all to go walking into some kind of trap.
Bir çeşit öldürmeme kuralın mı var?
You trying out some kind of no-kill policy?
- Aslında bir çeşit onur yarası.
- Actually, it's a scar of honor.
Yani bir çeşit ruhsal "sağlık kontrolü" mü yapıyorsunuz?
So this is a kind of spiritual health check?
Bir çeşit.. azı dişine bağlanmış... boğazına kadar iniyor.
Some kind of floss... tied to her back molar... going down her throat.
- Bir çeşit kısaltma mı?
Some kind of acronym?
Bir çeşit sinyal ile o sivrisinekleri kontrol ediyor olman lazım.
You must be controlling the mosquitos via some sort of signal.
Bir çeşit sokak panayırı kazası.
Some kind of street-fair accident.
Bir çeşit, sülük.
Some kind of leeches.
Bir çeşit parti teması olan sevdiğim bir oyun var.
There's a game I enjoy, sort of a theme for a party.
Bir çeşit obje. Prens'in Anna'ya gösterdiği tiksindirici bulduğu bir şey.
Some object the prince showed to Anna which she found abhorrent.
Cupcakelerinizi bir çeşit performans sanatında kullanıyorum.
I'm using your cupcakes in some performance art.
Geldiğin için teşekkür ederim ama seni uyarmam gerekiyor,... burada bir çeşit Lockhart / Agos / Lee tarzımız var ve sen o tarzda değilsin.
Thanks for coming in, but I think I should warn you that we have a sort of Lockhart / Agos / Lee type here and you're not really it.
David'in ölümü ve Roger Levkin'in intiharı bunların bir çeşit görev olduğunu gösteriyor.
With David's murder and Roger Levkin's suicide, it all points to some sort of mission.
Sence bir çeşit şifre mi?
Think it's some sort of code?
Beni bir çeşit araştırma merkezine götürdüler.
They've taken me in at some kind of a research station.
Fanny Biggetywitch, sadece bacağına pansuman yaptığım hâlde Bay Wegg'le bir çeşit romantik yakınlaşma içinde bulunduğumu söyleyen bayan. ... bu, oldukça küstah bir hareket. Bunu bir daha tekrarlamazsan müteşekkir kalırım.
Fanny Biggetywitch, to suggest that I am entering into some kind of romantic liaison with Mr Wegg as I am draining the pus from his one good leg is extremely insulting and I'll thank you not to repeat it.
Bir çeşit güç alanı bizi içeride tutuyor.
! There's some kind of force field keeping us in.
Bir çeşit tarikat gibi ve o onlara ölümsüzlüğü sunan bir mesih.
You know, it's like a cult over there, and he is their messiah offering up immortality in a can.
Bunlar bir çeşit koşuyoruz Bir işlem Keen aklamaya.
They're running some kind of an operation to exonerate Keen.
James Bond susturucu ve her şeyin bir çeşit?
Some kind of James Bond silencer and everything?
Bir çeşit anahtar.
It's some kind of key.
Bir çeşit kaçış uzmanı olduğunu söyledi.
She said she was an escape artist.
Evet, dairesinde bir çeşit süslü türf yağı kullanıyordu.
Yeah, he was cooking with some fancy truffle oil in her apartment.
Sonik, senin bir çeşit suçlu olduğunu sanıyorlar.
they think you're some sort of criminal.
"Nottingham Şövalyeleri" en kötülerden birisi olduğuna göre çöp alanına gönderilmesi bir çeşit kaderdi.
If Nottingham Knights was one of the worst, then consignment to a landfill was too kind a fate.
- Bir çeşit oyuncu gibi gözükmüyor mu?
Does he seem like he's kind of a player?
Avlarını bulmak için bir çeşit radar olan "ekolokasyon" u kullanırlar.
They use echolocation, a kind of sonar, to find their prey.
Tapınağınızda çalıştığınız, bir çeşit kara büyü mü?
Is it a form of dark magic practiced at your temple?
Bir test tüpünün içine koyup bizim DNA ayrıştırmak için kullandığımız bir çeşit sıvı kullanarak yıkadım.
I put it in a test tube and washed it with some buffer that we use to extract the DNA.
- Bir çeşit kutlama.
- A little.. sort of celebration.
Nedir bu, bir çeşit dini olay mı?
What is this, some kind of fucking religious thing?
Yaptığım şey bir çeşit kurgu.
Fiction's kind of what I do.
Bay Fawcett, ormanda cehennem Ama bir çeşit onu seviyor.
Mr. Fawcett, that jungle is hell, but one kind of likes it.
Aguadilla'da sadece bir çeşit kravat vardı ve asla oraya geri dönmedim o yüzden de asla öğrenmedim.
We only had one tie in Aguadilla, so I never got a turn, so never learned, you know.
Nesin sen, bir çeşit robot mu?
What are you, some kind of a robot?
Bir çeşit uzay vampiri misin yani?
You're like some kind of a space vampire then?
Yaratık kız, sana bir çeşit zihin kontrol virüsü bulaştırmış gibi görünüyor.
It seems like that girl creature must have put out some kind of mind control virus on you.
Fırtına ya da kasırga yaratmak için havayı kontrol edebiliyorlar gerçi, o da bir çeşit fırtına ama...
They can control air itself to create storms or tornados, which is a kind of storm, but also like...
Bir çeşit aziz misin?
So, you're a saint?
Burada ne çeşit bir ihtimalden bahsediyoruz?
Well, what kind of odds are we talking about here?
Bu çeşit sergilerde bir sürü yüksek rütbeli kişi olur.
Those kinds of expos attract a lot of high-ranking people.
Üç çeşit temizleme sıvısı iki 900 gram salam parçası ve bir pasta kalıbı.
Three types of cleaning solution, two pounds of salami parts and one baking tin.
Ne çeşit bir koç?
What kind of coach?
Ne çeşit bir keşiş, tek başına 25 Moğol askerini öldürebilir?
What kind of monk is able to kill, by himself, 25 Mongol soldiers?
Bu herif ne çeşit bir canavar böyle?
I wonder what kind of monster he is?
Ne çeşit bir sıkıntıyla uğraştığını bilmesem de uzun zaman önce kardeşim aile servetimizi dolandırıcının birine kaptırdığında o zaman bile kafama çiçek kondurup delinin birini oynadığımı biliyor musun?
I don't know what kind of trouble you're dealing with... but back in the day, my brother lost my family fortune to a fraud. Even then, I still put a flower on my head and did a show about a madman.
O çeşit bir his...
That kind of feeling...
Sana yardım edip edemeyeceğimi bilmiyorum ama Dr. Chun'un üzerinde ne çeşit bir koku kaldı diye bakacağım.
I don't know if I can be of any help... I'll take a look at Dr. Chun to see what kind of scent is still there.
- Ne çeşit bir koku?
What kind of scent is that?
bir çocuk gibi 16
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
bir çift 25
bir cinayet 23
bir ceset 19
bir çok şey 16
bir cinayet işlendi 18
bir çocuk 115
bir cevap istiyorum 17
bir canavar 53
bir çift 25
bir cinayet 23
bir ceset 19
bir çok şey 16
bir cinayet işlendi 18