Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bulursun

Bulursun перевод на английский

3,891 параллельный перевод
Bir yolunu bulursun.
You'll figure it out.
Belki günün birinde hak ettiğin unvanı almak için bir sebep bulursun.
Perhaps one day you will find reason closer to heart, to assume deserved mantle.
Umarim aradigini bulursun.
I hope you find what you seek.
Umarim sen de tüm yasananlara ragmen huzur bulursun.
And you some measure of comfort, despite all that has happened.
Yaşlı Drew hayattaysa, orada bulursun.
If ol'Drew's still alive, that's where you'll find him.
Numaram içerisinde bir yerlerde. Zeki çocuksun, bir yolunu bulursun.
My number's in there somewhere.
Ama eğer herhangi bir olay daha kulağıma gelirse kendini burada bulursun.
But one more incident of any kind that comes to my attention, you'll be straight back down here.
Bir yolunu bulursun sen.
You'll think of something.
Şimdiye sen kendin bulursun, ben de övgüleri toplarım demiştim. Ama...
I thought you would figure it out, then I would take credit for it, but...
Belki bir gün, anlamalarını sağlamanın bir yolunu bulursun.
One day, you could maybe find a way to make them understand.
Yine, ya katip, ya da muhasebeci bulursun.
You'll just bring another clerk or accountant..
Onu Google'de kesin bulursun.
You'ii definitely find her on Google.
Yani, iyilik yaparsan iyilik bulursun.
That means, good equals good.
Ama sen bulursun.
But you are getting yours back.
Bu masadakileri iyice araştırırsan sonunda ne bulursun biliyor musun?
You dig deep enough on anyone in this department, and you know what you find?
Bir yolunu bulursun sen.
Well, you'll figure it out.
Her zaman bir yolunu bulursun.
You always find a way.
Eminim Depo'da işine yarar bir şey bulursun.
Well, I'm sure there's something here you can use, it's the Warehouse.
Belki bunu izlemek isteyen birini bulursun.
Maybe you know someone who'd enjoy watching it.
Bu süre zarfında bir yolunu bulursun.
That should give you plenty of time to think of something.
Kesin bulursun.
You'll find it.
Biliyorsun, acımaya başlarsan kendini benim gibi feribotta asgari ücretle çalışıyor bulursun.
You know you start caring... you'll end up like me working minimum wage on a ferry.
Belki maaşı daha iyi bir iş bulursun.
Or maybe a better paying position across town.
O hâlde günün birinde yeni topraklar bulursun.
Then someday you will find... new land.
Emekli oluncaya kadar kendini at sırtında, SoHo'daki kibirli Avrupalılara park cezası keserken bulursun.
You'll be riding your time until retirement giving parking tickets to Eurotrash in SoHo.
Başka belaya bulaşma yoksa kendini tekrar kutunun içinde bulursun.
Avoid any more trouble, or you'll find yourself back in a box.
Ağlama Charmese, sen de doğru erkeği bulursun.
Aw, don't cry, Charmese. You'll find the right guy.
Gençler zaten haber programı izlemez ki. Torben, programının bir kozu olmadığını düşünüyorsan iptal etmek yerine bir koz bulursun, değil mi?
If you feel that a program doesn't have an edge, then give it one.
Ne zaman şehirde kötü bir şey olsa onu orada bulursun.
Whenever anything bad occurs in the city.. .. yöu will find her there.
... veya bir yolunu bulursun.
_
Bulursun.
You'll find them.
Kesinlikle bulursun.
You definitely will.
Her zaman doğru kelimeleri bulursun sen.
You always find the perfect words.
Sen bir yolunu bulursun.
You'll think of somethin'.
Bir şeyler bulursun.
You detect.
En iyi uyuşturucuyu orada bulursun.
You get the best drugs there.
Her zaman huzur bulurum. Kalbini dinleyip, doğru olanı yaptığında bulursun.
Always found peace comes from doing what your heart tells you is right.
İşte "porno filmi yapanı bulursan katili bulursun" teorisi.
There goes your find the porn maker, find the killer theory.
Sihirli bir hap olmasa da... yoluna devam etmenin bir yolunu bulursun.
Even though there's no magic pill for your pain... you find a way to go on.
Git Amsterdam'a, bulursun.
Go to Amsterdam, you'll see it.
Benim gibi yeteneklisini zor bulursun.
I am a rare kind of professional,... A specialist, you might say.
Biraz aglar, sonra yenisin bulursun.
If you know all that, why don't you leave her, find another?
sabununda bir hatunun tüyünü bulursun, işte bu seksi.
You find a chick's pubes in your soap, that's sexy.
Hayır, fakat yaptığın şeye inandığında işlerin yürümesi için bir yol bulursun.
No, but when you believe in what you do, you find a way to make it work.
Şey gibi tatlısın şey gibi işte... Meselâ yaşlı bir kadına bakınca onu çok güzel bulursun bazen. Bunun gibi yani.
I mean pretty like... like, um, well, you know, like when you look at an old woman, and you might find her very beautiful.
Oh, hadi, istesen böyle 100 şans bulursun.
Oh, come on, you could have 100 chances if you wanted to.
Silas'ı çıkarırsan tedaviyi bulursun.
You dig up Silas, and you've got your cure.
- Belki orada huzuru bulursun.
May you find peace at the end of it.
Bunu saklı tutmanın bir yolunu bulursun.
You'll figure out how to keep that covered.
Bununla, sadece acı bulursun.
You'll only find pain.
Eğer ben büyük bir iş yapmazsam, onu yapacak bir sürü kişi bulursun.
You having fun on the tour?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]