Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Boom

Boom перевод на английский

6,027 параллельный перевод
Fiyatlar tavan yaptığında, acayip kazanırız.
Then when the boom comes, we make a killing.
Pawnee'deki ekonomik gelişim sayesinde emlak fiyatları zirvede.
Thanks to the recent economic boom in Pawnee, real estate prices are at an all time high.
Tam da tepede olduğunu...
You just know that off the top of your...? - Boom.
Mükemmel!
Boom! Perfect!
Üç yıl seminer görmedim, Önceki gün tasmanı getirdin ve boom, Atıldınt.
Part I don't get is three years in the seminary, days before you get your collar and boom, you drop out.
Tek ihtiyaçları olan bir rakip, sonra bum!
- All that needs is a match and : boom!
26 yaşında olduğuna emin misin?
Vonnegut... mom committed suicide. Boom.
Eğil bakalım, çak bi'beşlik
Oh, boom. Lean down, high five.
Petrolu emicilerle çekme nasıl gidiyor?
How you doing on boom supply?
Büyük emicilerle çektiğimizi temizleyip yeniden kullanıyoruz.
Hard boom we clean and reuse, so we're good there.
Küçük emicilerin ise kendi batırılmış petrolünün değişmesi gerekiyor. Yani talep hala devam ediyor.
Soft boom needs to be replaced when it's oil soaked, so... demand is never ending.
Ne kadar sıklıkla yumuşak petrol emicilerden kargo alıyorsunuz?
How often are you receiving shipments of soft boom?
Söylesene, Her gün kamyonların Yumuşak Emicilere getirilmesi için kimi aramam lazım?
Enlighten me, Mr. Morris, who do I need to call to get trucks bringing in soft boom every day?
Bİr hafata içinde hiç kargo almadık ve gerçekten yavaş çalışıyoruz planlar petrolün batıya doğru hareket ettiğini gösteriyor ve Mississippi'nin batı sahilini yeterince koruyamıyoruz.
We haven't received a shipment of soft boom in over a week, and we're running real low. Projections show the oil moving west and we don't have enough to protect the western coastline of Mississippi.
Onun kasık ve patlama Rub!
Rub into her crotch and boom!
Tek söylediğim Vee'ye bir çeşit voodoo büyüsü yaptılar ve kaltak kayboldu.
All I'm saying is, they did some kind of voodoo spell on Vee, and, boom, bitch was gone.
sonra tekrar yukarı sonra tekrar aşağı ve ona yüzüğü veriyorsun.Boom kulağa biraz...
And then bounce up and then down and then give her the ring. Boom. Okay, that sounds...
Boom.
Boom.
ve bummmm! Xbox One.
and boom Xbox one.
Buuuum!
Boom!
Hayır, bu noktada ya yürürüz yada bumlarız.
Nah, at this point we either buckle or we boom.
Bum!
Boom!
Burayı düzeltmeliyim. Bunu buraya koyarım... İşte süper oldu -
I got a fix right here- - all right, we'll just put this up and boom, that's pretty good.
Bir gün The Cheesecake Factory sırasında bekliyordu ve bum.
She was standing in line at The Cheesecake Factory one day and boom.
Kanosuna bindi ve uzaklaştı, ve sonra, boom, ters döndü.
He got back in his kayak, paddled away, and then, boom, flipped.
Sonra, boom, olan oldu.
Then, boom, it happened.
Bu kasabaları kurmak yıllarımızı aldı. Sonra da bum! Gözünü açıp kapayıncaya kadar gitmişti.
It took us ages to build these towns and then- - boom!
Birisine açılmazsan zamanında sen bekledin diye 46 senenin sonunda mortu çekiverirler.
You can't wait to tell someone how you feel, because if you wait, before you know it, boom, 46 years later they're gone.
Ateş!
Bang! - Boom!
"... zum, zum, zum ve bum, bum, bum için. " Bunun ne olduğunu bilmiyorum o yüzden biraz şekerleme ve elma getirdim, ne olur ne olmaz.
"zoom, zoom, zoom, and a boom, boom." - [Both laugh] - I don't know what that is, so I brought some sweats and an apple, just in case.
Kendi kanlarında boğulacaklardır. " Koydum.
"As he lieth with woman, they are both committing an abomination, they shall surely be put to death, their blood will be upon them." Boom.
Ama şişko Noel Baba kılıklı gardiyanı görünce aklım gitti!
But then... this chubby Santa Claus-looking guard showed up, and boom!
Felç geçirdi, sonra temiz kağıdı aldı, sonra da öldü.
Well, you know, he had a massive stroke, and then he got a clean bill of health, and then, boom, he just dropped dead.
Navy'de olmakla ilgili şeyler, Keys ile ilgili şeyler turizm patlamasından önce nasıl bir şey olduğuyla ilgili.
Yeah, about being in the Navy... about the Keys... what it was like before the tourism boom.
Oldu bitti, çaresine bakıldı.
Badda-bing, badda-boom.
Geçen bir olay olmuş biri yanlış ilaç almış ve adam ölmüş.
Like, they had one case recently where someone got the wrong medicine, and boom! Dead.
Bum!
Boom.
Hem emmek hem de gömmek istiyorum.
All I want to do is a zoom, zoom, zoom and the boom, boom.
Siktir çok fenaydı.
Boom! Damn, nigga, that was ill.
Aksi takdirde, tik tak tik tak pat.
Otherwise, click-click-boom.
Gözünün önünden bir an ayırırsan, yıldırım nikâhını basıp evlenir.
Let them out of your sight for one second, and boom, shotgun wedding.
Aşağı ışınlanıp kendim kontrol edeceğim.
I'll boom down there and check it out myself.
Işınla bizi buradan.
Boom us out of here.
Asıl eğitimimi Boom-Boom Room'un sahne arkasında aldım.
I got my real education backstage at the Boom-Boom Room.
Bu iş işte böyle halledilir.
Boom. ( chuckles )
Bayan Langford yok ama Bay Langford burada.
Boom. Mrs. Langford isn't home, but Mr. Langford is.
Güm!
Boom!
Aklıma yeni geldi, gelip espriyi patlatayım dedim.
I'm gonna turn the mayoral office into my oral office. Boom!
- O şey mi...
- Boom. - Wow, is that a- -
Bum.
Boom.
Arasında hiçbir şey olmayacak.
- Boom! - Boom.
boomer 100

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]