By перевод на английский
386,317 параллельный перевод
Doğum izni bahanesiyle tehdit edilmiş gibi hissediyor ve bu da kontrolden çıkıyor.
She's feeling threatened by her maternity leave cover and it's... it's got way out of control.
İlk konuşma Kay'in meslektaşlarından ve dostlarından gelecek. - Hay aksi, tatlım.
Our first tribute is given by one of Kay's closest colleagues and personal friends...
Sadece küçük bir gezinti yaparak anne-kız bağımızı güçlendireceğiz.
We're going to bond by going on little outings together.
O gece, Paula'nın kocasıyla beraber olup olmadığını ya da kimin yalan söylediğini ortaya çıkaracağız.
We're going to bond by finding out whether Paula was really with her husband that night, or whether someone's telling porkies.
Lia'yı görmeye gelmişti aslında. Ama o sıralar pek kendimde değildim.
She popped by, actually, to see Lia, but I was too out of it.
Yeniden geleceğim, meşgul değilim zaten.
I'll swing by again, It's not like I'm busy.
Yerine geçen kadın mı itti?
By the woman who replaced you?
Sezeryanla doğan... sadece bir bebeğin var.
You just had a baby - by fucking Caesarian.
Araba çarptı.
Hit by a car.
Onlara söylediğimin arkasındayım.
I stand by what I said.
İpucu vermiş miydin?
Instigated by you?
Ölümcül merdiven kazası da var. İtiraf etmeyeceğim gerçeğinden dolayı ağırlaştırıldı sadece.
There's assault with a deadly staircase, aggravated by the fact I won't admit it.
Genelde insanlar şunu sorar : Bu işi yapmaya nasıl başladın?
I often get asked by people, "How did you start doing what you do?"
Genelde bunu genç ve ne yapacağını bilmeyen 17 yaşındakiler soruyor.
I often get asked by young, like, 17-year-old people, who don't know what to do.
Bu arada, yağmur sistemine dair hiç fikrim yok.
By the way, I have no idea how the rain system works.
Toplantılarımızdan heyecanlı dönerim çünkü her zaman karşıma, hiçbir şekilde bilemeyeceğim veya keşfedemeyeceğim bilgilerle geliyor.
I come back excited from meetings, because she's always coming up with information I would've never known or discovered by any other means.
Bu arada eşim, bilmiyor olabilirsiniz...
[Angela] By the way, my husband, you may not know this...
Selam vermeleri, öne çıkıp onları seven hayranlarına görünmeleri gerekiyordu.
I neglected to remember that this was their farewell gig and they would need to take a bow and step out and be seen by their adoring fans.
Ama yine de, Marc Chagall tarafından tasarlanmış 11 adet vitraylı penceresi var.
And yet, there are 11 stained glass windows here, which were designed by Marc Chagall.
Sonraki on yılda, tüm pencereleri birer birer yapmış.
So over the next ten years, he created the rest of the windows, one by one.
2003'ten önceki birçok konsere bakarsanız, fotoğrafların çoğu profesyonel fotoğrafçılar tarafından önden çekilmiştir. Pop yıldızının büyük, tanrısal bir görüntüsü ve arkasında yoğun bir ışık vardır.
If you look at most concerts before 2003, most of the photos were done by professional photographers near the front and you'll see a big god-like image of the pop star and a load of lights behind.
Model, beni büyüleyen hikayeler anlatıyor.
The model tells stories, which I was very captivated by.
Senaryonun tamamını okuduk, ve her sayfa, her saniye için ne olduğunu, kimin ne söylediğini gösteren gerçek bir çizelge hazırladık.
We read the pages of the script, and we literally make a chart, second by second, page by page. What is happening? Who is saying what?
Uğrayıp bir selam verelim ve seni yemeğe götürelim demiştik.
Thought we'd pop by, say hi, maybe take you out for a bite.
Popüler çocuklarla birlikte, moralleri düzelsin diye kapılarının önüne muzlu ekmek bırakırdık.
- Mm-hmm. - The cool kids and I used to try to make them feel better by leaving banana bread outside their door.
Yanından geçerken kaç tane giysimi mahvettim biliyor musun? Güzelim elbiseler, hırkalar, bir topuklum.
Do you know how many clothes I've ruined walking by it... nice dresses, sweaters, a pair of high heels?
Hiçbir şekilde gözümü korkutmuyor o bir kere.
Okay, you know what? I am not in the least bit intimidated by her.
Frank'in beni güldürmediği bir gün bile olmuyor.
A day hasn't gone by that Frank hasn't made me laugh.
Ya Çinliler hackledi ya da siteyi düzeltmesi için tuttuğum Çinli hacker.
It's either a hack by the Chinese or that Chinese hack I hired to fix the website.
Gösteri merkezi nerede bu arada?
What is the venue, uh, by the way?
- Okul yüzüğü ayağının orada.
- His class ring is by your foot.
- Onu arabaya bindirdiğimizde annesini unutup gitmiş olur.
He'll forget about her by the time we get to the car.
Üzgünüm Cam, burada Lily'nin yaptığı bir domuz resmi yok.
Sorry, Cam, no pig painting by Lily here.
Tek yapmamız gereken bizimkilerin görmemesi için arabayı sokağın aşağısına çekmek. - Tamam mı?
All we have to do is make sure that my parents don't see it by moving it down the street.
Mavi Toyota'nın yanına park et.
Park it over there by that blue Toyota.
Biraz kestirip öğleden sonraki çöreğimi yemeye gitmiştim.
I had my nap and I came by for an afternoon claw.
Ben Joey bu arada.
I'm Joey, by the way.
Bunların altından tek başıma kalkabileceğimi sanmıyorum.
- White couch. I don't think I can do all this by myself.
Neyse ki her şeyi tek başına yapmak zorunda kalmayacaksın çünkü hemen burada seni seven ve sana yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacak olan bir ailen var.
Well, you know what, the good news is, is you don't have to do any of this all by yourself, because you have a family right down here who loves you and will do anything we need to do to help you.
Markham'da oda tutacağım. Havuz başında birkaç saat ve masaj. Sonra sulu bir biftek ve patates kızartması yemeye aşağı ineceğim.
I check into the Markham... a few hours by the pool, massage, then I head downstairs for a juicy steak frites, just me and my book, which can't talk to me.
Tek başıma bir gece geçiremeyecek kadar acizmişim imasında bulunulmasını sevmiyorum.
You know, I don't love the implication that I'm so needy I can't spend one night by myself.
- Üzgünüm ama Merryvale Cab'i kadehle satmıyoruz.
Sorry, the Merryvale Ca... uh, doesn't come by the glass.
Bir terapistin irdeleyeceği bir konu.
I can see running it by a therapist.
Çalan parça : "If You Gotta Go, Go Now" - Bob Dylan ( Gideceksen, şimdi git )
( "If You Gotta Go, Go Now" by Bob Dylan plays )
ALderia _ SunfloweR @ Alderiann Keyifli Seyirler.
subs by Elijah May
Arkadaşım beni davet etti.
I was invited over by my friend.
ZAMAN İÇERİK 5'İN 5'İ
Time perceived by an audience.
Claire'le benim yaptığımız resimler.
All of our old school projects... paintings by me and Claire.
Bundan daha kötü okullardan ret aldım ben.
I got rejected by worse schools than this.
Sizi sahne kapısında bekliyor olacak.
He'll meet you by the stage door.
- Evet.
I was about to wig out worse than Princess Margaret when her boyfriend was banished by Elizabeth.