Bombolini перевод на английский
90 параллельный перевод
Ne düşünüyorum biliyor musun, Bombolini?
You know what I think, Bombolini?
Luigi haklı, Bombolini.
Luigi's right, Bombolini.
Bombolini, orda ne yapıyorsun?
Bombolini, what are you doing up there?
Herkes koca aptal Bombolini'yi hor görüyor.
Everybody despises the big fool Bombolini.
Pekala, koca aptal Bombolini sizin için büyük bir gösteri yapacak.
All right, the big fool Bombolini is going to make a big splash for you.
Ve ben, annen, Rosa Casamassima, Bombolini'den utanıyorum.
And I, your mother, Rosa Casamassima, to-my-shame, Bombolini,
Bombolini!
Bombolini!
- Bombolini.
- Bombolini.
Yaşa Bombolini!
Viva Bombolini!
- Bombolini!
- Bombolini!
Italo Bombolini, şarap satıcısı.
Italo Bombolini, the wine seller.
Bu çılgın kalabalık Bombolini'yi seçtiyse, o zaman onunla anlaşmak zorundasınız.
If that crazy mob has chosen Bombolini, then you'll have to deal with Bombolini.
Bay Italo Bombolini ve değerli yurttaşlar!
Signor Italo Bombolini and good citizens!
Santa Vittoria'nın değerli sakinleri, Size yeni lideriniz olan, muhteşem başkan Italo Bombolini'yi takdim ediyorum!
Good citizens of Santa Vittoria, I present to you your new leader, His Honor, the most excellent Mayor, Italo Bombolini!
Hey, Rosa Casamassima Bombolini.
Hey, Rosa Casamassima Bombolini.
Rosa Bombolini.
Rosa Bombolini.
Bombolini, belki Santa Vittoria'nın Makyavelli'si bile olabilirsin.
Bombolini, you may be the Machiavelli of Santa Vittoria.
Herhangi biri Bombolini'nin bir dahi olduğunu söyleyebilir.
I submit, anybody may say, Bombolini is a genius.
Bombolini senin iyi biri olduğu söyledi.
Bombolini tells me you're a good man.
- İki. - Bombolini!
- Bombolini!
Başkan Bombolini!
Mayor Bombolini!
Bombolini.
Bombolini.
Almanlar geliyor, Bombolini!
The Germans are coming, Bombolini!
- İçeri gel, Bombolini.
- Come in, Bombolini.
- Bombolini, bu işe yaramayacak.
- Bombolini, this won't work.
Pekala, Bombolini, Başlatabilirsin.
All right, Bombolini, you can start them going.
Bombolini, dört sıranın da devam etmesini sağlayamazsın.
Bombolini, you won't be able to keep four lines going.
Bombolini'nin beyninin kıçında olduğunu bütün dünya biliyor.
The whole world knows Bombolini's brains are in his ass.
İnsanlar seni seçti, Bombolini.
The people chose you, Bombolini.
- Italo Bombolini, efendim.
- Italo Bombolini, sir.
Bombolini, efendim.
Bombolini, sir.
Bombolini, şurdaki insanlar kim?
Bombolini, who are those people over there?
Rosa Bombolini'nin dalkavuk kocasının söyleyecekleri için biraz sessiz olalım.
Quiet for a word from the butter-nose husband of Rosa Bombolini.
O haklı, Bombolini.
He's right, Bombolini.
Bununla birlikte, Bombolini, seninle zaman zaman konuşacağız.
However, Bombolini, we'll talk from time to time.
Italo Bombolini kocan, değil mi?
Italo Bombolini is your husband?
- Bombolini sizden yaka silkmekte haklıymış.
- Bombolini is well rid of you.
- Dinle Alman, bütün kasaba koca bir Bombolini zaten.
- Listen, German, the whole town is one big Bombolini.
Bombolini, Yanındaki yere işemek istediğinde Neden hep dağın etrafından dolanmak zorundasın?
Bombolini, why do you always have to go all the way around the mountain when you want to take a leak next door?
- Sorun değil, Bombolini.
- It's all right, Bombolini.
Bombolini, yalan söylüyorsun.
Bombolini, you are lying.
Bombolini, yönetici olmak senin kaderin.
Bombolini, it is your fate to be a civil authority.
Sadece belli bir oranını, Bombolini, yalnızca belli bir oran.
Only a portion of it, Bombolini, only a portion.
Bombolini, Almanya'nın vermuta ihtiyacı yok.
Bombolini, Germany has no need of vermouth.
- Çok sıkı pazarlık ediyorsun, Bombolini.
- You drive a very hard bargain, Bombolini.
- Başkan Bombolini.
- Mayor Bombolini.
Bombolini, bunun için üzgünüm.
Bombolini, I'm sorry for this.
Dinle, Başkan Bombolini,
Listen, Mayor Bombolini,
Bombolini, akıllı bir adam olarak, ikimizi de daha fazla çaba ve... daha fazla acı çekmekten kurtarman için, bize söylemeni istiyorum.
Bombolini, I ask you to tell us, as a reasonable man, to save both of us further effort and further pain.
Sen başkansın, Bombolini.
You are the Mayor, Bombolini.
Hepsini Bombolini'ye içireceğim.
I'd make Bombolini drink it.