Bonneville перевод на английский
78 параллельный перевод
Mükemmel bir Bonneville'de güvenli taşıma için mi?
For delivery and security in a mint-condition Bonneville?
Evet 85 Model bir Bonewille'im var ama kenar bantları çıkıp duruyor...
Yeah, I got this'85 Bonneville and the side mouldings just won't stay on...
Demirleyeceğimiz yer Bonneville, Utah.
The place we're harboured in is Bonneville, Utah.
Ben Bonneville, Utah'a gidiyorum.
I'm off to Bonneville, to the Utah.
Eğer gerginlikten konuşmak istiyorsan Kirk'e - Bonneville'imize yumurta atan çocukları sormalısınız.
If you want nervous, you should've seen Kirk deal with the high school boys who egged our Bonneville.
- Mavi bir Pontiac Bonneville.
- Uh, it's a blue Pontiac Bonneville.
Artık Bonneville'de kalıyorum.
I'm staying at the Bonneville now.
Bonneville'e de bunun için bakacağım.
That's why I have to get up to Bonneville.
Fran, bunu kimseye söylemedim ama Bonneville'e gidebileceğimi hiç sanmıyorum.
Well, I haven't told anyone else this, Fran, but... I don't reckon I'll be gonna Bonneville.
Los Angeles'dan da bir araba satın alıp Utah Bonneville'deki Tuz Çölleri'ne geçeceğim.
And I'll buy a car in Los Angeles... and drive up to Utah, to the Bonneville Salt Flats.
Gençliğimden beri hızlı giden şeylere hep ilgi duymuşumdur. Bonneville'de de her şey gerçekten çok hızlı.
Ever since I was a lad I've been interested in things that go fast... you know things that rolls and go and... at Bonneville things go real fast.
Bonneville'e gidip geri dönmek ne kadar zaman alıyorsa.
However long it takes me to get to Bonneville and back.
Motorumu Bonneville'e götürmek için derme çatma bir römorka ihtiyacım var.
I've got to knock up a trailer... to drag my bike over to Bonneville.
- Kusura bakma dostum. 23'üne kadar Bonneville'de olmam lazım. Hız haftası başlıyor, biliyorsun işte benim de yola koyulmam lazım.
Sorry, mate, I've got to get to Bonneville by the 23rd... that's when speed week starts and you know, gotta hit the road.
Bonneville, buna inanamıyorum.
Bonneville... I mean I can't believe it.
İşte Bonneville.
This is it, Bonneville.
- Şu andan itibaren yapacak bir sürü işim var. Seneye de Bonneville'e gideceksem tabii.
- Right now I've a lot of work to do... if I'm to get back to Bonneville next year, you know.
Joe'nun arabası.
Joe's Bonneville...
Joe ve ben, Bonneville ile... Santa Barbara'dan Pocatello'ya kadar arka yollardan gitmiştik.
Joe and I drove the Bonneville on the back roads all the way from Santa Barbara to Pocatello.
'67 Pontiac Bonneville'imiz olduğu için şanslıyız.
Lucky for us we're driving a'67 Pontiac Bonneville.
Green Bonneville, değil mi?
Green Bonneville, isn't it?
Varmak istediğim şey, iki gün sonra onu altına edene kadar düzdüm. Annen otumu sararken biz arabanın arka koltuğunda işi becerdik.
The point is, is that two days later, I banged the shit out of her in the back of a Bonneville while your mother filled my prescription.
William Bonneville'in resminden. Kara Şövalye.
William Bonneville's painting, The Dark Rider.
Bu hafta sonu Bonneville'de çalacaksın.
I got you on the list. You're playing this weekend, showcase at The BonneviIIe.
En kötü kazalardan konu açılmışken Tommy'nin geçen yıl Bonneville'de yaptığına ne dersiniz?
Talking about worst crashes, how about Tommy last year at Bonneville?
Tanrım, gerçekten eğlenceli 1964 model Pontiac Bonneville'm var. Tasarımcısı çıplak aktris.
God, I just got this really fun'64 bonneville that this designer, nudie, did.
Sanırım 66 model Triumph Bonneville TT'ye binip gitti.
I think she just left on a'66 triumph bonneville t. T.
"68 Bonneville".
I own one. '68 Bonneville.
- Bonneville motor mu?
Bonneville engine?
Kocanın Lasebre marka arabasını, bilinen bir motelin park alanında... yanında sekreteriyle görüldüğünü... söylemek için bir arkadaşının... seni aradığında hissetiğin duygu.
The kind you might feel when your friend calls to say your husband's LeSabre was seen in the parking lot of a certain motel, next to his secretary's bonneville.
Hala duruyorsa ev ilanına ismini koyman gerek.
You need to put the registration for the Bonneville in your name if you still have it.
Bonneville ayın yüzeyinde olmaya benziyor.
[Hansen] Bonneville is like being on the surface of the moon.
Bonneville hayatımı değiştirdi.
Bonneville changed my life.
İşte bu, bu işin Kutsal Kasesi, dünyada herkes Bonneville'i bilir.
This is it, this is the Holy Grail, everybody in the world knows Bonneville.
Bonneville 10 millik bir yarış sahası, ve 3, 4 mil boyunca en yüksek hızınızla saatte 200 mille gidiyorsunuz.
[Valerie Thompson] Bonneville is a 10-mile course, and you're at full speed, 200 miles per hour, for three or four miles.
Bonneville'e gitmek gibi.
No. It's like going to Bonneville, it's the same thing.
Laura Klock, kızımla birlikte Bonnevile Tuz Düzlüklerinde, kara hız rekoru sahibiyiz.
Laura Klock, I'm a land speed record holder on the Bonneville Salt Flats with my daughters.
Adam, adeta Orta batı'nın Liam Bonneville'ı.
He's basically the Liam Bonneville of the Midwest. Liam Bonneville?
Liam Bonneville? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yaramaz çocuğu?
The department of the interior's resident bad boy?
Liam Bonneville, personeli küçük düşürmek için kullandı hatta, ama zaten haytanın tekidir.
Liam Bonneville actually used it to humiliate staffers, but...
Liam Bonneville de gelecek.
Liam Bonneville's gonna be there.
Liam Bonneville? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yaramaz çocuğu mu?
Liam Bonneville... the department of the interior's resident bad boy?
Liam Bonneville benim teklifimi okumuş.
Liam Bonneville read my proposal.
Liam Bonneville yüzünden heyecanlandım.
Liam Boneville has me in a tizzy.
2008 model Triumph Bonneville T100.
Triumph Bonneville T100 2008.
Bonneville'de kara hız rekorunu kırdılar.
They broke the land speed record right up in Bonneville.
Hâlâ Bonneville mi sürüyorsun?
Still riding the Bonneville?
Tanıyorsun adamı. Herkes Bonneville'lerine binmişti, bir ben Harley'imdeyim.
Everybody was on their Bonnevilles, except I was on my Harley.
Bonneville'ime bak!
Look at my Bonneville over here!
Bonnerville'ini hurdaya çevirdiğim zaman hariç tabii.
Except for the time I wrecked his Bonneville.
Bonneville.
[Brian Klock] Bonneville.