Budur перевод на английский
12,169 параллельный перевод
İşte sorun budur sporla bugün.
Here's the problem with sports today.
Bir piç budur.
Technically, the kid will be a...
Hayatımda pişman olduğum bir şey varsa, o da budur.
If there's one thing in my life I regret, it's that.
Anlamlı olan budur.
That's something.
İşte önemli olan da budur.
That's what's important.
O siyah insanlarla ilgilenebilir. Insan gibi, İşte budur.
He can treat black people like human beings, that's what.
Yapmanız gereken tam da budur.
That's exactly what you must do.
Belki de zihninizin savaşmayı bırakmanız gerektiğini söylemenin yolu budur.
Maybe this is your mind's way of telling you to stop fighting.
Budur.
This is it.
Unutmayın, zihniniz budur.
Just remember, it's your mind.
İşte budur kızım!
Hey girl!
Budur.
Rock on.
Yazacağım son şey budur.
This is the last time I'll write.
Orduda size öğretilen teke şey budur.
It's the only thing the army teaches you.
Bütün mesele budur.
That's as far as it goes.
- Budur, Ken.
- That's it, Ken.
Tüm cevap budur.
This is the answer it all.
Eh, tüm iyi şeyleri söylüyorum sona ermek zorundayım ve bunun sonu budur bugünün çizgisi.
Well I say all good things gotta come to an end and this is the end of the line for us today.
Ve Maham baraj inşa etmeyi önermişti nedeni de budur.
And this is the reason why Maham had proposed to build the dam.
Atalarımızın vasiyeti budur.
This is the legacy of our forefathers.
Budur!
- Yes. This is it.
Bak, bazı görevleri belgelemek ve belgelemek zorundayım. Web'de, Ve bu adamı internette ünlü yapan şey budur.
Look, I got to tag along and document some missions, throw it up on the Web, and that's what made this guy Internet famous.
Arap nakitiyle yaptığınız şey budur.
This is what you did with that Arab cash.
Bilirsin, satranç hakkında söylenen budur.
You know, that's what they say about it.
Muhtemelen, o zaman yapılacak en iyi şey budur.
Probably, this is the best thing to do then.
Size borçlu olduğumuz şey budur.
This is what we owe you.
Iste fark budur.
That's the difference.
İşte budur.
There you go.
Çünkü onların istedikleri budur.
Because that's what they would want.
Yapışkan tür budur.
It's the sticky kind.
Hayatınız boyunca yapacağınız en önemli karar budur.
Choosing who to share your life with, that's the most important decision you'll ever make in your whole lives.
Anlatacağım tek şey budur.
And that's the only thing I'ma tell you.
Manny, işte korku budur.
Manny, this is what fear looks like.
Gerçek korku budur işte.
That was real fear.
Bak, bu zenciyi öldürmek zorunda kalacaksın çünkü burada o siktiğimin parası yok, olay budur, siktir!
Look, you'll have to kill this nigga'cause there ain't no motherfuckin money here, and that's that, fuck!
Siktirin gidin buradan, işte budur!
Get the fuck outta here, that's right!
Belki de Doğu ile Batı arasındaki fark budur.
Maybe that's the difference between East and West.
Bu tür problemleri çözmenin geleneksel yolu budur ama bu son çare olmalı, değil mi?
It's the traditional way to settle problems of this kind, but it should be the last resort, shouldn't it?
Belki de anlamayacağın kısım budur.
Maybe that's the part you can't take.
Onun dünyası budur. "Savunur" dan kastım ; rica eder.
That's the world he lives in. And when I say "represents," I mean pleads.
Hepimiz için doğru olan budur.
This is what's right, for all of us.
" Benim gördüğüm ve bana sıkıntı veren şey de budur.
" This is what I see and what troubles me.
- Budur, Sayın Yargıç.
It is, Your Honor.
- İşte budur be.
- Oh, this is what I'm talking about.
Ölmenin hazlarından biri de budur işte.
That's one of the pleasures of dying.
- Budur.
That's it.
Kimi zaman tek elde edebileceğimiz budur.
Sometimes that's all we get.
Chico gibi birinin olayı budur.
See, that's the thing about a dude like Chico.
Basgitarın olayı budur.
I'm sorry.
İşte ruh budur!
That's the spirit.
Olay budur.
That's it.