Brain перевод на английский
25,466 параллельный перевод
O sihirli uyuşturucunun onun zihnini bulandırdığı apaçık ortadaydı.
It was obvious that that magic pot was messing with her brain.
Özür dilerim, beynim biraz kısa devre yaptı da.
I'm sorry, my brain just shorted out a little.
Başka kafasıyla düşünen gerizekalı türü.
The kind of idiot who thinks with the wrong brain.
Eğer yarım beyni varsa, tamamen kendi başına kalınca, ne büyük hata yaptığını farkedecektir.
If he has half a brain, he's gonna realize what a huge mistake he's made... all on his own.
Beynin bazı verileri yanlış yorumluyor ve halüsinasyonlar gerçek hissi veriyor, genelde de bu çok acı veriyor.
It causes your brain to misinterpret certain inputs, and you actually have hallucinations that feel real, and, in most cases, very painful.
- Kahretsin, beynim ağrıyor.
Goddamnit, my brain hurts.
Beyninizle oynayacaklar.
They're totally gonna screw with your brain.
Beyninizin bir kısmı çıkması sebebiyle, bunlar tamamen normaldir.
This is normal since part of your brain needs to come out somewhere.
- Beyin tepkisi aynı olabilir...
- The reaction of the brain could be the same.
Yani, babamın kafasına böcek girmesi ve beynini yemesinden mi korkuyorum?
You mean a fear of my dad having bugs crawl into his head and eat his brain?
Beyninin yarısı gitti baba.
Half your brain is missing, Dad.
O şeyin ne kadarını kullanıyordum ki?
And how much of that brain was I really using?
Einstein beyninin ne kadarını kullanıyordu?
How much of Einstein's brain was he using?
Sadece beyninin sağ tarafını savaşa sokmalısın.
You just need to battle it with the right side of your brain.
Ona, beynimdeki parazitler yüzünden taşınması gerektiğini mi söyleyeceksin?
Tell her she has to move out because I have parasites in my brain?
Herhalde yapım gereği anılar benim için çok önemli.
And the way that I was built, I guess, my brain is... Memory is very important.
Bir şeyleri yarattığın, beyninin düşündüğü bir yer.
A place where you create, a place where you make your brain think.
Sonra bu trans halindeyken beynim kombinasyonlar aramaya başladı.
And then, in this trance, my brain started looking for combinations.
Hint kaz ciğeri dediği şey var... yani, Hindistan'da çok özel bir tat olan keçi beyni.
You get what he calls Indian foie gras, which is goat brain, which is a delicacy in India.
Az önce harika bir keçi beyni yemişsinizdir.
You've just had some lovely goat brain.
Beynim alev aldı! Aynen öyle.
My brain just exploded.
- Beyninde... bir hasar yada benzer bir şey olmadığına emin misiniz?
- Are you sure that he doesn't have any brain damage or something?
Biraz yürü, yürürken de beynini kullan ve bize düzgün fikirlerle gel.
! Why don't you go take a walk and start using your brain on that walk and come back when you have some ideas!
O kadar çok şey düşünüyorum ki sanki kafamın için taşlarla dolu.
There's so much thoughts in my brain, it's like my head is filled with rocks.
Noah, seni beyninden mi bıçakladılar yoksa?
Noah, did someone stab you in the brain?
Beyni...
His brain...
Direkt beyninin içine bakmak varken, tutukluyu niye sorguluyorsun?
! Why interrogate the prisoner when you can just look inside her brain?
Beynin bunu atlayacak kadar zeki. Sen hala küçük bir kızsın.
Your brain is smart enough to have allowed you to skip ahead, but you are still a little girl.
Onun diş ve pençeleriyle beynine doğru kazıyarak gittiğini her pençenin zehirli olduğunu hayal et.
Now imagine it with teeth and claws, digging into your brain, each claw tipped with poison.
Beynin, bayan Quill.
Your brain, Miss Quill.
Bir tür beyin hastalığı.
Some kind of brain disease.
Ufak bir nöbet geçirdiğimi beynimdeki elektrik sinyalleri üçer saniyelik aralıklarla kendini ettiğini söyleyecek.
That I had something like an absence seizure, that the electrical signals in my brain repeated themselves over and over in a three-second pattern.
Beyninde, hayati organlarında.
His brain, his major organs.
Taşıyıcımın beyni konjenital olarak gelişmemişti.
My host's brain was congenitally underdeveloped.
Taşıyıcının beynindeki hasarlı bölgeleri atlayarak orjinal yüklemeni yeniden paketleyeceğiz.
By repackaging your original upload in order to bypass the damaged areas in your host brain.
Yani 30 saniye içinde yeni bir şey öğrenmezsem, başaracağım.
My brain is at full capacity, so as long as I don't learn anything new in the next 30 seconds, I'm gonna ace this.
Eğer uzun süre tutarsan, beynini kızartır.
If you hold it too long it fries your brain.
- Ve beyin kızarma?
- And the brain-frying?
Beyin kızarması meselesi, hatırladın mı?
The brain-frying, remember?
Evet, beyin kızarması konusunda gayet açıktı.
Yeah, I'm pretty clear on the brain-frying.
Sadece beynimin kızarmasına izin vermeyin.
Just don't let my brain get fried.
Elinin beynine girmesi için dönüşmesi gerek.
His hands need to shift to get into your brain.
Quill beynini nereden bulacağız?
Where are you going to find a Quill brain?
Arn'ın feromonu tanrımın kanı ve Quill beyni.
Pheromones of Arn... the blood of my god... and a Quill brain.
Kafandaki en küçük beyin hücrene kadar düşün.
Round up every last little brain cell that's In there.
- Yeni hastalık beyni etkiliyor ve hızla yayılıyor.
New disease affects the brain and spreads rapidly.
- Bir çeşit beyin hastalığı... bilmiyorum.
Some kind of brain disease... I don't know.
Beynin 2 / 3'ü kokmaya adanmıştır.
2 / 3 of their brain are dedicated towards smell.
Beyin oyucu.
It's a brain gouger.
Bir beyin oyucu.
A brain gouger.
Alan, şu beyin oyucuyu benden yapmamı isteseydin ne kadar kızacağını işitebilirdim ve beyni oyup çıkardın.
Alan, hearing how mad you are makes me want to take that brain gouger and gouge your brain out.