Blocks перевод на английский
4,697 параллельный перевод
Anestezi, beyine giden sinirleri engeller. Böylece acı hissi ortadan kaldırılır.
Anesthesia blocks the impulses to the brain so one doesn't feel the sensation of pain.
- En fazla 20 blok.
20 blocks at most.
Kadınlarla birlikte olma konusunda takıntıları olan birkaç adam tanıyorum.
I know a few people that have had mental blocks on getting women and stuff like that.
Federal Binası'nın birkaç blok yakınında ineriz.
It'll drop us a couple blocks from federal Plaza.
Federal Binası dört blok ileride.
Fed building's just four blocks up.
Dört blok ve 15 şarjör kaldı aramızda.
Four blocks and only 15 rounds of ammo between us.
Olay olduktan kısa bir süre sonra güvenlik kameraları olay yerinden iki blok ötede dört kapılı siyah bir sedanın oradan ayrıldığını tespit etmiş.
A surveillance camera two blocks away from the crime scene picked up a dark, four-door sedan leaving the area shortly after this happened.
Tamam, bekle, orada Dobbs'un listesinde olan bir ev vardı, buradan iki blok ileride, Moa Caddesi.
Okay, wait, there's a house on Dobbs'list two blocks from there, uh, Moa Street.
Kanlı elbiseleri evinden bir kaç blok ötedeki bir çöplükte bulununca öldüğü sanıldı.
She was presumed dead when her bloody clothing Was found in a dumpster several blocks from her home.
Terapi, saatlik seanslar halinde yapılır. ve ben şimdi program yapıyorum. seninle iki öğleden sonra geçirmek için.
Like, uh, therapy we do in hour blocks, and right now, I'm scheduled to spend two afternoons with you.
Yüzbaşı, Bu bizim plaka tanıma programımız. bir toplama noktası var just blocks from the victim's house.
Captain, our license-plate recognition program has a collection point just blocks from the victim's house.
İlkel binalarımızda sizin gibi insanların doğacağı kimin aklına gelirdi ki?
Who would ever have imagined that a people like you would be born of our own primitive building blocks?
Üstümde bu tişört, sokakta 27 meyve suyu taşımak zorundayım.
I have to carry 27 juices 2 blocks wearing this.
Bizimkiler buraya çok yakın bir ev aldılar.
My folks bought a house a few blocks away.
İyi haber, Yelp'e göre cenaze, Philadelphia'nın meşhur bonfile sandviç mekanına iki blok uzaklıktaymış.
Well, the good news is, according to Yelp, she's dead about two blocks from the famous Philly cheese steak place.
Bir kaç blok ötesinde
A few blocks away.
Montreal buradan birkaç blok ötede.
Montreal just a few blocks from here.
Legolardan yaptığım şu yaratıcı şeylere baksana.
I mean, look at all the imaginative things I made out of blocks.
Belki biri izliyordur diye birkaç sokak öteye park ettim.
I'm parked a few blocks away just in case somebody's watching.
Yaklaşık 525 Siyahi, Brown Kilisesi'nden çıkıp Pettus Köprüsü'nü ve Alabama Nehri'ni geçmek için 6 blok yürümüş bulunmaktalar.
About 525 Negroes had left Brown's Chapel and walked six blocks to cross Pettus Bridge and the Alabama River.
Buradan iki blok ötede doğdum.
I was born two blocks from here.
- 9 blok arkasındasın ve yaklaşıyorsun.
Nine blocks behind him and closing.
2 blok sonra onu yakalayacaksın.
Just two blocks and you got him.
- 6 blok uzaklıkta.
- Six blocks away.
Üç sokak ötede.
It's just three blocks over.
Kampüs 2 blok ötede ve eşyaları almak için bolca zamanımız var. Evlendiğimizde buraya taşınabilirsin.
- And... we got campus two blocks away, and we got plenty of time to furnish it, and when we're married, you can move in.
Bir tanesi kül rengi, diğer ikisi bağIı.
One's on cinder blocks, the other two are accounted for.
Güneşimi kapatıyor, nasıl uğraşmam.
Well, it's a little hard to do when it blocks the sun.
Üç blok ötede 17. yol açık. Dümdüz ileride.
17th Avenue clear in three blocks, directly ahead.
Buranın batısında büyük bir mezarımız var ama onları taşımak için yeterli insan gücüm yok.
We have a mass grave a few blocks west, but, I can't spare the manpower to move them yet.
Ve bulunduğunuz yerden iki blok ötede Taylor diye bir restoran var.
And there's a diner called Taylor's two blocks from where you are.
O kafasinda bitirmişti herşeyi.
- He blocks with his head. - Rocky has heart.
İki kiloluk paketler halinde.
Five-pound blocks.
Sizleri düşman bölgesinin altı blok kuzeyine getirip götüreceğiz. Ki ateş edeceği zaman sizi keskin nişancının burnunun dibine koymuş olacağız, tamam mı?
We'll shuttle you six blocks north into enemy territory, which will put you right up under the sniper's nose when he takes his shot, okay?
AME üç blok ötede.
QRF's stuck three blocks out.
4 blok ötedeki Rayburn caddesinde bir tamirci var.
There's a fix-it muffler four blocks down on Rayburn Avenue.
Ama Komiserim, yola barikat koysak bile hala kimi aradığımızı bilmiyoruz.
But, Lieutenant, even if we set up road blocks we still have no idea - who we're looking for.
Ced, ne kadar uzakta olduğumuzu biliyor musun adamım?
Ced, you know how long these Vegas blocks are?
O engelleri geçin!
Shed these blocks!
Her 100 km'de bir tüm tren istasyonlarına da barikat kurulsun.
I want rail blocks at every train station for 100km.
Yani, evim birkaç blok ötede.
I mean, I live a few blocks away.
Patlama New York 10 blok düzeyinde olacak ve ölü 11,000 bırakın.
The explosion will level 10 blocks of New York and leave over 11,000 dead.
Pekala, o beş blok buradan, Cleveland Koleji'nde bulunuyor.
All right, he's at Cleveland College, five blocks from here.
3 blok önünde.
He's 3 blocks ahead.
Beş blok ileride iki ölümcül saldırı oldu.
We've had two fatal attacks occur within five blocks of each other.
Üç blok ileride yaşıyor buranın kuzeyinde.
Lives about three blocks... North of here.
Üç blok daha kaldı, sonra sağa dön.
- Three more blocks and then make a right.
Evet, iki blok ötede büyüdüm.
Yeah, I grew up two blocks over.
Buradan üç blok ötede yaşıyorlar!
They live three fucking blocks from here!
Buradan birkaç blok ötede.
It's a few blocks from here.
- İnsanlar hücreleri araştırın.
- Humans, search the cell blocks.