Birds перевод на английский
8,049 параллельный перевод
İspanyol gribinden mutasyona uğramış gibi görünüyor, muhtemelen kuşlarda var olan öncü bir virüs.
It appears to be a mutated form of the spanish flu, Possibly with a precursor virus that was harbored in birds.
Ölü kuşların arasına dalan kedi gibi mi?
Like a cat bringing in dead birds?
Tıpkı senin kuşları röntgenlemeye başlaman gibi.
Just like this started with you spying on birds.
# Dört ötüşen kuş, üç Fransız tavuğu, iki kaplumbağa #
~ ♪ Four calling birds, three French hens, two turtle... ♪ ~ TYRES SCREECH
Kuşlarla konuşurum.
I talk to birds.
Ayda bir kuş olup olmadığını merak ediyorum.
HOMER : I wonder if there's birds on the moon.
Değerli kuşlarınıza bir şey olmasına izin vermezdiniz, değil mi?
You wouldn't let anything happen to your precious birds, would you? This is silly.
Ve artık hayatlarımızdan sonsuza dek çıktı.
[birds chirping ] [ heartbeat]
Size anlatacağım şey, hepimizin istediği bir şey mutluluk arzusu.
[birds chirping ] [ puppy barks, whines]
Bunu kitaptan mı kopardın?
[birds chirping] Belle?
Kadim bir ayin ama onları geri getirebilir. - Ayini gerçekleştirmen gerekiyor.
[bird caws ] [ birds chirping]
Hadi.
[birds cawing] Do help her!
Sen birbirimize benzediğimizi düşünmüyor olabilirsin ama onlar öyle düşünüyor.
You may not think that we're birds of a feather, but they do.
Ama bu birbirimize benzediğimiz anlamına gelmez.
Doesn't make us "birds of a feather."
Konuşan kuşlar bizi gizemli peri annelere götür...
Magic talking birds leading us to fairy godmothers in the mysterious...
Hanıma kuşların girmesi yasaktır!
No birds allowed in my tavern!
Hanına kuşların...
No birds allowed in your...
Rahiplerden biri kaçmaya karar verip, belgeye göre evden, evin, üst odalarından birinin anahtarı, iki tahta kiriş büyük ihtimalle çatıyı ayakta tutan, altı kuş ve bir masa.
And one of the priests decided to run away and he stole from the house, according to the scroll, a key to one of the upstairs rooms, two wooden beams that presumably held the roof up, six birds and a table.
Büyükbabam, gökyüzünün kararacağından her şeyin sessizleşip kuşların ötüşünün kesileceğinden bahsederdi hep.
He always spoke of the sky going dark and everything going quiet and the birds stopping singing.
O aptal kuşların pisliklerini kim temizliyordu sanıyorsun?
Who do you think had to clean up after those damn birds?
Küvetin de, kuşların da canı cehenneme.
Go! And screw the tub! And screw the birds!
Kuş başka bir restoranda başka bir ağaç bulur.
The birds will find another tree in another restaurant.
Burda durup kuşları kurtarabiliriz.
We can stay and save the birds.
Angry Birds, kulağa eğlenceli geliyor.
Angry birds sounds like it's fun.
Bence kuşlar yeterince uyuyamadıkları için çok kızgınlar.
You know, I bet the birds are so angry'cause they don't get enough sleep.
Çünkü kızgın kuşlar her zaman gelip onların evlerine çarpıyorlar evlerini buzun içinde veya uzayda inşa etseler bile.
The birds are always crashing into their house, Even when they build them out of ice or in space.
Ama akılları sürekli kuşlar da.
HE COUGHS But it's the birds that are constantly on their minds.
- Aslında, ben de kuşları gördüm.
Actually, I had a dream about birds as well.
Falkland adalarındaki yuvalayan kuşlarının büyük kolonileri acımasız bir avcının hedefinde oturuyor.
Huge colonies of nesting birds on the Falkland Islands are a sitting target for a ruthless predator.
Sinekkuşları bütün kuşlar içindeki en hiperaktif yaşam tarzına sahip hayvanlardır.
Hummingbirds have the most hyperactive lifestyle of all birds.
En önemli görev gökyüzünü gözetlemektir. Çünkü sürü, yırtıcı kuşlardan gelecek hava saldırılarına karşı savunmasızdır.
Scanning the skies is a lookout's most important task, because the troop is vulnerable to aerial attack by birds of prey.
Gençler dokumacı kuşların tehlikeli olmadığını çabucak öğrenirler.
BIRDS CHATTER Youngsters quickly learn that weaverbirds are no danger.
Guguk kuşları diğer kuşların yuvalarına yumurtlar ve civciv yetiştirmenin zorluklarını başkasına bırakırlar.
Cuckoos lay their eggs in the nests of other birds and leave the hard labour of rearing the chick to someone else.
- Kuşlarla ilgilendiğini bilmiyordum.
Didn't know you were that into birds.
Ama nadir kuşlar olduğunda herkes fotoğraf çekmek için yarışır.
When the rare birds show up, everyone flocks here for pictures.
Stymphalian kuşları...
The Stymphalian Birds.
- Kan Stymphalian kuşlarını çeker.
You'll draw blood. It will attract the Stymphalian birds.
Kuşlarla beraber geldi... ~... genç öğretmen ~
The young teacher came with the birds.
Tek taşla üç kuş.
Three birds, one stone.
Yağmur durduğunda kuşlar köyün üzerinde uçuştular.
When the rain stopped, Birds flew over the village.
Bu uçakları her yönden güvenli hale getirmek için tepeden tırnağa eğitim almışsınız.
You were trained top to bottom on every aspect of maintaining these birds.
Gökyüzüne gönderdiğimiz bütün araçların son durumunu gördün mü hiç?
Hey. Have you seen the latest spec of all the birds we have up in the sky?
Sizce yumurtalarının yendiğini gördükten sonra kuşların buraya uğramaktan vazgeçmesi ne kadar sürer?
How long do you think it would take to trust the birds to stop coming here once they see their eggs eaten?
Bu kuşlar ömür boyu tek eşlidirler bu yüzden, dişisiyle birlikte adeta düet yapıyorlar önce kendi söylüyor, ardından dişisi karşılık veriyor ve devam ediyor.
These birds mate for life, so he would be singing a duet with his mate, where he sings, and then she sings back and forth.
Kuşlar öter dili dili
Let the birds sing dilly, dilly
"Anladığım kadarıyla kaçışı için vahşi bir kuş sürüsünün göçünden faydalanmış." mı?
"I believe that for his escape he took advantage of the migration of a flock of wild birds?"
Vahşi bir kuş sürüsüyle yolculuk etmiştin.
You travel with a flock of migrating birds.
Valizleri ben alırım.
I've got the birds.
- Ve kuşlar.
- And the birds.
Sana bir görev vereceğim, hayatım.
[birds chirping ] [ indistinct conversations]
Güç
BIRDS CHIRP