Böyle bir şeyi nasıl söylersin перевод на английский
47 параллельный перевод
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How dare you say he's dead?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How can you say such a thing?
- Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
- How can you say such a thing?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin!
You have the nerve to tell me that!
- Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
Stop talking like that.
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
What right have you got to say a thing like that?
Bir büyüğüm olarak bana böyle bir şeyi nasıl söylersin?
You are my senior. Is that all you can tell me?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin, Usta?
How can you say such a thing, Master...?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How could you say something like that?
böyle bir şeyi nasıl söylersin?
I think so Cut the crap! We've bet our lives on it
Peg, böyle bir şeyi nasıl söylersin?
Oh, Peg, how can you say a thing like that?
- Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
- How could you say that?
- Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How can you say such a thing?
- Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How could you say that? !
Böyle bir şeyi nasıl söylersin, Adi?
How can you say that?
Eleanor, böyle bir şeyi nasıl söylersin?
Eleanor, how could you say such a thing?
Oh, böyle bir şeyi nasıl söylersin.
Oh, that's how you say that.
- Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
What makes you think that?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How dare you stand in my face popping that noise?
Birlikte geçirdiğimiz dokuz aydan sonra böyle bir şeyi nasıl söylersin?
HOW DARE YOU SAY THAT TO ME AFTER BEING TOGETHER FOR NINE MONTHS?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How could you say such a thing?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How can you say that?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
Why would you say something like that?
Tanrı aşkına, böyle bir şeyi nasıl söylersin?
Why in God's name would you say something like that?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How could you say that to me?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How can you be like that?
- Sharon, böyle bir şeyi nasıl söylersin?
- Sharon, how can you even say that?
Bu kadar derli toplu bir kadın için böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How could you say that about a woman who is so together?
Seni büyüten annene böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How can you say such a thing to the mother who raised you?
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How the fuck can you even say something like that?
Mary-Anne, bana böyle bir şeyi nasıl söylersin?
Mary-Anne, how dare you say something like that to me.
Böyle bir şeyi nasıl söylersin?
How can you even say that?
Az önce ayrımcılıktan bahsederken böyle bir şeyi nasıl söylersin?
- How can you say that with the discrimination you were just talking about? - I mean, how...
Böyle saçma sapan bir şeyi bana nasıl söylersin!
How do you get such matters to me!
Lee'me böyle acımasızca bir şeyi nasıl söylersin?
How could you say such a cruel thing to my Lee?
Nasıl böyle bir şeyi Santa Lucia'nın heykeline bu kadar yakında söylersin, eleştirici heykellerin koruyucu meleğinin?
How dare you say something like that so close to the statue of Santa Lucia... the patron saint of judgmental statues.
Böyle bir şeyi çocuklarının karşısında nasıl söylersin?
How can you say stuff like that in front of your children?
Böyle bir şeyi Manpreet'in önünde nasıl söylersin?
How could you say that in front of Manpreet?
- Nasıl böyle bir şeyi söylersin?
- How can you say that? - What?